Türk-İş: Türkiye'nin en acil sorunu işsizlik
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2009 12:05
Türk-İş Yönetim Kurulu, Türkiye’de işsizliğin ulaştığı boyutun ekonomik ve sosyal açıdan “vahim” bir noktaya geldiğini belirterek, Türkiye’nin en acil sorununun işsizlik olduğunu kaydetti.
Türk-İş Yönetim Kurulu işsizlik oranları ile ilgili yaptığı açıklamada, TÜİK’in hanehalkı işgücü araştırmasının 2009 Ocak dönemi sonuçlarının, Türkiye’de işsizliğin ulaştığı boyutun ekonomik ve sosyal açıdan “vahim” olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, Türkiye genelinde işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 59 bin kişi artarak 3 milyon 650 bin kişiye yükseldiğini, geçen yıl yüzde 11.6 olarak hesaplanan işsizlik oranının ise bu yıl yüzde 15.5’e ulaştığı kaydedildi.
“TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK ORANI 26.9”
Açıklamaya, şöyle devam edildi:
“Ancak TÜİK işsiz sayısını hesaplarken 27 milyon 799 bin kişiyi işgücüne dahil etmemektedir. Öğrenci, ev hanımı, emekli durumunda olanların tümü hesaplama yapılırken dışarıda tutulmaktadır. Ayrıca, iş bulma ümidi kalmayan, bu nedenle iş aramayan, ancak iş bulursa çalışmaya hazır olan 2 milyon 394 bin kişi, mevsimlik çalışan 290 bin kişi hesaplama yapılırken dikkate alınmamaktadır. TÜİK’in resmi hesaplama yöntemi böyle olunca Türkiye genelinde işsiz sayısı yüzde 15.5 olarak açıklanmıştır. Oysa sadece iş bulma ümidi kalmayanlar ile mevsimlik çalışanlar işsiz sayısına katılsa, Türkiye’de işsiz sayısı 6 milyon 334 bin kişiye, işsizlik oranı ise resmi açıklamaların neredeyse iki katına çıkmakta, yüzde 26,9’a yükselmektedir.”
“TÜRKİYE GELECEĞİNİ KAYBEDİYOR”
İşsizlik ve istihdam göstergelerinin ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların bir sonucu olduğu ifade edilen açıklamada, çoğu ülkede yüksek işsizlik oranlarının en ciddi sorun olarak kabul edildiğini, çözümü doğrultusunda özel çaba gösterildiği vurgulandı. Hükümeti öncelikli hedefinin istihdamı artırıcı ve işsizliği önleyici politikalara ağırlık vermek olması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, “Türkiye’nin temel sorunu yeterince istihdam olanakları yaratamamasıdır. Ülke nüfusu her yıl artmakta, yüzbinlerce genç işgücüne dahil olmakta ve fakat bunlara yeni iş imkanları sağlamak mümkün olmamaktadır. Genç nüfusta yüzde 27,9 olarak hesaplanan işsizlik oranı ciddiye alınması gereken önemli bir veridir. Türkiye geleceğini kaybetmektedir” denildi
“EKONOMİK KRİZ TÜRKİYE’Yİ YÜREĞİNDEN VURDU”
Ekonomik krizin Türkiye’yi yüreğinden vurduğunu belirtilen açıklamada, bugün gelinen noktada işsizliğin ekonomik ve sosyal krizin en önemli göstergesi olduğu kaydedildi. Türkiye’nin yapısal sorunu olan nüfus artış hızının gerisinde kalan yeni yatırım ve iş olanaklarının, krizin etkisiyle daha da olumsuz duruma geldiğine dikkat çekilen açıklamada, özellikle yaşanan kriz döneminde var olan istihdamı artırmak bir yana çoğu çalışanın işini kaybettiği ifade edildi.
Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası destekli ekonomik programların Türkiye’yi getirdiği çıkmazın ortada olduğu vurgulanan açıklamada, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri almanın, devletin vazgeçilmez ve devredilemez görevi olduğu ifade edildi. Açıklamada, “Hükümet, ‘insan onuruna yaraşır iş’ olanaklarının yaratılması için çaba göstermek görev ve sorumluluğundadır. Öncelik ‘ekonomik büyümeyi daha çok istihdam odaklı hale getirmek’ olmalıdır. Gelinen nokta artık gerçek çözümlerin üretilmesini gerekli kılmakta, bu konuda da en büyük görev Hükümete düşmektedir” denildi.
“TÜRKİYE’DE İŞSİZLİK ORANI 26.9”
Açıklamaya, şöyle devam edildi:
“Ancak TÜİK işsiz sayısını hesaplarken 27 milyon 799 bin kişiyi işgücüne dahil etmemektedir. Öğrenci, ev hanımı, emekli durumunda olanların tümü hesaplama yapılırken dışarıda tutulmaktadır. Ayrıca, iş bulma ümidi kalmayan, bu nedenle iş aramayan, ancak iş bulursa çalışmaya hazır olan 2 milyon 394 bin kişi, mevsimlik çalışan 290 bin kişi hesaplama yapılırken dikkate alınmamaktadır. TÜİK’in resmi hesaplama yöntemi böyle olunca Türkiye genelinde işsiz sayısı yüzde 15.5 olarak açıklanmıştır. Oysa sadece iş bulma ümidi kalmayanlar ile mevsimlik çalışanlar işsiz sayısına katılsa, Türkiye’de işsiz sayısı 6 milyon 334 bin kişiye, işsizlik oranı ise resmi açıklamaların neredeyse iki katına çıkmakta, yüzde 26,9’a yükselmektedir.”
“TÜRKİYE GELECEĞİNİ KAYBEDİYOR”
İşsizlik ve istihdam göstergelerinin ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların bir sonucu olduğu ifade edilen açıklamada, çoğu ülkede yüksek işsizlik oranlarının en ciddi sorun olarak kabul edildiğini, çözümü doğrultusunda özel çaba gösterildiği vurgulandı. Hükümeti öncelikli hedefinin istihdamı artırıcı ve işsizliği önleyici politikalara ağırlık vermek olması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, “Türkiye’nin temel sorunu yeterince istihdam olanakları yaratamamasıdır. Ülke nüfusu her yıl artmakta, yüzbinlerce genç işgücüne dahil olmakta ve fakat bunlara yeni iş imkanları sağlamak mümkün olmamaktadır. Genç nüfusta yüzde 27,9 olarak hesaplanan işsizlik oranı ciddiye alınması gereken önemli bir veridir. Türkiye geleceğini kaybetmektedir” denildi
“EKONOMİK KRİZ TÜRKİYE’Yİ YÜREĞİNDEN VURDU”
Ekonomik krizin Türkiye’yi yüreğinden vurduğunu belirtilen açıklamada, bugün gelinen noktada işsizliğin ekonomik ve sosyal krizin en önemli göstergesi olduğu kaydedildi. Türkiye’nin yapısal sorunu olan nüfus artış hızının gerisinde kalan yeni yatırım ve iş olanaklarının, krizin etkisiyle daha da olumsuz duruma geldiğine dikkat çekilen açıklamada, özellikle yaşanan kriz döneminde var olan istihdamı artırmak bir yana çoğu çalışanın işini kaybettiği ifade edildi.
Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası destekli ekonomik programların Türkiye’yi getirdiği çıkmazın ortada olduğu vurgulanan açıklamada, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri almanın, devletin vazgeçilmez ve devredilemez görevi olduğu ifade edildi. Açıklamada, “Hükümet, ‘insan onuruna yaraşır iş’ olanaklarının yaratılması için çaba göstermek görev ve sorumluluğundadır. Öncelik ‘ekonomik büyümeyi daha çok istihdam odaklı hale getirmek’ olmalıdır. Gelinen nokta artık gerçek çözümlerin üretilmesini gerekli kılmakta, bu konuda da en büyük görev Hükümete düşmektedir” denildi.