Güncelleme Tarihi:
DÜNYADA 102 ülkede kutlanan Global Girişimcilik Haftası’nın kurucusu ve Başkanı Jonathan Ortmans, hafta kapsamında etkinlik düzenleyen ülkeleri kapsayan dünya turuna Türkiye’den başladı. Türkiye’nin girişimci özellikleriyle Çin gibi dünyada bir rol model olabileceğini açıklayan Jonathan Ortmans, “Türkiye dünyaya ilham veriyor. İstahdam oranları ise genç şirketlerle birlikte yükseliyor” dedi.
TOBB himayesinde TOBB Genç Girişimciler Kurulu, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ve Endeavor Derneği’nin eş ev sahipliğinde Türkiye’de düzenlenen Global Girişimcilik Haftası etkinliklerine katılan Jonathan Ortmans, şöyle konuştu: “Girişimcilik konusunda Türkiye oldukça önemli bir gelişim potansiyeline sahip. Geçen yıl hafta boyunca 25 etkinlik sayısı bu yıl 200’e ulaştı. Bu yıl ise katılımcı paydaş sayısı ise 30’dan 120’ye çıktı. Birçok farklı kurum aynı amaç ve hedefler için bir araya gelip güç birliği oluşturuyor. Bunun için TOBB ve Endeavor’a teşekkür ediyorum.”
İstihdama katkı var
Küresel krizin ardından girişimciliğin öneminin bir kez daha fark edildiğini belirten Jonathan Ortmans şu değerlendirmeyi yaptı: “Genç şirketler ve genç girişimciler sürdürülebilir ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması için itici güç oluşturuyor. Örneğin, yeni yaratılan istihdamların yüzde 80’i son 5 yıl içinde kurulan şirketler tarafından sağlanıyor. Girişimciler şirketler, krizlere karşı ülkelerin dayanıklılığını artırıyor ve krizden çıkış süreçlerini de hızlandırıyor. Örneğin, Çin ve diğer gelişmekte olan ülkelerin krizden çıkışlarına göz atın. Batı dünyasında volatilite devam ederken, gelişen ülkeler koşarak yollarına devam ediyor. Kısacası gerek global ölçekte gerekse Türkiye özelinde daha fazla iş yaratmak ve ekonomik büyümeyi devam ettirmek istiyorsak o zaman girişimcilik bilincini güçlendirmeli ve destek olmalıyız.”
Girişimcilik için G-20
Girişimcilik bilincinin yaygınlaştığını ifade eden Jonathan Ortmans, şu bilgileri verdi: “Girişimciliğin hangi düzeyde olduğu ve gelişim potansiyelini ölçekleyebilmek; takip edebilmek ve daha da önemlisi global bir girişimcilik politikasının oluşmasını sağlamak gerekiyor. Girişimcilik desteklerinin popülist siyasi bir araç olarak kullanılmasını engellemek ve girişimciliğin itici rolünü güçlendirmek için gelecekte bir Girişimcilik G-20’sine dünyanın ihtiyacı var.”
Değişime çabuk ayak uyduruyorsunuz
JONATHAN Ortmans, girişimcilere verilen önemin artmasıyla birlikte bir değişim yaşandığını belirterek, Ortmans şöyle konuştu: “İnovatif, ölçeklendirilebilir, katma değer sağlayan ve kısa sürede büyüme potansiyeli yaratıp iş yaratan girişimcilik kavramının oluştuğu Rönesans dönemi yaşandı. Şimdi ise girişimcilerin global ölçekte bir katalizör olduğu devrim yaşanıyor. ABD ile Türkiye karşılaştırıldığında, avantajınız, yenilikçisiniz ve değişime daha kolay ayak uydurabiliyorsunuz ve kurumlarınız yeni sistemlerini daha kolay uygulamaya sokabiliyor. Siz daha kolay adapte daha hızlı ilerleyebiliyorsunuz. Öte yandan Türkiye’de girişimciler her zaman yükselişe odaklanan boğalar gibiler. Her zaman yükselişe odaklılar. özellikle eğitim sisteminde yeni girişimciler yaratmaya yönelik adımlar atıldığı takdirde, girişimcilik ivmesi hızlanacak.”
Bir haftada 40 bin etkinlik düzenlendi
Global Girişimcilik Haftası’nın kurucusu olan Jonathan Ortmans dünya çapında yaklaşık 18 bin kurumun aynı hedef için bir hafta boyunca ortak etkinlikler yapmasını sağlayarak girişimcilik adına büyük bir farkındalık kampanyasına imza attı.
Global Girişimcilik Haftası’nın 2010’da102 ülkede 40 bin aktiviteyle 10 milyon kişiye ulaşması bekleniyor.
Dijital çağda girişimcilik
GLOBAL Girişimcilik Haftası Başkanı Jonathan Ortmans, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsü’nde BilgiMBA ve www.pozitix.com tarafından düzenlenen Dijital Çağda Girişimcilik Paneli’nde konuşmacı olarak yer aldı. Ortmans, önceki akşam da KAGİDER, TÜGİAD etkinlerine ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen Turkcell TeknoFikir yarışmasına katıldı.
İş arayan değil, iş verecek öğrenciler yetiştirmeliyiz
ÖZYEĞİN Üniversitesi Rektörü Erhan Erkut, istihdam sorununu çözmek için mezun olduktan sonra iş verecek girişimci öğrencilerin yetiştilimesi gerektiğini belirterek, “Bu bakış açısıyla kuruluşumuzdan itibaren kendimizi girişimci üniversite olarak konumlandırdık” dedi. Girişimcilik odaklı eğitim programlarıyla önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerinin altını çizen, Erkut, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kadın girişimciliğini geliştirmek üzere hayata geçirdiğimiz 10 bin Kadın Girişimci Sertifika Programı ve akademik koordinatörlüğünü yürüttüğümüz Türkiye’nin en büyük girişimcilik yarışması toplumun farklı kesimlerine yönelik olarak yürüttüğümüz girişimcilik odaklı projelerden bazıları.”
Yeni girişimcilik modeli 7 farklı özellik içeriyor
GLOBAL Girişimcilik Haftası’nın en önemli etkinliklerinden birinin Ankara’da gerçekleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Arman Kırım, “TOBB Girişimcilik Kongresi’ne 600 girişimci temsilcisi katıldı. Türkiye’nin yeni ve bütünsel bir ulusal girişimcilik politikasına ihtiyacı var. Yeni Girişimcilik Destekleme Stratejisi, 7 farklı özelliği içeriyor. Bu unsurlar uygulanırsa, ülkemizde yeni girişimcilik hamlesinin başarı şansı yüksek olacağı vurgulanıyor” diye konuştu. Kırım, bu özellikleri şöyle sıraladı:
Risk sermayesi mevzuatı: Dünyadaki başarılı örnekler bize gösteriyorki, teknoloji odaklı yeni girişimler ‘yerel’ kaldıkları ölçüde başarısız oluyorlar. Benzer şekilde bu teşebbüslerin ortakları da ‘yerel’ kaldığı ölçüde başarı sınırlı oluyor. O nedenle daha en baştan bu yeni girişimlere uluslararası risk sermayesi şirketlerinin yatırımını cezbetmek gerekiyor.
Katılımlı destek fonu sistematiği: Yeni girişimcilere fon sağlanması programın başarısı için devletin desteği şart. Dünyadaki başarılı örnekler şöyle bir sistematik görülüyor; “Öncelikle devlet Fonların Fonu adında bir fon kuruyor ve buraya bir kaynak aktarıyor. Risk sermayesi şirketleri yatırımcı adayı buluyor ve Fonların Fonuna başvuruyor. Devlet yatırımcıya sermayesinin yüzde 25’i kadar ortak oluyor, geri kalan sermaye girişimciden ve risk sermayesi şirketinden geliyor. Devlet, risk sermayesi şirketi gibi para kazanınca şirketteki hissesini satıp çıkıyor. Hangi yatırımın destekleneceği konusuna ise devlet zinhar karışmıyor, böylece kayırma sorunları ortadan kalkıyor, desteklenecek proje seçimi piyasaya bırakılıyor.”
Bilimsel alt yapı geliştirme sistematiği: Bu tür girişimler en fazla bilim ve teknolojinin yaygın olduğu coğrafi bölgelerde ortaya çıkıyor. O nedenle bu konuda suni bölge seçimi hatasına düşmemek önemli. 657 sayılı devlet memurları kanununun öğretim üyesi ve bilim adamlarına getirdiği şirket ortağı olamaz kuralının kaldırılması, stratejinin önemli bir bacağı olarak kabul ediliyor.
Vergi teşvik programı: Daha en başta verilen vergi muafiyeti, dağıtılmış para olarak görüldüğünden yeni girişimciler değil, kurumsal büyük şirketlerin yöneldiği bir teşvik fırsatı oluyorlar. Bu istenen sonucu yaratamıyor. Doğrudan vergi muafiyeti kesinlikle kaçınılması gereken bir teşvik yöntemi olarak algılanmalı.
Girişimciliği destekleyen mevzuat alt yapısı: Girişim sermayesi sistematiğinde bir grup bireysel ve kurumsal yatırımcı girişimci adaylarının projelerine destek olmak amacıyla para kullandırıyor. Ancak bu para girişimciye kredi şeklinde değil de, sermaye ortaklığı şeklinde veriliyor. Girişim başarılı olursa, yatırımcı parayı faizden değil, şirketten kârlı ‘çıkış’ marifetinden kazanıyor. Bunun için de kredi kuruluşlarının aksine, girişimci şirketin piyasada başarılı olması için onlara yönetim ve pazarlama desteği veriyor. Mevzuat altyapısı ‘çıkışı’ kolaylaştırır şekilde hazırlandığı takdirde girişim sermayesi temelli yeni girişimcilik gelişebilir.
Girişimcilik eğitimi: Yeni girişimcilik çok farklı bilgi ve becerilerin elde edilmesini gerekli kılıyor. Üniversitelerde diploma programı benzeri yaklaşımlarla girişimcilere 3 ay süreli yoğun akşam eğitimleri verilmesi pek çok ülkede finansman şartı olarak öne sürülüyor.
İletişim: Girişimcilerin başarı hikâyeleri ne kadar çok anlatılırsa ilgi o kadar büyük olur ve yeni girişimci adaylarının sayısı ve niteliği o ölçüde artıyor.