Güncelleme Tarihi:
AVRUPA’da Türk gıda toptancısı denildiğinde ilk akla gelen isim işadamı Mustafa Baklan‘dır. Bu yıl çifte sevinç yaşayan Mustafa Baklan, hem merkezi Almanya’nın Mannheim kentinde bulunan BAKTAT Şirketler Grubu’nun kuruluşunun 30’uncu yılını, hem de kendisinin 60’ıncı yaş gününü kutluyor.
Çorum’un Alaca İlçesi’ne bağlı Haydar Köyü’nde doğan Mustafa Baklan, dört kardeşiyle birlikte 1986’da Mannheim’da kentin ilk Türk süpermarketini, 1987’de ise Sungurlu’da ilk şirketlerini kurdu. Türkiye ile Almanya arasında önce nakliyatçılık yapan kardeşler, 1993 yılında da BAK Kardeşler adı altında Türk gıda ürünleri toptancılığına girişti. BAKTAT Şirketler Grubu bünyesinde şu anda 14 şirket ve bin 500 çalışan var. Güncel ürün yelpazelerinde yer alan 3 binden fazla ürünü 52 ülkeye ihraç ediyorlar.
Şirketi yöneten işadamı Mustafa Baklan’la Mannheim’da yeni tamamladıkları modern binalarındaki çalışma ofisinde buluştuk ve 30 yılın hikayesini dinledik. Sohbetimizde, 12 yaşına kadar büyük şehir bile görmediğini dile getiren Baklan, 16 yaşındayken babasının yaşadığı Almanya’ya gelişini, dil öğrenmesini, çalışmasını, iş hayatına girişini ve bugünlere gelişini anlattı…
BİR KOLTUKTA ÜÇ KARPUZ
1972’de aile birleşimi yoluyla babasının çalıştığı Almanya’ya geldikten sonra Türkiye’de olduğu gibi hem okuduğunu hem çalıştığını vurgulayan Mustafa Baklan, “Almanya’ya gelince babam beni dil kursuna yazdırdı. Meslek öğrenmek için gündüzleri elektrik-kaynak kursuna gittim. Bu arada ağır vasıta ehliyet sürücü kursuna da yazıldım“ dedi.
EĞİTİME BÜYÜK DESTEK
İçindeki okuma ukdesinin kendisini kamçıladığını söyleyen Baklan, şimdi ise şirketlerinde 100’e yakın mühendis ve akademisyene iş olanağı sağlayarak, eğitimli gençlerin yolunu açıyor. Eğitime büyük önem veriyor. Okullara bilgisayar bağışlıyor, çocuk okutuyor. “Kurduğumuz Türk-Alman Enstitüsü ve Eğitim Köprüsü’yle okuma hevesimi gideriyorum” diyor açık yüreklilikle.
SABANCI’YI ÖRNEK ALDI
İş hayatında Sakıp Sabancı’yı örnek alan Baklan, “Sakıp Sabancı’yla hatıra resmimiz de var. Zenginliğine rağmen alçak gönüllü kişiliği ile toplumun her kesimden insanla birlikte olma içtenliğine sahip olan Sakıp Sabancı’nın, kendine has üslubuyla sarf ettiği şu sözlerini hiç unutmuyorum: Çocuklar, başarılı olmak için çalışmamız lazım, çalışmamız lazım...“
CESARET SİLAHTAN GÜÇLÜDÜR
1984’e kadar Almanya’da işçi olarak çalıştığını daha sonra bedelsiz araç ithalatı kanunu kapsamında Türkiye’ye kullanılmış traktör, TIR ve bir de yolcu otobüsü götürdüklerini söyleyen Baklan, “Merkez Bankası’nda parası olanlardan permi hakkını satın alıp onların adına bedelsiz araç çıkarıyorduk. Bu dönemde cesaretimiz en büyük silahımızdı“ dedi.
İLK FAALİYET NAKLİYATÇILIK
Almanya’dan permi hakkı satın alarak Türkiye’ye götürdükleri TIR’ları ticari amaçlı çalıştırarak ticaret hayatına atıldıklarını anlatan Baklan, “Götürdüğümüz beş aracımızla Türkiye ile Almanya arasında nakliyatçılığa başladık. Bu işi yapanlar çoğalınca, Almanya’da bir toptan satış yeri açıp TIR’larımızla Türkiye’ye giderken ev eşyası gelirken de kendi yükümüzü taşımaya başladık“ diye konuştu.
SUNGURLU’YA TAŞINMA
1973’te taşındıkları Sungurlu’da ileriki yıllarda bulgur ve nohut fabrikası, paketleme ve çerez kavurma tesisleri kurduklarını belirten Baklan, kardeşleriyle Ankara-Samsun yolunda bir dinlenme tesisi işletiyor. Daha sonra Sungurlu’da özelleştirilen Sümerbank tesislerini satın alıp tekstil işine giren Baklan, “Yedi yıl sadece işçiye çalıştık. Sonra bildiğimiz işimize dönüp burayı devrettik” diye anlatıyor o günleri.
İLK BİZ BAŞLATTIK
Yeniliklere hep açık olduğunu söyleyen Mustafa Baklan, “Herkes naylon poşetle malını pazarlayıp ihraç ederken, biz 1987’de Türkiye’de ilk olarak insan sağlığına zararlı olmayan selefon ambalajı kullandık. Bu sayede, sattığımız gıdalara plastik kokusu sinmiyor ve tazeliği korunuyordu. Türkiye’de 1995’te konserve sektöründe ISO2001 adlı uluslararası sertifikayı alan ilk şirket yine bizdik. Bugün Avrupa’daki başarımızın nedeni kaliteli üretime çok erken başlamamızdır“ dedi.
TİCARET BİR PAYLAŞIMDIR
Başarılı işadamı Mustafa Baklan, ticareti bir paylaşım olarak gördüğünü belirterek, “Bu nedenle TÜRKİMPORT Derneği’nin ve Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odası kurucularındanım. 15 yıl ATİAD ve Alman Ticaret Odası’nın yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra Alman Yüksek Mahkemesi’nde jüri üyeliği yaptım. Bölgesel sportif faaliyetlere katkıda bulunuyoruz. Bunları Almanların güvenini kazanmış bir Türk olarak gerçekleştirmekten gurur duyuyorum“ diye konuştu.
DEPREMZEDELERE YARIM
Mustafa Baklan, Türk İşverenler Derneği bünyesinde 1995 yılında kurdukları ve Mannheim bölgesinde 24 cami, dernek ve kulübü bir araya getiren KORA adlı inisiyatifin öncülüğünde, 1999 depreminden sonra topladıkları 450 bin markın bir bölümüyle İzmit’te bir sağlık ocağının inşaatını tamamladıklarını ve gerisini bir çocuk doğum hastanesine hibe ettiklerini kaydetti. Baklan, ayrıca yardım eşyası yüklü 20 TIR’ı çeşitli felaket bölgelerine göndererek büyük takdir topladı.
HEDEFİMİZ DÜNYA MARKASI OLMAZ
Türkiye’deki üretimlerini Avrupa normlarına göre yaptıklarını hatırlatan Mustafa Baklan, “Avrupa’da 9 bin 500 süpermarkette varız ve ayrıca birçok mağazaya da kendi markalarıyla mal üretiyoruz. BAKTAT artık tanıtım raflarından çıktı, süpermarketlerin olmazsa olmaz gıda ürünleri arasında yer aldı. Hedefimiz dünya markası olmak. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 52 ülkeye 3 binin üzerinde ürün çeşidimizi ihraç ediyoruz“ dedi.
MERKEZE 20 MİLYON EURO YATIRIM
Mannheim’da 15 bin metrekaresi kapalı toplam 27 bin metrekarelik alan üzerinde kurulu olan Avrupa merkez depolarına 20 milyon Euro yatırım yaptıklarını belirten Baklan, şu bilgiyi verdi: “Mannheim’daki 20 bin paletlik ada depomuzun dışında, Berlin, Stuttgart, Köln, Kehl gibi kentlerde cep depolarımız var. Ayrıca Türkiye’de anlaşmalı ekim yaptırarak pekçok çiftçiye destek sunuyoruz. Eğitimde onların çocuklarına, ürünlerini satın alarak da babalarına destek oluyoruz.’’