Güncelleme Tarihi:
Kumlu, 2011 yılı Aralık ayında yapılan Olağan Genel Kurul ile Türk-İş yönetimine ve 4 yönetim kurulu üyesinin oylarıyla da 4 yıllığına bu göreve seçildi. Ancak seçimin üzerinden bir yıl geçmeden Sendikalar Yasa Tasarısı'nın Meclis görüşmeleri sırasında Başkan ile yönetim kurulu üyeleri karşı karşıya geldi. Kumlu, Hak-İş ile birlikte TOBB ve TİSK ile 'gizli bir protokol' imzalamakla suçlandı. Bu protokol neticesinde 30'un altında işçi çalıştıran iş yerlerindeki 6.5 milyon işçiye sendikal tazminatı yolunu kapayan yasa maddesinin kabul edildiği ileri sürüldü.
Kumlu, bu iddiaları kesinlikle reddederken, Genel Sekreter Pevrul Kavlak, Hürriyet'e yaptığı açıklamada "“Biz başkana ilk başta böyle bir protokole imza atıp atmadığını sorduk. Bize atmadığı yanıtını verdi. Ancak sonradan attığını öğrendik. Bu da yönetimde güven kaybı yarattı. Araya soğukluk girdi. Oysa bize gerekçesini söyleseydi, bunu yaparsak bunu elde edeceğiz, deseydi. Belki biz de desteklerdik. Neyin karşılığı verildi bu taviz. Artık kendisiyle çalışmak istemiyoruz” diyordu.
Başkan dahil 5 kişilik yönetim kurulunda Genel Sekreter Kavlak, Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ve Genel Teşkilatlanma Sekreteri Nazmi Irgat, Başkan Kumlu’nun istifa etmesini isterken; Türk-İş’in en güçlü sendikası Yol-İş’in Başkanı ve Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar ise, “İstifa kişisel bir karardır. Tek taraflı alınır. Ne Kumlu’ya ne de bir başkasına ‘istifa et, demem” diyecekti.
Aradan geçen 9 ayda Kumlu, tüm istifa baskılarına karşın 'aşamadığımız sorunlar olursa çözüm belli, olağanüstü genel kurulun yolu her zaman açık. bizler seçimle gelir, seçimle gideriz' sözleriyle hep genel kurulu işaret ediyordu.
GENEL KURUL İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ!
Kumlu gelen baskılara daha fazla dayanamayarak bugün istifa kararını verdi. Ancak yönetim krizi 'şimdilik' aşıldı. Şimdilik, diyoruz çünkü Tekel İşçilerinin eyleminin başını çeken ve genel sekreterlik görevinden istifa ederek, Türk-İş içindeki Sendikal Güç Birliği'nin ön önemli isimlerinden olan Tek Gıda İş Başkanı Mustafa Türkel, Kumlu'ya 'istifa etme' diyen isimlerden oldu. Türkel, Hürriyet'e "İstifa etme, olağanüstü genel kurula git, çağrısı yaptım. Bir Türk-İş Başkanı hırsızlık ve namussuzluk hariç istifa edemez, dedim. Genel kurula götür, dedim. Tek başına genel kurul kararı alamazdı ama bir basın toplantısı yapıp, bir ay içinde genel kurula gitmek istiyorum, deseydi bu olurdu. Ama diyemedi" açıklaması yaptı.
Ergün Atalay başkanlığının bir hükümet operasyonu olduğunu savunan Türkel, "MUSTAFA KUMLU istifa etmedi, istifa ettirildi. Sendikal hareketi pasifize etmenin, Türk-İş'i bitirmenin son hamlesidir bu. Türkiye sendikal hareketi, hiçbir zaman, karışıklık dönemlerinde bile bu kadar baskı ve zulümle karşılaşmamıştır" dedi. Atalay'ın başkanlığını tanımadıklarını ve olağanüstü genel kurul için ellerinden geleni yapacaklarını açıklayan Türkel, "Önümüzdeki günlerde tüm sendikalara çağrı yapacağız. Ankara'ya gelin ve Türk-İş'e sahip çıkın, diyeceğiz. Kıdem tazminatı, taşeron işçiliğin yaygınlaştırılması gibi konular gündemdeyken koltuk derdine düşmüş biriyle Türk-İş devam edemez. Demokratik sendikalar, sorunlarını genel kurullarda çözer. Biz de olağanüstü genel kurul için elimizden geleni yapacağız" diye konuştu.
"BİR KİŞİNİN İSTİFASIYLA SULAR DURULMAZ"
Türk-İş'in 2011 yılında yapılan genel kurulunda Kumlu'ya karşı Sendikal Güç Birliği'nin adayı olarak başkanlık yarışına katılan Petrol-İş Sendikası Başkanı Mustafa Öztaşkın da tek kişinin istifasıyla Türk-İş'te suların durulmayacağını söyledi. Türk-İş yönetiminde ciddi bir kriz olduğunu, Türk-İş'in sürekli güç, itibar ve güven kaybettiğini iddia eden Öztaşkın, "İşçinin hakları tek tek elinden alınırken sessiz kalınmakta ya da suya sabuna dokunmayan açıklamalarla geçiştirilmektedir. Yapılması gereken yönetimin tümden istifa etmesi, seçimli olağanüstü kurul kararı alınmasıdır" dedi.
Türk-İş'te sendikaların üye sayılarına göre temsilde adaletini sağlayacak tüzük değişikliğinin gerektiğine işaret eden Öztaşkın, "Sendikal Güç Birliği olarak Türk-İş'in yönetiminin mevcut yönetim tarafından değil; olağanüstü genel kurulla delege tarafından belirlenmesini istiyoruz. Uzun süreden beri iktidarın arka bahçesi haline gelen söylemlerin bitmesi, gerçek sendikacılığa dönülmesi için genel kurul şarttır. Bunun için elimizden geleni yapacağız" dedi. Öztaşkın, Sendikal Güç Birliği'nin toplam üye sayısı yaklaşık 250 bin olan 10 sendika tarafından desteklendiğini belirterek, önümüzdeki dönemde bu listeye yeni sendikaların eklenmesini beklediklerini söyledi.