Güncelleme Tarihi:
34 OECD ülkesindeki alkol tüketiminin yüzde 1,1'inin kayıtlara geçmediği tahmin edilen raporda, bu oranın da eklenmesiyle gerçekte yıllık kişi başına alkol tüketiminin 10,3 litreyi bulduğu tahmin ediliyor. Dünya ortalamasının kişi başına 6,2 litre olduğu dikkate alındığında OECD ülkelerindeki alkol tüketiminin oldukça yüksek olduğu göze çarparken, OECD ülkelerinde alkol tüketenlerin yüzde 20'sinin alkolik olarak belirlendiği vurgulandı.
Türkiye'de bir yetişkin yılda 3 litreden daha az alkol tüketiyor. Kaynak: OECD 2014 Sağlık İstatistikleri
Raporda, daha iyi eğitimli ve sosyo-ekonomik seviyesi daha fazla kişilerin genelde daha az alkol tüketme eğiliminde olduğu ancak, daha az eğitim almış ve sosyo-ekonomik seviyesi kötü olan erkekler ile daha iyi eğitim almış ve sosyo ekonomik seviyesi iyi kadınların alkolik olma risklerinin daha fazla olduğu değerlendirilmesine yer verildi. OECD ülkeleri içinde 2000'li yıllarda hiç alkol almamış 15 yaş grubu çocukların oranı yüzde 44'den, yüzde 30'a düşerken, aynı yaş grubunda alkol alıp en an bir kez sarhoş olan gençlerin oranı yüzde 30'dan yüzde 43'e çıktı.
SEKİZİNCİ SIRADAN BEŞİNCİ SIRAYA ÇIKTI
Aşırı alkol tüketiminin iş hayatına olumsuz etkilerine de yer verilen raporda, ölçülü alkol tüketiminin olumlu etkileri olabileceğine dair bazı ülkelerde emareler olduğu belirtildi. Üye ülkelerin önemli bir kısmında aşırı alkol yüzünden iş hayatında kaybolan verimlilik oranı gayri safi milli hasılanın yüzde 1'ine yaklaşıyor. Alkolün insan sağlığı ile ilgili olumsuz etkilerine değinilen raporda, aşırı alkol tüketiminin, özürlü kalma ve ölüm nedenleri arasında dünyada 1990 ve 2010 yılları arasında sekizinci sıradan beşinci sıraya çıktığı uyarısında bulunuldu.
Raporda, genç yaşta aşırı alkol tüketiminin zararları, "Sağlık sorunları, trafik kazaları, ölüm ve özürlü kalmayla sonuçlanan diğer kazalar, şiddete yol açması, kariyer bozulması, psikolojik bunalım, gebelikte alkol kullanan annelerin bebeklerinin sağlıksız doğması" olarak sıralandı.