Güncelleme Tarihi:
Sergisinin açılışına Vali Yardımcısı Ahmet Aydın, AB üyesi ülkelerin İstanbul konsolosları, TAV İcra Kurulu Başkanı Sani Şener ve çok sayıda davetli katıldı. AB Bakanı Egemen Bağış açılış töreninden önce yaptığı konuşmada Türkiye’nin AB sürecine değinerek, 45 yıldır sabrettiklerini fakat artık Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye’ye ihtiyaç duyar hale geldiğini belirterek şöyle konuştu:
"Türkiye sabırlıdır. Müzakerelere başlayabilmek için 45 yıl sabretmiş bir milleti temsil ediyoruz. İşte uluslararası platformlarda flaşlar artık Türkiye için patlıyor. Uluslararası platformların en fotojenik liderlerinden biri Türkiye’nin Başbakan’ıdır.
TÜRKİYE FARKLI BİR NOKTADA
Çok şükür Türkiye artık farklı bir noktada. Hiç merak etmesinler Türkiye Avrupa’nın bozulan fotojenik yapısını düzeltecek bir yapıya da sahiptir. Onun için Avrupalılara da ‘Sık dişini Avrupa Türkiye imdada yetişiyor’ diyebiliyoruz. Türkiye artık Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip, en güçlü ordusuna sahip, en genç nüfusuna sahip en dinamik ülkelerinden birisiyiz."
Aslında Türkiye’nin AB süreci 75 milyon vatandaşımızın hayatını etkileyen 81 ilimizde devam ede gelen bir AB fonuyla yapılan projelerden ibaret. Bugün Türkiye’nin farklı yerlerinde katı atık temizleme yerleri var. Su arıtma tesisleri yapılıyor. Eğitim çalışmaları var. Balıkçılarımızın çok önemli projelerini gerçekleştirebilecekleri çalışmalar yapılıyor. Alanya’daki muz üreticileriyle İspanya’nın Kanarya adalarında muz üreticileri arasında bir sinerji doğabiliyor. İşte bütün bunları anlatan bir sergi açılışı yapıyoruz.
2008 – 2011 yılları arasında AB fonlarından bu güne kadar 2 milyon kişi yararlanmış. Burada ön yargıları kırıyoruz. Bu ön yargıları kıran projeler bunlar.
Şu anda 2007- 2011 AB bütçesinde aday ve potansiyel ülkelere ayrılan toplam 11 milyar Euro fon var. Bu 11 milyarın 4.9 milyarı Türkiye’ye ayrılmış durumda. Yani Türkiye kendi başına bütün fonların yarısını alıyor. Diğer yarısını da aday ve potansiyel diğer ülkeler alıyor. İşte AB sürecinin asıl özü budur.
Bundan 15 yıl önce insanların Kürdüm demeye korktukları bir ülkede şimdi günde 24 saat Kürtçe yayın yapan bir TV var. 88 yılı aradan sonra bu ülkenin Ortodoks vatandaşları Sümela’da ayin yaptı. 112 yıl aradan sonra Ermeni vatandaşlarımız Akdamar’da ayin yapabildiler. 1930 lardan beri çözülemeyen vakıfların mülk sorunları çözüldü. Atatürk’ten sonra bir cem evine giden bir Cumhurbaşkanı gördük. Bu gün Libya’da Tunus’ta Mısır’da insanlar hayatlarını hiçe sayarak demokrasi uğruna ortaya çıkıyorlarsa onların ilham kaynağı Türkiye’dir. "
'KİMSENİN ENDİŞELENMİSİNE GEREK YOK'
Bu arada bir gazetecinin AB’de yapılan bir açıklamada "Türk Silahlı Kuvvetleri laik yapısını korumalıdır " şeklinde çıkan haber üzerine ise şunları söyledi:
"Ben açıklamayı görmedim. Ama Türk silahlı kuvvetlerinin laik yapısıyla ilgili, ya da Türkiye’nin her hangi bir kurumunun hiç kimsenin endişe duymasını gerektirecek bir durum yok. Türkiye demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye’nin demokratik yapısı da laik yapısı da sosyal devlet olma yapısı da, hukuk devleti olma yapısı da hükümetimizin icraatımızın güvencesi altındadır. Anayasamızın güvencesi altındadır. Kimsenin endişelenmesine gerek yoktur. Türkiye kendi laik, sosyal, demokratik ve hukuk yapısını koruyabilecek bir güçtedir. Kimsenin bir tavsiyesine de ihtiyacı yoktur. "