Güncelleme Tarihi:
Altın takı ihracatında hızla büyüyen Türkiye, dünya liderliğine soyundu. Türkiye, 1997 yılında ihrac ettiği 85 ton altın takı ile İtalya'dan sonra dünyanın en büyük ikinci ihracatcısı durumunda.
Türkiye, altın takı ihracatında dünya liderliğine oynamaya başladı. 1997 yılında 85 tona yaklaşan altın takı ihracatı gerçekleştiren Türkiye, İtalya'dan sonra dünyanın en büyük ikinci ihracatçısı durumuna geldi.
İşlenerek takı haline getirilen altında yıllık 5-6 milyar dolarlık ihracat potansiyeline sahip olan Türkiye, dünyada altın cazibe merkezi olmaya aday en güçlü ülke olarak gösteriliyor. Türkiye'nin altın ihracatı özellikle Avrupa Topluluğu ülkeleri, ABD, Balkan ülkeleri ve Türk Cumhuriyetlerine yapılıyor.
ZARARDAN KÁRA
Dünya Altın Konseyi Türkiye Genel Müdürü Murat Akman, 1990 yılında Türkiye'nin altın ithalatının 80 ton olduğunu ve bunun hepsinin yurtiçinde tüketildiğini belirterek, o dönemde Türkiye'nin ödemeler dengesinde 80 ton masraf göründüğünü belirtti. Geçtiğimiz yıl ise altın ithalatının 190 ton olduğunu ve bunun yarısının direkt ihracat ya da turistler kanalıyla yurtdışına gittiğini vurguladı. Akman turistlerden elde edilen gelir sayesinde ödemeler dengesinde eşitlik sağlandığını da söyledi. Akman, ‘‘Türkiye 80 ton masrafı olan ülke konumundan 80 ton kârı olan ülke konumuna geçti. Türkiye bugün 20 ton altın ihracı ve 65 ton turistik satış ile tüm ithalat masrafını karşılıyor. İç piyasada tüketilen 80 ton altın ise yaklaşık 1 milyar dolar kâr olarak ülkeye kalıyor. Bugün pek çok ülkede üretici firmalarımızın ofisleri var’’ dedi.
HIZLI BÜYÜME
1990 öncesinde iç piyasada güzellik amaçlı altın tüketimi 10 ton civarınkayken, bugün bu oran 60-70 tona çıktı. Turistlere satılan altın ise 5 tonlardan 65 tonlara ulaştı. Üretim ve satış firmalarının bugün pazarlama çalışmaları yaptıklarına değinen Akman, talebe göre üretimlerin gerçekleştiğine değindi. Firmaların bu aşamaya ulaşabilmesi için ürünün özgünleşmesi, teknik kalitenin gelişmesi, tasarımın gelişmesi, tasarımcı istihdam edilmesi ve son olarak da marka oluşturulması ve bu markanın promosyon ile desteklenmesi gerekiyor. 1996 yılında Türkiye'de promosyon yatırımı 10 milyon dolara firma sayısı da 30'a ulaştı. 1997 yılında Türkiye'yi ziyaret eden 10 milyon turist, 5-6 milyar dolar hediyelik eşya için harcama yaptı. Bu harcamanın yarısı da altın takı için yapıldı.
1 TRİLYONLUK FABRİKA
Sektörde en büyük yatırımı yapan Altınbaş'ın Yönetim Kurulu Başkanı İnan Altınbaş, Beylikdüzü'nde inşaatı süren ve 1999 yılında tamamlanması beklenen 10 bin metrekare alan üzerine kurulu fabrikanın yaklaşık 1200 kişiye istihdam sağlayacağını söyledi. 1 trilyon liraya malolması beklenen fabrikada, yılda 15 ton hurda altın işlenip takı haline dönüştürülecek. Altınbaş, fabrikanın tamamlandığında altın mücevher sektöründe iddialı olan ülkeleri geride bırakmayı amaçladıklarını vurgulayarak, üretimin yüzde 70'ini ihrac edeceklerini söyledi. Halen iki fabrikasında üretim yapan Altınbaş, ürünlerini Avrupa'da da ‘‘Altınbaş’’ markasıyla pazarlıyor. İlk olarak Gaziantep'te temeli atılan Altınbaş, daha sonra Kıbrıs Lefkoşe'de yatırım yaptı. Kıbrıs'ın büyük kentlerinde mağaza açan Altınbaş yine Kıbrıs'ta Altınbaş Bank'ı kurdu. Altınbaş'ın ABD ve Almanya'da da altın mücevher şirketi bulunuyor.
Altında mucizenin sırrı: Markalaşma
Türkiye'nin altın takıda dünya liderliğini zorlayabilecek duruma gelmesinde en önemli faktör, altın takı sektöründeki markalaşma oldu. Dünyada çeşitli sektörlerde hızla yaygınlaşan ‘‘markalaşma’’ çabaları artık takı sektöründe de kendisini gösteriyor. Bugün Altınbaş, Atasay, Asgold birer marka olarak tüm dünyada tanınıyor. Altın sektöründe en büyük rakibi İtalya ile başabaş giden Türkiye'de markalaşabilen yaklaşık 30 firma bulunuyor. Uzmanlar yaptıkları araştırmalar sonucunda tüketicilerin mücevherde markalı ürünlere daha fazla güven duydukları görüşünde birleşiyorlar. Kendi yaptıkları tasarımları hayata geçiren üreticiler, anonim modeller dışında artık kendi tasarladıkları ürünlerin patent hakkını da alıyorlar.