ANKA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2009 15:10
2008 yılının kesinleşmiş verilerini içeren rapora göre, en fazla uluslararası doğrudan yatırımın (UDY) gerçekleştiği ilk 5 ülke ABD, Fransa, Çin, İngiltere ve Rusya olurken, Türkiye çektiği 18 milyar dolarlık UDY ile en çok yatırım çeken ülkeler arasında 20. sırada yer aldı.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği YASED, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü UNCTAD tarafından hazırlanan ve tüm dünyada eşzamanlı olarak duyurulan 2009 Dünya Yatırım Raporu’nu kamuoyuna açıkladı.
2008 yılının kesinleşmiş verilerini içeren rapora göre, en fazla uluslararası doğrudan yatırımın (UDY) gerçekleştiği ilk 5 ülke ABD, Fransa, Çin, İngiltere ve Rusya olurken, Türkiye çektiği 18 milyar dolarlık UDY ile en çok yatırım çeken ülkeler arasında 20. sırada yer aldı.
Raporun sonuçlarını açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenleyen YASED Başkanı Piraye Antika, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasındaki sıralamada ise geçen yıl yıl olduğu gibi bu yıl da 9. sırada yer aldığın söyledi. Antika bu sonuçlarla Türkiye,’nin dünya sıralamasında 2007 verileriyle 25. sırada iken 2008 yılında 20. sıraya yükseldiğini, gelişmekte olan ülkeler sıralamasında ise 9. sıradaki yerini korumuş olduğunu kaydetti.
2009 Dünya Yatırım Raporu tüm dünyayı saran krizle birlikte uluslararası yatırımların geldiği noktayı ortaya koyarken, doğrudan yatırımlarını sürdüren yatırımcıların hangi ülkeleri tercih ettiklerini, Türkiye’nin dünya ligindeki ve gelişmekte olan ülkeler sıralamasındaki yerini gösteriyor ve diğer çeşitli yatırım trendlerini analiz ediyor.
Rapora göre, Türkiye, 2008 yılında dünya sıralamasında yükselmesine rağmen, UDY girişleri 2007 yılında ulaşılan 22 milyar dolarlık rekor seviyeden yüzde 18 oranında gerilemiş oldu. YASED Başkanı krizin etkilerinin yıl sonunda derinleşmesi nedeniyle bu düşüşün sınırlı kaldığı, global trende paralel olarak 2009 yılında UDY girişlerinin daha keskin bir düşüş olacağına ve bu rakamın 10 milyar doların da altında kalmasının beklendiğine işaret etti. Antika, yılın ilk 7 ayı itibarı ile UDY girişlerinin ancak 4,9 milyar dolara ulaşabildiği ve bu rakamın 2008 yılının aynı dönemine oranla yüzde 58 düşüş anlamına geldiğini söyledi.
GLOBAL ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR YÜZDE 14 GERİLEDİ
UNCTAD’ın verilerine göre, dünya genelinde Uluslararası Doğrudan Yatırımlar, 2007 rakamlarıyla tarihteki en yüksek noktası olan 1 trilyon 979 milyar dolara ulaşmasının ardından, 2008 yılında global krizin etkileriyle yüzde 14’lük bir düşüş yaşadı ve 1,7 trilyon dolarda kaldı. Krizin etkilerinin yıl sonuna doğru derinleşmesi nedeniyle bu düşüş sınırlı kalırken, 2009 yılında girişlerin daha keskin bir düşüş yaşaması ve global UDY’nin 1,2 trilyon doların altında kalması bekleniyor.
Öte yandan, iyileşmenin 2010 yılında da yavaş gerçekleşmesi ve girişlerin 1,4 trilyon doların üzerine çıkmaması, ancak 2011 yılında hız kazanarak 1,8 trilyon dolara yaklaşması da UNCTAD raporunda altı çizilen beklentiler arasında.
Uluslararası doğrudan yatırımlara, yatırım stoku açısından bakıldığında ise, UNCTAD’ın Dünya Yatırım Raporu’na göre, 2008 yılı itibariyle global uluslararası doğrudan yatırım stoğu 14,9 trilyon dolara ulaştı. ABD ve Fransa en fazla UDY stokuna sahip ülkeler olurken, Türkiye 70 milyar dolarlık stoğu ile 40. sırada yer aldı. Hong Kong, Çin, Singapur, Meksika, Brezilya ve Rusya Federasyonu, gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla stoğa sahip ülkeler oldular.
UNCTAD’ın raporu, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkları da ortaya koyarken; 2008 yılında, UDY girişlerinin gelişmiş ülkelerde yüzde 29 azalmayla 962 milyar dolara, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 17 artışla 621 milyar dolara, geçiş ekonomilerinde ise yüzde 26 artış ile 114 milyar dolara ulaştığını gösterdi. Gelişmekte olan ülkeler ve geçiş ekonomilerinin girişlerden aldıkları payın, 2007 yılında yüzde 31’den, 2008 yılında yüzde 43’e yükselmesi krizin UDY akışları üzerindeki etkilerinden biri oldu.
Her yıl farklı bir konuya odaklanarak değişik bir altbaşlıkla yayınlanan Rapor’un bu yılki altbaşlığı, “Çok Uluslu Şirketler, Tarımsal Üretim ve Kalkınma” oldu. Rapor, tarım alanında uluslararası katılımın giderek artmakta olduğunu ve bu katılımın, çiftçiliğin gelişmesi ve verimliliğin arttırılması için özel ve kamusal yatırımlara acil ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelerin tarımsal üretimlerinde, önemli bir rol oynayabileceğini belirtiyor.
BİRLEŞME VE SATINALMA İŞLEMLERİNDE DÜŞÜŞ
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün 2009 raporu, UDY’ler içerisinde her zaman önemli bir yeri olan Birleşme ve Satınalma (B&S) işlemlerinin 2008 yılında krizin etkisiyle, önemli bir gerileme gösterdiğini ortaya koyuyor. Buna göre, B&S işlemleri geçen yıl yıl, bir önceki yıla göre yüzde 35 düşüş göstererek 673 milyar dolara geriledi. Düşüş trendi 2009 yılında da devam ederken,ilk çeyrek itibariyle yüzde 77 oranında daha kesin bir düşüş yaşandı.
B&S’lerde daha önce yaşanan yükselişi tetikleyen özel sermaye şirketlerinin sınır ötesi işlemlerinin değerinde, 2008 yılında yüzde 38’lik bir düşüş yaşandı ve 2009’un ilk yarısında da daha keskin bir düşüş kaydettiler. Egemen servet fonları 2008 yılında UDY’de artış kaydederek genel trendi canlandırırken, bu fonların sınır ötesi B&S’lerinin değeri yüzde 16’lık bir artışla 20 milyar ABD Dolarına ulaştı. Ancak bu fonlar da, daha önceki yatırımlarının değerinin düşmesiyle 2008 sonrasında finansal ve ekonomik krizden giderek artan bir şekilde etkilendiler.
GREENFIELD YATIRIMLAR
Raporda, yeni (greenfield) yatırımlara ise proje sayısı bazında yer veriliyor. Çin 1.483 proje ile geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da birinci sırada. Çin’i 958 proje ile Hindistan ve 931 proje ile ABD takip ederken, Türkiye 169 adet proje ile yeni (greenfield) yatırımlar sıralamasında 27. sırada yer aldı. Türkiye’nin global UDY akışlarından aldığı paya bakıldığında ise, 2008 yılı itibariyle bu oran geçen yıl ile aynı oranda yüzde 1.1 oldu.
Öte yandan, 171 gelişmekte olan ülke arasında Türkiye’nin UDY payı ise 2007 yılındaki yüzde 4.2’den yüzde 2.9’a geriledi. UDY’lerin bölgesel dağılımını da ortaya koyan UNCTAD raporuna göre, Avrupa, en fazla pay alan bölge olurken, gelişmekte olan ülkeler arasında geçen yıllarda olduğu gibi Güney ve Doğu Asya öne çıktı. Türkiye, raporda Batı Asya ülkeleri arasında yer alırken, bu yıl bölgesinde 2. sırada yer aldı. 2008 yılında bölgedeki toplam UDY girişinin yüzde 63’ünü çekerek, bölgedeki iki lider ülke konumunda olan Suudi Arabistan ve Türkiye’de UDY girişlerinin sektörel dağılımına bakıldığında, ana sektörler gayrimenkul, petrokimyasallar, arıtma, inşaat ve ticaret olarak öne çıktı.
Raporda, kriz dönemi olmasına ve devlet müdahalelerine rağmen, korumacılık yönünde belirgin bir trendin olmamasına da kayda değer bir tespit olarak yer verildi.
GELECEĞE DÖNÜK BEKLENTİLER
Uluslararası doğrudan yatırımların (UDY) geleceğine ilişkin beklentiler ise karamsarlığını koruyor. 2009 yılında UDY girişlerinin 2008 yılındaki 1,7 trilyon ABD Dolarından, 1,2 trilyon ABD Dolarının altına ineceği tahmin ediliyor. İyileşmenin 2010 yılında yavaş gerçekleşmesi ve girişlerin 1,4 trilyon ABD Dolarının üzerine çıkmaması, ancak 2011 yılında hız kazanarak 1,8 trilyon ABD Dolarına yaklaşması bekleniyor.2008 yılında yüzde 35 olan B&S işlemlerindeki düşüş, 2009 ilk çeyreğinde yüzde 77’ye çıkarak daha keskin bir grafik sergiledi.
UNCTAD, global UDY akışları açısından 2010 sonu ya da 2011’de başlayacak U-şeklinde bir toparlanmanın muhtemel olduğunu öngörüyor. Toparlanmada düşük varlık fiyatlarının yarattığı yatırım olanakları gelişmekte olan ülkelerdeki finansal kaynaklar ve enerji ve çevre bağlantılı yatırım ihtiyaçları etkili olacak faktörler olarak öne çıkıyor.
Rapor, kriz sonrasında global ekonomi iyileşme yoluna girdiğinde, devlet fonlarının sıkıntıya düşen endüstrilerden çıkışının yeni bir sınır ötesi B&S dalgası için bir katalizör olabileceğini belirtiyor. Rapor ayrıca, konjonktür dalgalanmalarına karşı daha az hassas olan ve oldukça sabit bir talep gören endüstrilerdeki (tarım endüstrisi ve bazı hizmetler gibi) çok uluslu şirketler ile birlikte, olumlu uzun dönem büyüme potansiyeline sahip olanların (tıbbi ürünler gibi), en parlak UDY potansiyeline sahip olduklarını ve bu nedenle de, bir sonraki UDY patlamasını yönlendirmelerinin muhtemel olduğunu belirtiyor.