Güncelleme Tarihi:
YUNUS Emre Enstitüsü’nün 10 aydır yürüttüğü ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde devam eden Türkiye Akademik ve Bilimsel İş Birliği Projesi (TABİP) kapsamında “Bir Kuşak Bir Yol-Geleceğe Birlikte Yön Verelim Konferansı" İstanbul’da Esma Sulta Yalısı’nda gerçekleştirildi. Ekonomik hacimleriyle ve yüz binlerce çalışanıyla 1 trilyon doları aşkın piyasa değerine sahip olan ve son bir yılda gerçekleştirdikleri 500 milyar dolarlık satış hacmi ile Çin ekonomisine yön veren 70’in üzerinde markanın temsilcisi, konferans kapsamında Türk iş insanlarıyla bir araya geldi.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın mesafe bakımından uzak ancak ticari ve kültürel bakımdan yakın bir köşesinden gelen, iş dünyasının değerli birçok ismini Türkiye’den güzide kurumlarla ve onların temsilcileriyle buluşturmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi.
Ateş, TABİP bünyesinde gerçekleştirilen bu buluşmayla Türkiye’nin çeşitli kesimlerini yurt dışından gelen konuklarla buluşturarak ekonomik, kültürel, akademik ve bilimsel iş birliklerinin gelişmesine büyük bir ivme kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.
Yunus Emre Enstitüsü olarak 46 ülkede 56 kültür merkezi ve yüzlerce irtibat noktası ile çok geniş bir uluslararası bağlantıyla Türkiye’nin dilini, kültürünü, akademik ve bilimsel kapasitesini tanıttıklarını aktaran Ateş, “Bugüne kadar yürüttüğümüz kültür ve kamu diplomasisi faaliyetlerine bilim diplomasisi faaliyetlerini de eklemiş bulunuyoruz. Bu kapsamda küresel ağımızı ülkemizin milli kurum ve kuruluşlarının, akademi çevrelerinin ve araştırma geliştirme tabanlı sektörlerinin istifadesine sunuyoruz.” dedi.
2018 yılının Çin’de Türkiye yılı olarak ilan edildiği anımsatan Ateş, “Bu süreçte Yunus Emre Enstitüsü olarak Çin ile kültürel, sosyal, akademik ve bilimsel iş birliği alanlarında etkileşimlerini daha ileriye götürmek amacıyla kültür ve bilim diplomasisi çalışmalarını çok yönlü yürüttük. 2019 yılına bu güzide etkinlikle ve bazı paydaşlarımızla yapacağımız iş birlikleriyle başlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ateş, bundan sonra Türkiye’ye Çin’den gelen turist sayısının artacağını, kültürel ilişkilerin daha da gelişeceğini ve tüm bunların akademik ve bilimsel iş birlikleri ve katma değerli projelerle de pekiştirileceğini dile getirdi.
Çinli turist hedefine 2019 yılında ulaşılacağından emin olduklarını belirten Ateş, şunları kaydetti: “Bu proje ve etkinliğin de buna önemli katkılar sunacağını düşünüyorum. Bu vesile ile kurulacak olan kültürel ilişkilerin, reel sektör temsilcilerini de bu projeye dahil ederek, çok yönlü ve sürdürülebilir kılınması gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple kamu girişimlerinin yanında, sektörel temsilcilerin de bugün burada olması beni ayrıca mutlu ediyor. İkili ve çok taraflı iş birliklerinin ekonomik ilişkilere de olumlu yansıyacağına ve bunun TABİP ile akademik ve bilimsel iş birliği bakımından da çıktılarının olacağına olan inancım tam. TABİP kapsamında geliştirilen portal ile ulusal ve uluslararası iş birliklerinin de bugünden sonra artması ülkemizin küresel imajına ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacına önemli katkılar sunacak.
"İSTANBUL’DA BİR ÇİN SOKAĞI OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ”
İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin de İstanbul‘dan 4 Çin şehrine doğrudan ulaşım şansının bulunduğunu ancak bunu son derece yetersiz gördüklerini ifade etti.
Türk Hava Yolları'nın her bir şehre günde bir sefer ile ulaşım sağlamaya çalışmasının iki ülke arasındaki kapasiteyi sınırladığına dikkati çeken Gültekin, "Valilik olarak sektör ile yaptığımız iş birliği sonucunda, China Southern Havayolları'nın hemen geçtiğimiz ay İstanbul’a Pekin’den doğrudan uçak seferlerinin başlatılmış olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bunu Çin’in diğer hava yolu şirketlerinin de takip etmesini istiyoruz. Çünkü her yıl yurt dışına 140 milyon turist gönderen bir ülkenin sadece 400 bin turistini alıyor olmayı yeterli görmüyoruz. Bunu artırabilmenin birinci yolunun doğrudan uçak seferlerini artırmak ve bunun Çin hava yolu şirketleriyle de desteklemesini sağlamak olduğunu biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çin’den İstanbul’a daha fazla turist çekme çerçevesinde çalışmalar yapıldığını anlatan Gültekin, “Bir Çin sokağı oluşturmayı ve burada Çin kültürüne ait birtakım objelerin ve ürünlerin doğrudan İstanbullulara ulaşılabilmesini sağlamayı ve Çince karakterler ile yön tabelaları oluşturmayı hedefliyoruz. Çünkü, Çin alfabesinde kullanılan karakterlerin Latin alfabesinde ve diğer alfabelerdeki karakterlerden çok farklı olduğunu biliyoruz. Bu konuda İstanbul Valiliği olarak bir çalışma içerisindeyiz. Çin restoranlarının sayısını artırılmasını teşvik etmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE’NİN ÖZEL COĞRAFİ KONUMU EŞSİZ BİR STATÜDE BULUNUYOR"
Çin’in en büyük sosyal medya platformlarından Yidian’ın Üst Yöneticisi (CEO) Li Ya ise Türkiye’de bulunmaktan ve konferansa katılmaktan dolayı mutlu olduğunu vurguladı.
Türkiye’ye gelmeden önce Yidian üzerinden Türkiye ve Türkiye’nin kültürü ile ilgili bir paylaşım yaptığını dile getiren Li Ya, “Ve bugün de dünyanın jeopolitik konumundaki özel durumundan bahsettim. Kültürün gücü İstanbul ve Türkiye’yi merak etmemin ana sebebiydi.” dedi. Li, İstanbul’a New York üzerinden Türk Hava Yolları (THY) ile geldiğini ve THY’nin sloganını çok beğendiğini belirterek, “Bence THY'nin dünyanın diğer tüm hava yollarından farklı bir özelliği var çünkü kapsadığı uçuş hatları bir numara. Türkiye’nin özel coğrafi konumu eşsiz bir statüde bulunuyor. Hem de tarihten beri Avrasya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında önemli bir kesişme noktası konumunda.” ifadelerini kullandı.
Li Ya, Prof. Ateş’in kendisine 2018 yılında Türkiye’ye gelen yaklaşık 40 milyon yabancı turistten yalnızca yüzde 1’inin Çin’den geldiğini aktardığını ifade ederek, “Bu çok az gerçekten şaşırdım. İstanbul gibi bu kadar eski bir tarihe sahip özel bir kente az gelmişler ve açılışta ney dinletisi büyüleyici bir güzellikteydi. Nasıl bu kadar az Çinli turist geldi ben büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Daha çok kişinin gelmesi gerekirdi Çin’den.” şeklinde konuştu.
Li, 2 ülke arasındaki kültür ve turizm etkileşiminin artmasıyla birlikte iş fırsatlarının da artacağı konusunda hemfikir olduklarını vurguladı.
İstanbul’da hem kilise hem de caminin uyum içerisinde bulunduğunu vurgulayan Li, bu hoşgörünün internet ağıyla daha yakın bir mesafeye çekilebileceğini kaydetti.
"TÜRKİYE, ÇİN’DE GÜNDEN GÜNE DAHA ÇOK DUYULUYOR"
Yidian Kıdemli Başkan Vekili Jin Zhi de Türkiye’nin özel bir ülke ve eşsiz bir konumda bulunduğunu dile getirdi.
Jin Zhi, “Küçüklüğümden beri Türkiye’yi çok merak ediyordum ve nihayetinde buraya geldim. Hem de Yidian adına sizlerle bir araya gelmekten dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum.” dedi.
Türkiye’nin Çin’de günden güne daha çok duyulduğuna ve ilgi gösterildiğine işaret eden Jin Zhi, “Sultan Ahmet, Romantik Türkiye” gibi imajlar
Çin’de çok popüler oldu. Benim eşim iş seyahatlerime karşı çıkıyor yani benimle
beraber iş seyahatlerime gelmek istemiyor. Ama bu sefer ‘Türkiye’ye mi gidiyorsun, ben seninle Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorum’ dedi. Bu örnek şunu gösteriyor Çin’de internet üzerinden dünyayı tanımayı çalışan gençler dış dünyayı çok merak ediyorlar. Türkiye’yi romantik bir yer olarak görüyorlar.” diye konuştu.
"HER İKİ ÜLKE ARASINDA TURİZMDE SAYILAR İSTEDİĞİMİZ YERDE DEĞİL"
DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Murat Kolbaşı da konferans kapsamında düzenlenen panelde yaptığı konuşmada, doğudan batıya doğru giden eksenin şimdi tekrar batıdan doğuya doğru geldiğini dile getirdi.
Türkiye ile Çin arasında 25 milyar dolar seviyelerinde olan ve zaman zaman 30 milyar dolara doğru yaklaşan bir ticaret hacmi bulunduğuna dikkati çeken Kolbaşı, "İki ülkenin de önemli tarihi geçmişi var. Ve gelecekte de önemli iş
birliği çıkarılabilir. Özellikle Çin'in 2 önemli özel bankasının Türkiye gelmiş
olması, ki bunlardan bir tanesi dünyanın en büyük bankası... Türkiye’ye gelmelerinin hemen ardından şu anda Türkiye'de faaliyet gösteren Çinli firma sayısı bini geçti ve hızla artıyor."
Bu şekilde her iki ülkenin birbirini tanıması açısından önemli bir adım atıldığını vurgulayan Kolbaşı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu bize ne sağlayacak. Çin'in yurt dışına çıkan önemli bir sermaye ve yatırımının Türkiye tarafından alınması için imkan sağlayacak. İkinci olarak her iki ülke arasında turizmde sayılar istediğimiz yerde değil. Ama bakıldığında Çin'den seyahate çıkan 120 milyonun üzerinde bir turist var. Türkiye 2018'de sadece 400-450 bin civarında bir turist alabildi. Avrupa Birliği'ne ekonomik anlamda üye olan Türkiye'nin, Türkiye'de yapılanan markalarının, şirketlerinin, baktığımızda her bir sektörde ilk 10'a giren Türk markaları ve şirketlerinin, Çin ve Asya Pasifik genelinde pazar payını artırarak kendilerini büyütmeleri gerekiyor. Bu bizim ticaret açığımızı kapatmamızı sağlayacak."