Yeliz ÖZ
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2009 00:00
Cern’de görevli Doç. Dr. Kerem Cankoçak, Türkiye’nin CERN’e üye olması halinde ödemesi gereken yıllık 50 milyon doları fazla bulmasını eleştirdi. Cankoçak, “Yetkililer ‘3 vereceğiz 5 almalıyız’ diyor. Bilimde bugün 3 verip yarın 5 alamazsın ama bilime yatırım yapan ülkeler dünyanın en zengin ülkeleri oldu” dedi.
İSTANBUL Teknik Üniversitesi (İTÜ) adına Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) görevli biliminsanı Doç. Dr. Kerem Cankoçak Türkiye’nin CERN’e üye olması halinde ödemesi gereken yıllık 50 milyon doları fazla bulmasını eleştirdi. Doç. Dr. Kerem Cankoçak, küresel cirosu yaklaşık 1.8 milyar
dolar olan ve 2009-2010 faaliyetleri için Türkiye’yi hedef ülke belirleyen Teradata’nın “Bilgi Teknolojileri ve Evrim” başlıklı etkinliğine katılmak için Türkiye’ye geldi. TÜBİTAK yetkililerinin CERN’i ziyaret ettiğinde “50 milyon dolar verilecek peki faydası ne olacak” diye sorduğunu anlatan Doç. Dr. Kerem Cankoçak şöyle konuştu: “3 vereceğiz 5 almak isteriz diyorlar. Bu iş öyle değil. Türkiye’de kullanılan her alet, ses kayıt cihazından bilgisayara dışarıdan alınıyor. Oysa bu insanlar yüzlerce yıl bilime yatırım yaptılar, şimdi onun nimetlerini yiyorlar. Şu anda elektronik çağda yaşıyoruz diyoruz. Elektron 1897’de keşfedildi. Keşfedildiğinde kimse bir elektronik çağda yaşayacağımızı bilmiyordu. Bilime yatırdığımız paranın ileride nasıl döneceğini şimdiden kestiremeyiz. Bugünden yarına bir iş değil. Temel bilimde bugün 3 verip yarın 5 alamazsınız. Ama uzun vadeli yatırımdır ve bilime yatırım yapan ülkeler bugün en zengin ülkeler.”
CERN’e üye olursak
Doç. Cankoçak, günlük hayatta kullanılan birçok şeyin bilimsel araştırmalar sırasında keşfedildiğini belirterek, “En güzel örnek röntgen ışınlarıdır. X ışınları günümüzden 100 yıl önce keşfedildi. Günlük hayatta karşılaştığımız bütün dedektörler, asansörler, otomatik kapıların açılıp kapanması, telekomünikasyon çalışmaları yine temel bilimsel araştırmalardan çıkıyor. CERN’e üyelik bu teknolojilerin Türkiye’ye getirilmesine yol açacak” dedi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve bazı hükümet yetkililerinin CERN’e üyelik durumunda yılda 50 milyon dolar ödemekten bahsettiğini hatırlatan Doç. Dr. Cankoçak, “Bu 50 milyon doların ilk 5 yıl boyunca kademeli olarak büyük kısmı Türkiye’de harcanacak. Hatta ilk yıl neredeyse tamamı Türkiye’de harcanacak. Laboratuvarlar kurulacak, para Türkiye’deki parçacık fizikçilerine aktarılacak” dedi.
Hızlandırıcı teknolojiye fayda sağlarGELİŞMİŞ ülkelerde Ar-Ge için kullanan hızlandırıcıların ekonomiye ve teknolojiye büyük faydalar sağladığını anlatan Doç. Dr. Kerem Cankoçak, özellikle nano-biyo-teknolojiler gelişmiş lazer sistemleri gerektirdiği için, bu tür merkezlerin (ABD’deki Stanford Universitesi Doğrusal Hızlandırıcı Merkezi, Almanya’daki Alman Sinkrotron Merkezi, Cenevre’deki CERN gibi) yeni buluşlar ve teknolojiler için şart olduğunu vurguladı. Anahtar teslimi bir hızlandırıcının tıpkı otomotiv sanayiindeki gibi yabancı patentli yerli araba gibi tuhaf bir duruma döneceğini savunan Doç. Dr. Cankoçak, “Bu durum Turkiye’deki teknolojiye, AR-GE çalışmalarına hiç bir kazanç sağlamaz. Zaten anahtar teslim bir hızlandırıcıyı çalıştıramayız. Çünkü elimizde yeterli sayıda yetişmiş eleman yok” diye konuştu.
Hiçbir ülke kendi başına CERN kuramaz
“TÜRKİYE kendi CERN’ini kuruyor” haberlerini de eleştiren Doç. Dr. Kerem Cankoçak, “Hiçbir ülke kendi CERN’ini kuramaz. Çünkü CERN uluslararası bir kuruluş. Hem ekonomik olarak hem de beyin gücü olarak hiçbir ülke bunun altından kalkamaz” dedi. Türkiye’de planlanan iki girişim olduğunu söyleyen Doç. Dr. Cankoçak, “Birinci girişim TAEK’in küçük hızlandırıcı projesi. Tıpta kullanılan radyo nükleiti üretmek istiyorlar. Yurtdışından her yıl milyonlarca dolar radyo nükleitlerin ithalatı için gider. TAEK 12-15 milyon dolar civarında bir para ayırdı. Diğer proje de Türk Hızlandırıcı Merkezi. Ancak burası Türkiye’nin CERN’i değil. Bunlar küçük deneyler yapmak için ya da bazı maddelerin radyasyona dayanıklılığını ölçmek için ya da bir lazer ışını elde edip o lazer ışınıyla hem tıpta hem de fizikte birtakım deneyler yapmak için bunlar küçük labaratuvarlar” dedi.