Güncelleme Tarihi:
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomi ve finansal piyasalar üzerindeki yıkıcı etkilerinin anlaşılmasının ardından dünya çapında birçok tedbir hayata geçirilirken, bu dönemde sağlık alanındaki başarısını ispatlayan Türkiye, uygulamaya aldığı tedbir sayısıyla da öne çıktı.
Kısa zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19'un ekonomik ve sosyal etkilerini asgariye indirmek üzere pek çok ülke, kuruluş ve merkez bankası; parasal, mali ve makroihtiyati önlemler açıkladı.
Bu önlemler arasında hükümetlerin hanehalkına ve firmalara yönelik mali destek paketleri, merkez bankalarının likidite destekleri, faiz indirim kararları ve varlık alım programları, regülatörlerin de finansal sektöre sağladığı esneklikler öne çıktı.
Salgının finansal piyasalar, reel sektör ve hanehalkına yıkıcı etkilerinin anlaşılmasıyla devreye alınan tarihte görülmemiş bu destekler, şubat sonundan itibaren daha hızlı bir şekilde uygulamaya konuldu. Bu dönemde bireyler ve şirketler açısından en büyük sorun; nakit akışlarında ani ve sert düşüşlerin yaşanması, borç çevirme kapasitelerinin azalması oldu.
Sermaye piyasalarında riskli borçlanma araçları fiyatları ciddi şekilde düşerken, bu durum büyük kayıpları beraberinde getirdi ve aynı zamanda kısa vadeli riskli varlıklara geçiş gözlendi.
Bu kapsamda finansal piyasaların reel sektöre kaynak aktarımının sağlıklı sürmesi ve kredi maliyetlerinin düşürülmesi için de önlemler alındı. Alınan önlemler arasında, piyasalara ve bankalara çeşitli kanallardan likidite desteği sağlanması, merkez bankaları arasında para takası anlaşmaları, varlık alımları, sermaye ve likidite tamponlarının kullanılması için bankalara esneklik sağlanması, döngüsel sermaye tamponlarının serbest bırakılması ve zorunlu karşılık indirimleri yer aldı.
ÜLKELERCE SALGINA KARŞI EN YOĞUN KULLANILAN 12 ÖNLEM
AA muhabirinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 30. Finansal İstikrar Raporu'ndan derlediği bilgilere göre, salgına karşı ülkeler tarafından en yoğun şekilde kullanılan politika önlemleri, "para politikası", "maliye politikası", makroihtiyati tedbirler", "sermaye piyasası" ve "operasyonel sağlamlık" başlıkları altında alındı.
Söz konusu başlıklar altında ise 12 politika tedbiri uygulandı. Bu tedbirler; "operasyonel iş sürekliliği tedbirleri", "piyasalara ve/veya bankalara likidite desteği", "işletmelere destek", "borç yeniden yapılandırmaları", "sermaye ve likidite tamponu kullanımı teşvikleri", "kredilere devlet garantisi", "para takası (swap) anlaşmaları", "politika faizi indirimleri", "varlık alımları", "sermaye piyasaları işleyişine destek", "zorunlu karşılık indirimi" ve "döngüsel sermaye tamponunun gevşetilmesi" şeklinde sıralandı.
Bu dönemde en çok uygulanan politika önlemi ise 25 ülkenin devreye aldığı "operasyonel iş sürekliliği tedbirleri" oldu. Bunu, 20 ülkenin uyguladığı "likidite desteği", 19 ülkenin hayata geçirdiği "işletmelere destek" ile "borç yeniden yapılandırmaları" takip etti.
ALINAN ÖNLEMLERDE TÜRKİYE ÖNDE
En sık başvurulan 12 politika önlemine bakıldığında, Türkiye'nin bunlardan 11'ini uygulamaya koyduğu görüldü. Böylece Türkiye, uygulamaya konulan politika adedi açısından İsveç'le birlikte ilk sırada yer aldı.
Endonezya, Güney Kore ve Kanada, 10'ar önlemle ikinci sırayı paylaştı. Almanya, İngiltere ve Japonya ise devreye aldıkları 9'ar tedbirle üçüncü sırada yer aldı.