Güncelleme Tarihi:
ALMAN kimya devi Henkel’in CEO’su Kasper Rorsted, Türkiye’nin öneminin giderek arttığına dikkat çekerek, “Türkiye bugün en hızlı büyüyen ülkelerimizden biri, bu yıl için yüzde 22 büyüme bekliyoruz. 2012’de global olarak büyümeye devam edeceğiz ancak resesyona dayanıklı ülkelere bağımlılığımız artacak. Yani, Türkiye’ye daha bağımlı olacağız. Avrupa, çok çok zor bir 2012 geçirecek” dedi.
Performansı görmeye geldi
Performansından çok etkilendikleri Türkiye’ye gelerek, işlerin nasıl gittiğini bire bir görmek isteyen Henkel CEO’su Rorsted, İstanbul’da sorularımızı yanıtladı. 10 yıl önce kimsenin bilmediği Türkiye’den, bugün yüksek beklentileri olduğunu dile getiren Rorsted, “Her yıl Davos’a gidiyorum; Türk hükümeti orada çok aktif, işadamlarıyla sürekli diyalog halindeler. Bugün Türkiye’nin imajı, eskisine göre çok farklı” diye konuştu.
Ucuz işgücünden BRIC’e
1960 ve 70’lerde Türkiye’nin Batı Avrupa’ya ucuz işgücü ihracatı yapan bir ülke olarak öne çıktığını dile getiren Rorsted, şunları söyledi: “Bugünkü Türkiye imajı: büyüme, refah, istikrar ve gelecek. Türkiye’ye insanlar BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) ülkelerinden biri olarak bakıyor, bu on yıl önce bile farklıydı. Beklentiler de buna paralel olarak yükseldi. Batının- gerek Kuzey Amerika, gerek Avrupa’nın- Türkiye’nin oynayacağı rol hakkında çok büyük beklentileri var. İş dünyasında Türkiye’nin yapacağı atılıma yönelik büyük umutlar var.”
Yakıt sağlayan ülkeler
Büyüme pazarlarına toplu halde baktıklarını, ancak önemli paya sahip pazarları ayrı tuttuklarını ve tek tek incelediklerini kaydeden Rorsted, şöyle konuştu: “Sadece yükselen piyasalar derseniz, bunlardan 120 tane var. Sürekli takip ettiğiniz üç-beş ülke hangileri diye ayırmak lazım. Pazarlar büyüdükçe, daha fazla takip etmeniz gerekiyor. 10 yıl önce büyümeyen bir ülkeysen, sorun yoktu. Ancak bugün fark ediyor. Çünkü o hızlı büyüyen ülkeler, bizim şirketimizin de büyümesine yakıt sağlıyor. Rusya, Çin, Hindistan, Türkiye ve Brezilya bizim her seferinde baktığımız ülkeler.”
2008 öncesi uzun sürer
Küresel olarak 2012’deki en büyük riskleri nasıl öngördüklerini sorduğumuzda Rorsted, beklentilerini şöyle açıkladı: “2008 öncesi bir senaryoya dönebileceğimizi düşünmüyorum. 2010’a dönüp baktığınızda, oldukça istikrarlı bir yıl geçirdik ve 2011’e pozitif baktık. Ancak, 2011’de Arap Baharı, Fukuşima, ABD’de borç senaryoları, Yunanistan’daki durum ve Tayland’daki felaket derken, ne zaman bitecek der olduk. Bizim için şu an önemli olan volatiliteyle (dalgalanma) baş edebilmek. Şu anda dünyada gördüğümüz bütün riskler 2012’de var olmaya devam edecek. Ancak gelecek yıl büyümeye devam edeceğimizi düşünüyoruz.”
Kişi başına gelir artışı satışlara yansıyor
TÜRKİYE’de büyüme, nüfus ve yabancı yatırımların artmaya devam edeceğini belirten Kasper Rorsted, “Tüm sektörlerimiz Türkiye’de büyüyor. Ülkede kişi başına düşen milli gelirin artması da bizim işlerimizi olumlu yönde etkiliyor. Belki daha fazla saçınızı yıkamıyorsunuz, ancak daha kaliteli ve farklı ürünlere yöneliyorsunuz. Nüfusun zenginleşmesi direkt olarak tüketici harcamalarına yansıyor” diye konuştu.
Bu aşamada AB üyesi olmadığınıza sevinin
KASPER Rorsted, “Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi olması sizin işlerinizi olumlu etkiler miydi?” sorumuza, şu yanıtı verdi: “Türkiye’nin büyüklüğü ve rolü göz ardı edilemez: AB ile veya AB’siz çok büyük ve çok önemli bir ülke. Bugünlerde birliğin kendi içinde sorunları var. Aslında bu aşamada Türkiye, AB üyesi olmadığı için sevinmeli. Batı Avrupa ve Amerika’da birçok insanın krizle ilgili anlamadığı şey, ekonomik büyüklükler ve gücün küresel olarak çok değiştiği. Batı Avrupa hareketsiz kaldıkça, gelişmekte olan piyasalar büyümeye devam ettikçe, ekonomik ağırlık değişiyor ve bazı şeyler geri gelmeyecek. Kaybettiğiniz güç ve istihdam geri gelmeyecek; bu, Avrupa’nın benimsemesi gereken farklı bir zihniyet.”
Satışların yüzde 80’i yerel üretim
TÜRKİYE’deki satışlarının yüzde 80’inin yerel üretimden geldiğini söyleyen Kasper Rorsted, bu oranın yüksek seyretmeye devam edeceğini dile getirdi. Farklı para birimi bölgelerine yayılmış bir şirket olarak, riskten daha fazla korunmaya özen gösterdiklerini vurgulayan Rorsted, şöyle konuştu: “Risk faktörlerini düşürmenin en basit yöntemi yerel hedging (riskten korunma) yapma. Biz de satış yaptığımız para biriminde üretim yapıyoruz. Euro’da üretim yapsam, bazı yıllar kurdan kayıp veya kazanç yaşıyor olacağım. Uzun vadede önemli olan tek şey yerel performans.”
Euro’dan çıkan olursa yıkıcı etki yapabilir
KASPER Rorsted, Euro’ya bir şey olması helinde büyüme hızlarının yavaşlayacağına işaret ederek, “Euro için üç senaryo var: 1) Olduğu gibi kalır 2) Ortadan kalkar, ki bunun bir seçenek olduğuna inanmıyorum. 3) Orta senaryo ise bazı ülkelerin Euro’yu terk edeceği şeklinde. Ben Euro’nun yok olacağına inanmıyorum, bence Batı Avrupa’da Euro’ya alternatif seçenek yok. Tabii ülkelerin Euro’yu terk etme potansiyeli var ancak bunun yıkıcı etkileri olur” diye konuştu.
Üretimin üçte ikisi yükselen pazarlarda
ÇALIŞANLARININ yüzde 55’i ve işlerinin yüzde 43’ünün yükselen pazarlarda olduğunu kaydeden Kasper Rorsted,
“Son 5-8 yılda, altyapımızın büyük çoğunluğunu bu pazarlara kaydırdık. Şanghay’da dünyanın en büyük yapıştırıcılar üretim fabrikasını inşa ediyoruz. Altyapı ve üretimi yükselen bölgelere taşıdık. Bugün üretimimizin üçte ikisi yükselen pazarlarda, üçte biri olgun pazarlarda ve bu tablo değişmeyecek” dedi.