Güncelleme Tarihi:
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), yeni dönemde Türkiye’nin avantajlı olabileceği sektörleri araştırdı. Konfederasyonun çalışmasında Avrupa ve çevresindeki 39 ülke kıyaslandı ve ayakkabı, kağıt, tekstil, konfeksiyon, tarım, metal, toprağa dayalı (çimento, seramik gibi) alanlarında Türkiye’nin çekiciliği ve potansiyeli en güçlü ilk 2 ülkeden biri olduğu görüldü. Ağaç, mobilya, mineral, savunma, kimya, gıda, plastik gibi endüstrilerde de Türkiye ilk 10’da yer alıyor. Almanya, İspanya, Çekya, Polonya olası rakipler olarak öne çıkarken Bulgaristan, Romanya, Macaristan gibi ülkeler de yine rekabet içinde olunacak ülkeler arasında sayılıyor.
ABD’DE FIRSAT
TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, Avrupa ve ABD’de toplam 140 milyar dolarlık bir pazarın söz konusu olduğunu belirtirken, sadece ABD’nin ithalatındaki Çin payının 90 milyar dolar olduğunu vurguladı. Bu payın başka ülkelere kaydırılacağını ve Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu belirten Akkol şunları söyledi: “İhracat portföyümüze Avrupa ve Afrika’dan sonra Amerika’yı da ekleyebilmek önemli bir kazanım olacak. En önemli dış ticaret partnerlerimiz Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa’ya daha çok ihracat yapmamız da kaçınılmaz olacak. Ekonomide dünya genelinde taşlar yerinden oynayacak. Ülkemiz açısından fırsatları sadece ihracat açısından değerlendirmek yeterli değil. Milli üretim ve yerel tedarik zinciri de önemli bir potansiyel içeriyor. Artık ilaç, sağlık, tarım gibi stratejik mallara ithalat bağımlılığının azaltılması küresel eğilim olacak. Sağlık Bakanlığımız da, Türkiye’nin bölgesinde tıbbi cihaz üretim üssü ve cazibe merkezi olması vizyonunu ortaya koydu.”
RAKİPLERE KAPTIRMAYALIM
Tedarik ve üretimdeki yer değiştirmeler için Türkiye’nin hızla harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Akkol şöyle devam etti: “Fırsatlar için acele edelim. Gerek insan gücümüz, altyapımız, gerekse rekabete alışkın yapımız artı değerlerimiz olacak. Ayrıca metal, tekstil ve otomotiv alanları çok güçlü olduğumuz sektörler. Bu 3 alanda 1.5 milyona yakın kalifiye insanımız çalışıyor. Bu rekabet ettiğimiz ülkelerin oldukça üstünde bir kaynak. Bu sektörlerde stratejik bir yaklaşımla hareket etmeliyiz. Bunlara ek olarak, bilişim sektöründe de 1 milyon yazılımcı yetiştirme gibi stratejik hamleler söz konusu. Bunlar önemli adımlar. Dünyanın üretim üssü olabiliriz. Koronavirüs sonrası dönem, bu fırsatı sunuyor.”