Güncelleme Tarihi:
Türk-İş Konfederasyonu, ücretli çalışanlar üzerinde ağır vergi yükü bulunduğunu belirterek, "Asgari ücretle çalışan işçilerin ücret gelirlerinin tamamının, asgari ücretin üzerinde ücret alan işçilerin ise gelirlerinin asgari ücret miktarı kadar olan kısmının vergi dışı bırakılmasının uygun olacağı düşünülmektedir." görüşünü paylaştı.
Konfederasyon, işçi ücretlerindeki vergi kesintileriyle ilgili görüş ve taleplerini içeren yazıyı Cumhurbaşkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TBMM'de grubu bulunan partilere gönderdi.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar imzasını taşıyan yazıda, vergi adaletinin gerçekleşmesi için Konfederasyonlarının yıllardır dile getirdikleri düşüncelerin hayata geçirilmesinin aciliyet kazandığı vurgulandı.
Anayasanın 73'üncü maddesindeki "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." ifadelerinin yer aldığı yazıda, şunlar kaydedildi:
"Anayasamızın bu hükümlerine rağmen; çalışanların ücretleri Türkiye ekonomisinin büyümesine eşdeğer bir düzeyde artmamakta, sadece enflasyona endeksli yapılan ücret artışları, hem doğrudan ödenen vergiler hem de temel ihtiyaçlar için yapılan harcamalardan alınan dolaylı vergilerle geri alınmaktadır. Yılbaşında yüzde 15 olarak kesilen vergi miktarı, iki kattan daha fazla artarak yıl sonunda yüzde 35'e çıkmaktadır... Bu nedenle işçilerin ücret gelirleri yönünden mevzuatımızda öngörülen vergi yükümlülüklerinin azaltılması, işçilerin ücret gelirlerinin vergi oranının indirilmesi ve işçi lehine belirli bir orana sabitlenerek işçilerden vergi kesilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir."
"SABİT GELİRLİ, AZALAN GELİRLİ HALİNE GELDİ"
Türkiye'de ücretli çalışanlar üzerinde ağır vergi yükü bulunduğuna, gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisinin ücretlilerce ödendiğine işaret edilen yazıda, "İşçiler üzerindeki vergi baskısı, özellikle 'özel indirim' tutarının kalkması, ardından ücretliler lehine olan ayırım ilkesinden vazgeçilerek vergi tarifesinin teke indirilmesi ve çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranının yüzde 20'den yüzde 27'ye yükseltilmesi gibi nedenlerle artmıştır. İktisat öğretisinde 'sabit gelirli' olarak tanımlanan ücretliler, vergi politikalarıyla 'azalan gelirli' haline gelmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Asgari ücretlilerin dahi ekim ayında yüzde 20 oranında vergilendirilir duruma geldiğine, vergi artışı nedeniyle eline geçen net ücretin azaldığına dikkatin çekildiği yazıda, şu bilgilere yer verildi:
"Düzenlemeyle ekim, kasım ve aralık aylarına ilişkin net ücretleri bin 603 liranın altına düşenlere ilave asgari geçim indirimi uygulaması getirildi. Bu düzenleme nedeniyle, bekar olan işçilerin vergi nedeniyle bin 603 lira altına düşen ücretleri karşılanmakta. Ancak, örneğin evli, eşi çalışmayan ve üç çocuklu bir işçinin yılbaşında almakta olduğu bin 709 lira asgari ücret ekim ayından itibaren vergi nedeniyle bin 623 liraya geriledi. Diğer bir ifadeyle aylık 86,25 lira azalan bu ücret, bin 603 liranın üzerinde kaldığı için kaybı giderilmedi."
"İŞÇİ TOPLAM BİN 160 LİRA GELİR KAYBINA UĞRAMAKTA"
Ücretindeki geliri vergilendirilen işçilerin yılın belirli ayında vergi diliminin değiştiğinin ve ücretlerinin daha yüksek vergi oranından vergilendirildiğinin vurgulandığı yazıda, söz konusu durumun işçinin eline geçen net ücretin azalmasına ve geçim sıkıntısı yaşamasına sebep olduğunun altı çizildi.
Yazıda, ücretlilerin vergiyi yüküyle ilgili şu örnek paylaşıldı:
"Net ücreti 2 bin 500 lira olan bir işçinin iş sözleşmesinden kaynaklanan vergiye tabi başkaca hiçbir gelir (ikramiye, prim gibi) elde etmediğini düşünecek olursak; bu işçi yılın mayıs ayında yüzde 20'lik vergi dilimine; aralık ayında ise yüzde 27'lik vergi dilimine girmektedir. Buna göre, işçi yılın ilk dört ayında net 2 bin 500 lira gelir elde etmekteyken mayıs ayında net 2 bin 496 lira, haziran, temmuz, ağustos, eylül, ekim ve kasım aylarında net 2 bin 351 lira, aralık ayında ise 2 bin 234 lira gelir elde etmektedir. Bu açıdan bakıldığında işçi yüzde 20'lik ve yüzde 27'lik vergi dilimlerine dahil olduğunda yılda toplam net bin 160 lira gelir kaybına uğramaktadır."
İşçilerin vergi dilimlerinden kaynaklanan gelir kayıplarının azımsanmayacak ölçüde olduğunu vurgulandığı yazıda, şunlar kaydedildi:
"Asgari ücretle çalışan işçilerin ücret gelirlerinin tamamının, asgari ücretin üzerinde ücret alan işçilerin ise gelirlerinin asgari ücret miktarı kadar olan kısmının vergi dışı bırakılmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Alternatif bir çözüm olarak ise vergi oranının insan onuruna yaraşır bir ücret karşılığında çalışma hakkı da göz önüne alınarak ücretliler yönünden güncellenmek suretiyle makul bir orana indirilmesinin ve işçi lehine belirlenecek olan bu oranda sabitlenmesinin uygun olabileceği düşünülmektedir. Bu sonuçlara ulaşılması hem vergide adaletin sağlanması açısından hem de işçinin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmesi açısından son derece önemlidir."
Yazıda, işçilerin uğradıkları gelir kayıplarının önüne geçilmesi ve vergi adaletinin sağlanması için gerekli mevzuat değişikliklerinin gerçekleştirilmesi için çalışma yapılması da talep edildi.