ANKA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2008 15:37
Türk-İş’te, ekonomide politika değişikliği ile “IMF’siz” bir Türkiye ekonomisi talepleri öne çıktı.
Türk-İş Başkanlar Kurulu’na sunulan raporda, küresel mali krize karşı alınması gereken önlemler dile getirildi. Ekonomide acil bir politika değişikliğine gidilmesi istenen raporda, bunun önceliğinin IMF’ye endeksli politikalardan uzaklaşarak yüksek spekülatif kar alanlarına karşı reel üretimi teşvik eden ve emeği koruyup, iş güvencesini etkin hale getiren, istihdam yaratacak uygulamaların oluşturması istendi.
“KRİZ FIRSATÇILIĞINA İZİN VERİLMEMELİ”
Raporda, kriz fırsatçılığına izin verilmemesi, kriz bahane edilerek yapılmak istenen işsizleştirme, işsizlik tehdidiyle ücret düşürme ya da çalışanları mağdur edecek benzeri uygulamaların önüne geçilmesi, kıdem tazminatı müessesesi başta olmak üzere çalışanların kazanılmış haklarına kesinlikle el uzatılmaması gerektiği vurgulandı.
İşsizlik sigortası fonundan işçilerin yararlanma koşullarının geliştirilmesi; bunun için fona erişim imkanlarının kolaylaştırılması, fondan yararlanma süresinin uzatılması, işsizlik ödeneği miktarının artırılması istendi. Fonun amacı dışında kullanılmaması gerektiği vurgulandı.
Kamunun verimsiz harcamalar ve teşvikler, bürokratik genişleme ve savurganlığı yerine, gelir dağılımını düzeltici sosyal fayda üretici bir yapılanmaya gidilmesi istenen raporda, “Bu süreçte karşı karşıya bulunduğumuz sorunların aşılması için ortak aklın oluşturulmasının gereği açıktır. Konfederasyonumuz krizin özellikle sosyal alanda ve çalışanlara yönelik ortaya çıkarttığı olumsuzlukların giderilmesinde uygulanacak politikalarda aktif sorumluluk üstlenmeye hazırdır” denildi.
KRİZİN OLASI ETKİLERİ
Dünyada giderek yayılan ekonomik krizin Türk ekonomisine olası etkilerine işaret edilen raporda, neo-liberal iktisat politikalarının dış borçlanmaya dayalı büyüme stratejisinin uluslar arası finans kuruluşlarının krizinden dolayı artık sürdürülemeyeceği vurgulandı.
Dışarıda meydana gelen talep daralmasının, Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyeceği, özellikle zaten büyük sorun olan dış ticaret hadlerini daha da kötüleştireceği belirtildi. 2007 yılı sonunda 60 milyar doları aşan dış ticaret açığının son gelişmelerin etkisiyle tahmin edilmeyecek düzeyde artmasından kaygı duyulduğu ifade edildi.
Raporda, küresel krizin Türkiye’ye diğer olası etkileri konusunda şöyle denildi:
“Neo-liberal siyaset anlayışının yarattığı sonuçlardan birisi olan yüksek faiz, düşük kur politikalarının üretim sektöründe dış girdi oranını yükseltmesi, dış kaynak ihtiyacı karşılanmayan bir ekonomide ciddi bir sorun olacaktır. Yani Türk ekonomisi yatırım malları ve ara malları ithalatı için kaynak sıkıntısı çektikçe üretimde bir daralma ihtimali ortaya çıkmaktadır.
Başta sağlık ve sosyal güvenlik politikaları olmak üzere özelleştirme süreciyle temel endüstrilerin tasfiye edilmesi, yabancılaşması veya ithalatçı firmalar tarafından satın alınması, üretimde dar boğaza girme sorununun bir başka sebebi olarak ortaya çıkmakta, bu alanlarda yaşanacak sorunlara karşı kamunun elindeki politika araçları oldukça azalmış bulunmaktadır.”