Güncelleme Tarihi:
AB'ye üye 12 ülkeyle karşılaştırıldığında şampiyonuz!
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan rapor, gelir dağılımı açısından Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tümünden daha eşitsiz bir yapıya sahip olduğunu ortaya koydu.
Avrupa'nın gelir dağılımı en bozuk ülkesi olan Portekiz'i bile oldukça geride bırakan Türkiye'de eşitsizliği yaratan en önemli faktörlerden biri rantiye sınıfının 1994 yılından bu yana gelirinin hızla artmış olması.
TÜSİAD tarafından, Galatasaray Üniversitesi'nden Doç Dr. Seyfettin Gürsel Koordinatörlüğünde, Yardımcı Doçent Haluk Levent, İTÜ Öğretim Üyesi Doçent Raziye Selim ve Devlet İstatistik Enstitüsü'nden (DİE) Özlem Sarıca'ya hazırlattırılan rapor, Türkiye'deki gelir dağılımı bozukluğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
‘‘Türkiye'de Bireysel Gelir Dağılımı ve Yoksulluk Avrupa Birliği ile Karşılaştırma Raporu’’nun ortaya koyduğu sonuca göre, Türkiye'de gelir dağılımı 12 AB ülkesinin tümünden çok daha eşitsiz. Rapor, Türkiye'nin gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'nın en eşitsiz ülkesi olan Portekiz'i bile geride bıraktığını gösterdi. Eldeki verilere göre, Türkiye Portekiz'den, Gini katsayısına göre yüzde 28, Theil indeksine göre de yüzde 123 kat daha eşitsiz bir gelir dağılımına sahip.
AB ülkeleri incelendiğinde; örneğin Danimarka'da yoksul nüfusun payı yüzde 4.5, İngiltere'de 13.5, Yunanistan'da 16.5, Portekiz'de 16.7'ye çıkıyor. Yunanistan ve Portekiz'in göreli yoksulluk düzeyleri Türkiye oranının biraz üzerinde.
EŞİTSİZLİĞİ AZALTMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
İstihdam alanının ‘küçük esnaf okyanusu’ olmaktan çıkarılarak ücretlilerin istihdam içindeki payının artması.
Gerçek faizlerin düşürülmesi ve orta vadede menkul kıymet kazançlarının tabana yayılması.
Sosyal transfer miktarının çeşitlenerek artması.
Kamu ve özel sektör arasındaki ücret farklarının ortadan kalkması için kamu personel reformunun yapılması.
TUNCA TOSKAY (Devlet Bakanı):
10 yıl sonra gündemde yoksulluk kalmayacak
Gelir dağılımı ve yoksulluk ciddi sosyal sorunların ortaya çıkmasının ana nedenleri. Yoksullukla mücadele topyekün bir kalkınma meselesi ama kötümser değilim. Ekonomik istikrar, sürdürülebilir büyüme trendinin yakalanması ve adil gelir dağılımı politikalarıyla, yoksulluğun önümüzdeki 10 yılda ülkemizin gündeminden büyük ölçüde kaldırılacağına inanıyorum. İnsani gelişmişlik endeksine göre Türkiye, dünyadaki 174 ülke arasında 1995'te 69, 1999 yılında ise 86'ıncı. 6.2 milyar olan dünya nüfusunun 1.3 milyarının yoksulluk sınırının altında. Dünyanın en yüksek gelirine sahip ülkelerde yaşayan nüfusun yüzde 20'si dünya tüketim giderlerinin yüzde 86'sını gerçekleştiriyor.
ERKUT YÜCAOĞLU (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı :
Kamu kaynakları doğru harcanmıyor
Erkut Yücaoğlu, gelir dağılımının iyileştirilmesi sürecinde ön koşul istikrarlı bir makro ekonomik yapıdır. Uygulanmakta olan makro ekonomik uyum programıyla bu yolda önemli bir mesafe katedildi. Türkiye'de kamu kendi kaynaklarını ihtiyaç duyulan konulara harcayamıyor. Türkiye'nin AB üyeliği açısından yerine getirmesi gereken konulardan birisi bölgesel kalkınmadır. AB de Türkiye'de bölgeler arası eşitsizliğin giderilerek bölgesel kalkınma ile yeni dengelere kavuşturulması beklentisindedir.
Faiz kazançları dengeyi bozdu
1987 yılından 1994 yılına kadar olan dönemde Türkiye'de gelir dağılım eşitsizliğinde bir artış görülmediğine dikkat çekilen raporda, bu yıllar arasında gelir dağılımının üst gelir grubunda bozulduğu, alt gelir grubunda az da olsa bir düzelme yaşandığı belirtiliyor. Ancak 1994 yılında faiz gelirlerinin etkisiyle dağılımın bozulduğu vurgulanan raporda, gelir dağılımındaki eşitsizliğin nedenleri ise şöyle sıralanıyor
Küçük esnaftan, büyük sanayiciye kadar sermaye ve emek kazançlarını birlikte ele alan müteşebbis gelirinin (toplam içinde yüzde 40 paya sahip) eşitsiz dağılımı.
1994 yılında faiz gelirlerinin toplam eşitsizliğe yaptığı katkı büyük boyutlara vardı. 1987'de yüzde 1.3 ile çok düşük paya sahip olan faiz gelirleri 1994'de yüksek bir artışla yüzde 4'e çıktı. Diğer yandan da kendi içindeki dağılım eşitsizleşti.
1994 yılında rantiye sınıfı hem daha çok faiz elde etti, hem de bu sınıfın içindeki bir grup rantiye faizin aslan payını aldı.
Müteşebbis gelirleri faiz gelirleri ile birlikte ve aşağı yukarı aynı düzeyde ülke genelindeki eşitsizliğin yüzde 90'ını belirler duruma geldi.
Refah devletinin gelir dağılımını köklü bir şekilde düzeltici etkisi Türkiye'de görülmemekte.
Güney Doğu Anadolu bir yanda gelir düzeyinin en düşük olduğu bölgeyken, diğer yandan eşitsizliğin en az olduğu bölge. Yani yoksullukta eşit bir bölge.
Marmara Bölgesi gelir düzeyi en yüksek, eşitsizliğin de o oranda fazla olduğu bölge.
AB ülkelerinde eşitsizliği azaltan en büyük etken devletin yeniden dağıtım politikaları. Oysa, Türkiye'de gelirin devlet aracılığıyla yeniden dağıtımı yetersiz.