Türkiye, 7 milyar Euro’luk Universal'a ‘acı ders’ oldu

Güncelleme Tarihi:

Türkiye, 7 milyar Euro’luk Universala ‘acı ders’ oldu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2002 01:47

7 milyar Euro'luk cirosuyla dünya müzik endüstrisinin en büyük kuruluşlarından biri olan Universal Music Group, için Türkiye'de yaşadıkları uluslararası bir deneyim oldu. 63 ülkede faaliyet gösteren şirket, üst üste iki Türk genel müdürünü de görevden almak zorunda kalınca, ‘yerel yönetici ile çalışma’ stratejisini yeniden gözden geçirmeye başladı.

DÜNYA müzik endüstrisinin önde gelen kuruluşlarından Universal Music, 1998 yılında Polygram'ın Raks'ın yüzde 25 hissesini alarak girdiği Türkiye pazarında kısa süre sonra yaşayacaklarını hiç tahmin edemezdi. 63 ülkede faaliyet gösteren ve dünya müzik endüstrisinin neredeyse tamamını kontrol eden 7 milyar Euro cirolu bu dev şirket, bulunduğu ülkelerde yerel yöneticiler ile çalışmayı tercih ediyordu.

Universal Music Group yönetimi, bu stratejinin özellikle yerel müzik piyasalarının kendilerine has özellikleri ve ülkelerin yine kendilerine has beğeni ölçülerine uygun ürünlerin geliştirilmesi ve pazarlanması açısından önemli olduğuna inanıyorlardı. Ancak, Türkiye'de yaşananlar bu müzik devinin tüm dünyada uyguladığı ‘yerel yönetici ile çalışmak’ stratejisinin her zaman başarı getirmediğini ortaya koydu. Kuralı bozan bu ‘‘istisna’’ sonucu, Universal Music, tarihinde ilk kez bir başka ülkedeki yatırımının yönetimini değiştirebilmek için baskın operasyon düzenlemek zorunda kaldı. Operasyonu da şirketin başkan yardımcısı Thomas Hedström yönetimindeki bir ekip gerçekleştirdi.

İNGİLTERE AYAKTA

Şirketin önceki genel müdürü Şevket Gözalan'dan sonra, son genel müdürü Süha Yavuz'un da şirket ile ilgilenmek yerine magazin basınının gözdesi olacak bir özel hayatı tercih etmesi, müzik devinin İngiltere'deki merkezini ayağa kaldırdı.

Ve sonunda İngiltere'den gelen Universal Music yöneticileri, bir operasyon ile Türkiye'deki yatırımlarının yönetimini kontrol altına aldı. Gözalan'dan sonra Yavuz'un da işine son verildi ve Üniversal Müzik'in başına bir İngiliz genel müdür atandı.

Dünyada sayısız starın albümüne imza atan Universal Music, 1998 yılında Polygram olarak, Raks'ın yüzde 25 hissesini satın alarak Türkiye pazarına girmişti.

Ancak Avurapa'daki Polygram'ın el değiştirip Universal Music olmasından sonra Türkiye'deki Polygram da, Universal Müzik olarak pazardaki yerini biraz daha büyüyerek korudu. Firma, Raks Müzik'in yüzde 26'lık hissesini daha satın alarak, piyasada söz sahibi oldu.

Bu gelişmeler sonrasında Türkiye'deki sayısız ünlü de, Universal'a transfer olmak için birbirleriyle yarıştı. Şu an Ebru Gündeş, Kayahan, Şebnem Ferah, Athena, Müslüm Gürses, Ceylan, Teoman, Nadide Sultan, Nalan, Petek Dinçöz, Gökhan Özen, Emrah gibi müzik dünyasının önemli isimlerini bünyesinde bulunduran Universal, sektördeki büyük bir pasta diliminin elinde olmasından mutlu olmasına rağmen, atanan genel müdürlerden de bir o kadar yaka silkti. Çünkü dört yıldır şirketlerinin başına hangi Türk genel müdürü getirdilerse, hepsinin magazin basınında yer alan sansasyonel haberleriyle ve şirket içindeki Bizans oyunlarıyla karşılaştılar.

İngiliz müfettişler ilk uyarıyı Gözalan'a yaptı

UNIVERSAL Müzik Türkiye pazarına girdikten sonra şirketin başına genel müdür olarak Şevket Gözalan'ı getirdi. Şevket Gözalan ekibini kurarak Universal Müzik bünyesi altında yeni anlaşmalara imza attı. Basında görünmemeye özen gösteren -ki bu İngiltere'deki yetkililerin kuralları arasındaydı- Şevket Gözalan'ın birkaç ay sonra ilk aşk haberi şirket içinde skandal yarattı. Gözalan, firmadaki sanatçıların menajerliğini yapan bir genç kadınla aşk yaşamaya başlası, çok geçmeden bu ilişkinin ayyuka çıkmasına neden oldu.

Ve ilk uyarı İngiliz müfettişlerden geldi. Şirketlerinde bu tarz ilişkilerin olmasına karşı olduklarını söyleyen müfettişlerin sert uyarısından sonra bir toplantı düzenleyen Şevket Gözalan, herkesten özür dileyerek yeniden işine dört elle sarıldı. Fakat yakışıklı yönetici ne yazık ki iş hayatıyla aşk hayatını bir türlü birbirinden ayıramayınca ve Meltem Cumbul'la da aşk yaşamaya başlayınca beklenen sonu hızlandırmış oldu. Hemen hemen her gün Cumbul'la gazetelerde boy boy fotoğrafları çıkan, şirket yönetimine fazla vakit ayıramayan Gözalan, çok geçmeden İngilizler tarafından görevden alındı.

‘Şirket sanatçısı ile olmaz’ kuralını bozdu

ŞEVKET Gözalan'ın şirketten uzaklaştırılmasından kısa bir süre sonra bu kez göreve Süha Yavuz getirildi. Yavuz, kurulu ekiple yoluna devam etme kararı alarak, sanatçılarla toplantılar yaptı, yeni atılımları anlattı. Ancak çok geçmeden tıpkı Şevket Gözalan gibi mevkisinin gücü ve etrafında güzel kadınların olması Yavuz'un da aklını başından aldı. Önce Şebnem Ferah'la gizli bir aşk yaşamaya başlayan Yavuz'un hayatına o tarihlerde yine şirketinin sanatçısı olan Ebru Gündeş girdi. Bir yandan Ferah, diğer yandan da Gündeş'le görüşen genç patronun aşk skandalları teker teker patlat vermeye başlayınca Şebnem Ferah'la ilişkisini bitiren Süha Yavuz, İngilizler'in, ‘‘yöneticiler şirketinin sanatçılarıyla birlikte olamaz’’ kurallarını hiçe sayarak Ebru Gündeş'le aşk yoluna devam etti. Fakat şirket içinde Ebru Gündeş'e gösterilen özel ilgi Universal'daki diğer sanatçıların tepkisine neden oldu. Ve çok geçmeden yaşanan bu huzursuzluklardan haberdar olan İngiliz yetkililer, ikinci kez Türkiye'yi büyüteç altına aldı. Yavuz yönetimindeki her şey teker teker incelenmeye başlandı. Aşk skandalları, dosyalarda yolsuzluk yapılması vs gibi birçok açık ortaya çıkınca yıldırım hızıyla kararlar alındı, Yavuz ve ekibinin eşine son verilmek üzere İstanbul'a bir ekip gönderildi. Birkaç gün önce sabah saatlerinde iş yerine gelen Süha Yavuz ve şirketin üst yöneticilerinden Neşe Demirkat büyük bir sürprizle karşılaştı. Görevden alınmışlardı.

Baskında ilk uyarı: Kimse bilgisayarlara dokunmasın

LONDRA'dan gelen Universal Müzik başkan yardımcısı Thomas Hedström yönetimindeki İngiliz heyet, önce herkesi tek tek uyararak bilgisayarların açılmaması talimatını verdi. Ardından da Süha Yavuz'la görüşerek işine son verildiği bildirildi. Neşe Demirkat'a ise iki seçenek sunuldu ya istifa edecekti ya da kovulacaktı. Kovulmayı tercih etmeyen Demirkat, istifa dilekçisini İngilizlere vererek sessiz sedasız şirketten ayrıldı. İşten çıkarmalar iki kişiyle de sınırlı kalmadı. Genel bir temizlik yapmaya kararlı olan Thomas Hedström, iki müdüre yakın olan isimlerin yani sekreterlerin, şöförlerin, iki idari eleman ve teknik elemenların da görevlerine son verdi. Ve çok geçmeden de yine Hedström yönetiminde aylar öncesinde kurulan dört kişilik yeni ekip, görevi devraldı.

Ve yeni yapılanmada ilk talimat, avukatlar aracılığıyla depolara, bankalara ve reklam şirketlerine bir yazıyla gönderildi. ‘‘Artık Süha Yavuz, Neşe Demirkat ve Bige Daruga'nın şirketimizden ayrıldığı için imza yetkileri kalmamıştır. Thomas Hedström, Asif Bhatti, Sema Gökdeniz ve Hasan Şerif Giresunlu'nun imzalarını görmeden hiçbir işlem yapmamanızı rica ediyoruz’’ cümlelerinin yer aldığı dilekçede her şey apaçık ortadaydı. Dört kişiden oluşan yeni yönetim, bir saatlik gibi kısa bir sürede yani yıldırım operasyonuyla İstanbul Universal Müzik'in başına geçmişti.

Kovuldu, sevgilisine Porsche hediye etti

Kamuoyuna yaptıkları ‘‘ayrıldık’’ açıklamalarına rağmen Süha Yavuz'la Ebru Gündeş'in ayrılmadığı iddia ediliyor. İkili, önceki gün, Gündeş'in Korukent'deki ofisinde buluştu. Gündeş, buraya Süha Yavuz'un ona hediye ettiği 200 bin Euro değerindeki 34 ESY (Ebru-Süha Yavuz) plakalı Porsche'la geldi.

Universal Music kim?

DÜNYA
müzik endüstrisinin en büyük firmalarından biri olan Universal Music Group, 63 ülkede faaliyet gösteriyor. Şirketin portföyündeki sanatçılar arasında Bryan Adams, Marc Antonie, Andrea Bocelli, Bon Jovi, Diana Krall, Nathali Cole, Cranberries, Enrique İglesias, Bond ve Def Leppard bulunuyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!