Güncelleme Tarihi:
ANADOLU’nun binlerce yıllık uygarlık tarihinin izlerini taşıyan Türk el sanatları ‘hediyelik eşya ve dekorasyon objeleri’ olarak yeniden yorumlanıyor. Bu konuda en güçlü markalardan biri olmayı başaran Hiref Tasarım Organizasyon ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin (Hiref) sahipleri Ebru Çerezci ve ağabeyi Güven Kılıç, 2010 içinde, Riyad, Katar, Dubai, Kuweyt, Abu Dabi’de mağaza açmak için anlaşma imzaladı. Halen İstinye Park, Kanyon ve Cidde’de mağazaları bulunan, Hiref’in tüm ürünlerinde ‘hilal’ vurgusu olduğunu söyleyen Ebru Çerezci, Katar İslam Müzesi için de hediyelik koleksiyon hazırlamaya başladıklarını söylüyor. Dünyaca ünlü alışveriş sitesi www.amazon.co.uk ‘da da ürünlerinin satılmaya başlandığını belirten Ebru Çerezci şöyle başlıyor anlatmaya:
Asker baba, tasarımcı kız
“İzmir doğumluyum. Asker bir babanın kızıyım. Ankara Koleji ve ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü mezunuyum. Okuldan sonra yabancı firmaların Türkiye ofisinde çalıştım ve ürünlerin tasarımlarıyla ilgili görevler aldım. Profesyonel çalışma dönemim 8 yıl kadar sürdü. Sonra da girişmcilik başladı. O da piyasada fark ettiğim bir eksiklik nedeniyle oldu. Türkiye’yi Anadolu’yu temsil eden ama çağdaş, özgün tasarımı olan ürünler yoktu. Ortada bir talep vardı ama arz yoktu.”
Ağabeyi Güven Kılıç’ın da Ankara Siyasal mezunu olarak finans ağırlıklı işlerde çalıştığını belirten Ebru Çerezci, “Ağabeyim bana ‘senin tasarım yönün çok güçlü, benim de finans, işletme tecrübem var’ dedi ve ağabey kardeş bir olduk şirket kurduk. Bu kararı aldıktan sonra 1 yıl boyunca çok ciddi araştırma yaptık. Anadolu’yu karış karış gezdik” diyor.
A Grubu’na cam, çini ve bakır
Anadolu’yu gezince ‘inanılmaz’ bir tarih ve kültür hazinesini yeniden keşfettiklerini anlatan Ebru Çerezci, şöyle konuşuyor: “Ürünlerimzle A Grubu müşteriyi hedefleme kararı aldık. Başlangıç olarak Gaziantep’in bakır işini, Beykoz’un camcılığını, Kütahya’nın da çinisini baz alarak yola çıktık. Tasarımları ben yaptım ve ilk üretim 23 parçalık bir koleksiyondu. 1000 adet katalog hazırladık ve 800’ünü İstanbul’da 200’ünü de Ankara’da dağıttık. Talepler bir anda gelmeye başladı. Küçük sermaye ile yola çıkmıştık ama siparişler bir anda çoğaldı ve biz de üretimi hızlandırdık.”
Adını Osmanlı’daki ‘Ehl-i Hiref’ten aldı
ŞİRKET ve marka adı için de özenli araştırma yaptıklarını belirten Ebru Çerezci, şöyle konuşuyor: “Araştırmalarımızda Osmanlı’da 15’inci yüzyılda Ehl-i Hiref diye bir sivil toplum örgütüne rastladık. Anlamı Farsça, ‘sanatlar’dı ve o dönemin Trend Setter’lığını yapıyordu bu örgüt. Edirne’deki cami ile Erzurum’daki benzer motifler taşıyorsa bu örgüt sayesinde olmuş. Hiref’i çoğu sanatkar olan padişahlar kendi hazinelerinden destekliyormuş. El sanatları ustaları üye oluyormuş. Şirketimize ve markamıza ‘Hiref’ dedik. Sektörde ‘Hiref tarzı’ yerleşmeye başladı.”
Cem Boyner’den aldığı e-mail kaldıraç oldu
EBRU Çerezci, Hiref’in Dünya El Sanatları Konseyi’ne de katıldığını ve bu ağın da işlerine önemli katkı sağladığını belirtiyor. Çerezci şöyle devam ediyor: “Bizim ürünler piyasadaydı ve bir gün (2005 başında) Cem Boyner bir e-mail gönderdi. Müşterimiz olmuştu ve bizimle görüşmek istiyordu. Görüştük ve mağazalarında satış için anlaşma yaptık. Böylece perakendeye çok iyi bir noktadan girmiş olduk. İşimizde önemli kaldıraç etkisi yaptı. Müşteriye bakışımız mağazacılık anlayışımız gelişti. Sonra fuarlara katılmaya başladık. Yabancı müşterilerle irtibatlar başladı. Her ürünümüzün özenli hikaye kataloğu vardı ve etkisi çok güçlü oldu. Şirket sahipleri, CEO’lar, devlet başkanları ürünlerden çok hoşlandılar. İstinyepark’ta ve Kanyon’da mağaza açtık. Yurt dışına ilk mağazamızı da Cidde’ye açtık. Riyad’da mart sonuna kadar, Katar, Dubai, Kuweyt ve Abu Dabi’de de 2010 sonuna kadar açmak için anlaşmalarımızı yaptık.”
Dubai ve Medine’de otel dekorasyonu
HİREF’in perakende yoluyla son tüketiciye, hediyelik eşya olarak, kurumsal müşterilere (banka ve şirketler) ulaştığını belirten Ebru Çerezci, “Son dönemde büyük otel projeleri de gelmeye başladı. Four Seasons, Swiss otel ve Radison gibi bazı otellerin aksesuarlarını onlara özel tasarımlar olarak yaptık. Şimdi Rixos’un Dubai projesi, Medine ve Tel Aviv’den bazı oteller için talep geldi. Şu anda 20 kişilik ekibimiz var. Anadolu’da çok sayıda usta da bize çalışıyor. 2009’da 2.5 milyon dolar civarında ciro yaptık. 2010’da en kötü ihtimalle 5 milyon dolar yapacağız. Hedefimiz yüzde 60’ını yurt dışından sağlamak. Sadece uluslararası havaalanlarında satılacak bir markamız daha çıkıyor; Forseyyah by Hiref. Atatürk Hava Limanı ve Sabiha Gökçen ile anlaştık. Katar İslam Müzesi de Hediyelik Kolleksiyon Projesi için bizi seçti. Bu kapsamda onlar içinde çok ciddi adetli özel tasarım hediyelik eşya kolleksiyonu hazırlıyoruz.
3 boyut görünümlü halı yaptı, dış sipariş arttı
NAKSAN Holding bünyesinde faaliyet gösteren Royal Halı’nın, araştırma-geliştirme (Ar-Ge) çalışması sonunda 3 boyut görüntülü halı üretildi. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan Royal Halı’nın geçen yıl piyasaya çıkardığı 3 boyut görüntülü halı, Romanya, Rusya, Dubai, İran ve S. Arabistan’dan yoğun sipariş alıyor. Kırmızı, hardal, kahverengi ve siyah tonlarında 36 desen çeşidi bulunan halılara talep yüksek olunca piyasada taklitleri de çıktı. Taklitlerle yasal mücadelesini sürdüren Royal Halı, siparişlere yetişmek için 4 milyon Euro’luk ek yatırım kararı aldı. Royal Halı Genel Müdürü Cihan Dağcı, ürün için 2006’dan beri çalışma yaptıklarını belirterek, daha önce de “Ekoteks sertifikalı” antibakteriyel halı ürettiklerini hatırlattı. Dağcı, üç boyut görüntülü halı projesi için 1 milyon dolarlık AR-GE harcaması yaptıklarını açıkladı. Dağcı, “Royal Halı’nın yıllık üretim kapasitesi 5 milyon metre kare. Üretimimizin yüzde 30’unun ihraç ediyoruz. 3 boyut görüntülü halılarımız da 25 ülkeye gidiyor. 2009’u 120-130 milyon lira ciroyla kapatıyoruz.”