Türkiye ekonomisi 85 yılda 46 kat büyüdü

Güncelleme Tarihi:

Türkiye ekonomisi 85 yılda 46 kat büyüdü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2008 13:02

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana geçirdiği ekonomik krizlere rağmen 85 yılda 46,5 kat büyüdü.

Haberin Devamı

Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılında, 2008 fiyatlarıyla, 16,8 milyar dolar olan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2008 yılında 779,4 milyar dolara çıkması bekleniyor.

AA muhabirinin yaptığı hesaplamalara göre, Cumhuriyet Türkiye'si kurulduğu günden bu yana 46,5 kat büyüdü.
Kişi başına milli gelir 1923 yılında 45,3 dolar idi. Bu rakam 2008 fiyatlarıyla 1344 dolara tekabül ediyor. Kişi başına milli gelir 85 yılda 8,1 kat artarak 10 bin 913 dolara yükselecek.

GSYH ise 46,5 kat artarak 16,8 milyar dolardan 779,4 milyar dolara çıktı. O yıl 12 milyon 475 bin kişi olan ülke nüfusu ise 5,7 kat artarak 71 milyon 419 bin kişiye ulaştı.
85 yılın ortalama büyüme rakamı ise yüzde 4,62 oldu.

BÜYÜME SENARYOLARI

Türkiye bu süreçte yıllık ortalama yüzde 5 büyüseydi ekonomi 63,5 kat büyümüş olacaktı. O zaman milli gelir rakamı 1 trilyon 60,9 milyar dolar, kişi başına milli gelir ise 14 bin 854 dolara yükselecekti.

Ülke yüzde 6 büyüseydi, kurulduğu günden bu güne Türkiye, 141,58 kat büyümüş olacaktı. Bu senaryoda kişi başına milli gelir 33 bin 250 dolar GSYH ise 2 trilyon 375 milyar doları bulacaktı. Bu durumda Türkiye Avrupa Birliği ortalamasını yakalayacaktı.

Türkiye şayet hep ifade edilen yüzde 7'lik büyüme potansiyelini gerçekleştirmiş olsaydı, kişi başına düşen milli gelir 73 bin 859 dolar gibi astronomik bir rakama ulaşacak, 110 bin dolarlık Lüksemburg, 84 bin dolarlık Norveç ve 80 bin dolarlık Katar'ın ardından dünyanın dördüncü zengin ülkesi olacaktı. GSYH rakamı 5 trilyon 275 milyar dolar olacak ve Türkiye, dünya sıralamasında ABD'den sonra ikinci büyük ekonomi olarak yerini alacaktı. Bu senaryoda ülke ekonomisi 85 yılda 314,50 kat büyümüş olacaktı.

YOL AĞI GENİŞLEDİ

Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılında ülkenin demiryolu ağı uzunluğu 3 bin 756 kilometre idi. Aradan geçen 85 yılın sonunda bu rakam, 8 bin 697 kilometresi ana hat, 2 bin 287 kilometresi tali hat olmak üzere 10 bin 984 kilometreye ulaştı.

Türkiye'nin 1923 yılında 18 bin 350 kilometre olan karayolu ağı ise 1 Ocak 2008 itibariyle, 1987 kilometresi otoyol, 31 bin 333 kilometresi devlet yolları ve 30 bin 579 kilometresi il yolları olmak üzere toplam 63 bin 899 kilometreye çıktı. Ayrıca 300 bin kilometrelik de köy yolları bulunuyor. Bu durumda toplam yol ağı 363 bin 899 kilometreye ulaşıyor.

İTHALAT-İHRACAT

1923 yılıyla karşılaştırıldığında ihracat rakamlarında büyük bir artış yaşandı ama ithalat da yerinde saymadı.

Cumhuriyetin ilk yılında 50,8 milyon dolar olan ihracat, 2007 yılında 107,2 milyar dolara ulaştı. 2008 yılının eylül ayı itibarıyla son 12 aylık ihracat 132,7 milyar doları buldu. 1923-2008 döneminde 75 yılda ihracat 2612 kat arttı.
Ülkenin kuruluş yılında 86,9 milyon dolar olan ithalat ise ağustos ayı itibarıyla son 12 ayda 208,4 milyar dolara çıktı. Bu dönemde ithalat 2398 kat arttı.

CUMHURİYET EKONOMİSİNİN SATIR BAŞLARI

Cumhuriyet dönemi ekonomi tarihinin satırbaşları olarak, İzmir İktisat Kongresi, devletçilik, ilk plancılık, demiryolu yapımı seferberliği, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın kurulması, Varlık Vergisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) kurulması, 24 Ocak 1980 kararları, Katma Değer Vergisi (KDV), konvertibilite, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Avrupa Birliği (AB) ve gümrük birliği, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) kurulması ve bağımsız kurullara geçiş ilk sıralarda yer alıyor.

-İzmir İktisat Kongresi: Daha Cumhuriyet kurulmadan, Lozan Antlaşması imzalanmadan 17 Şubat 1923'de toplanan kongre, kalkınmaya öncelik veren, yerli ve yabancı sermayeyi, pazar için üretim yapan çiftçileri özendiren ılımlı korumacı bir yaklaşımıyla, genç devletin ilk yıllarında ekonomi politikasına yön verdi.

-Devletçilik: 1929 dünya ekonomik bunalımının etkisiyle yönelinen devletçilik politikasıyla ilk kamu iktisadi teşebbüsleri doğdu ve devlet eliyle sanayileşme başladı.

-İlk Plancılık: Türkiye, I. Beş Yıllık Sanayi Planı adıyla 1934 yılında ilk plan uygulamasını başlattı. Yapılacak işleri listeyle belirleyen plan, çağdaş plancılıktan uzak olmakla birlikte, ülke kalkınmasına büyük katkıda bulundu.
-Demiryolu Yapımı Seferberliği: Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'dan miras aldığı demiryollarını 15 yılda ikiye katladı. Bu dönemin ardından demiryolları ihmal edildi.

-TCMB'nin Kurulması: Ulusal paranın ve para programının yönetimi, o dönemde yabancı sermayeli olan Osmanlı Bankasının elindeydi. 11 Haziran 1930'da kurulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu anlamda, gecikmiş bir girişim olarak da değerlendirilebilir.

-Varlık Vergisi: 1942-1944 arasında uygulanan ve temelde ticaret burjuvazisini vergilendirmeyi amaçlayan “Varlık Vergisi”, azınlıklara karşı bir vergiye dönüştü ve unutulmayan “acı” bir tahribat olarak tarihte yerini aldı.
-DPT'nin Kurulması: 1963 yılında kurulan Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), hazırladığı planlarla çağdaş plancılığı başlattı ve ekonominin yönlendirilmesi önemli rol oynadı.

-Türkiye-AB İlişkileri ve Gümrük Birliği: Türkiye, şu anda Avrupa Birliği (AB) adını almış olan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile 12 Eylül 1963'de Ankara'da Ortaklık Anlaşması imzaladı. Daha sonra 1970'de imzalanan Katma Protokolle devam eden Türkiye-AB ilişkileri inişli çıkışlı seyir izledi ama her zaman gündemin ilk sıralarında yer aldı. 1987 yılında tam üyelik başvurusu yapan ama başvurusu kabul edilmeyen Türkiye, 1995 yılında Avrupa Birliği (AB) ile gümrük birliğini gerçekleştirdi. Türkiye'yi, 1997 yılında Lüksemburg Zirvesi'nde dışlayan AB, 1999 yılında Helsinki'de düzenlenen zirvede 13. aday ülke olarak ilan edildi.

-24 Ocak Kararları: 24 Ocak 1980 tarihinde alınan kararlarla Türkiye, ekonomi politikasında köklü değişiklikler yaptı. İthal ikameci ve dışa kapalı bir ekonomiyi terk ederek, dışa açık serbest piyasa düzenine ve serbest kura geçti.
-KDV: 1985 yılında çıkarılan kanunla uygulamaya sokulan Katma Değer Vergisi (KDV), devlete önemli bir gelir kaynağı sağlamanın yanı sıra vergilendirmede de yeni bir dönemi başlattı.

-SPK ve İMKB'nin Kurulması: 1980'lerin ortasında, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) kurulması, yatırımcılar için yeni bir ufuk açtı. Türkiye'de sınırlı olan yatırım alanlarına sermaye piyasası da eklendi. 1990'larda Rekabet Kurulu kuruldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Tütün Kurulu, Şeker Kurulu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Kamu İhale Kurulu, Telekomünikasyon Kurulu oluşturuldu.

-GAP: Türkiye'nin en büyük, dünyanın sayılı projelerinden birisi Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP). Proje için 2007 yılının sonuna kadar toplam 25,6 milyar dolar tutarında harcama yapıldı. Projenin tamamlanmasıyla 1,82 milyon hektar tarım arazisinin sulanması, yılda 27 milyar kilovat saat elektrik üretimi, kişi başı gelirde yüzde 209 artış ve 3,8 milyon kişiye istihdam olanağı sağlanması hedefleniyor.

-Vergi Reformu ve ÖTV: 29 Temmuz 1998'de yürürlüğe giren vergi reformu, kayıt dışı ekonomiyi kayda alma amacı güden, gelirin tanımını değiştirerek, bütün gelir unsurları vergilendiren köklü bir reform olarak tarihte yerini aldı. 2002 yılı Temmuz ayında yürürlüğe giren Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) birçok vergiyi birleştirdi ve bu alanda sadeleşmeye gidildi. KDV'deki oranlar da yüzde 18'i geçmemek üzere geri çekildi, yüzde 18'in üzerindeki vergi ÖTV kapsamına alındı ve bu alanda AB'ye uyum sağlandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!