Oya ARMUTÇU
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2006 00:00
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun Tüpraş ihalesinde kılpayı verdiği yürütmeyi durdurma kararı Danıştay için de "süpriz" oldu. Taraflar davanın duruşmalı görüşülmesini istedikleri için esastan kararın en erken 1,5 ay içinde alınabileceği bildirildi.
DANIŞTAY İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’ndan Tüpraş’ın yüzde 51’inin özelleştirilmesine vize kararının bir oy farkla, ihale şartnamesini durduran kararın ise sadece üç oy farkla çıktığı belirlendi. Kurul’un kılpayı verdiği yürütmeyi durdurma kararı Danıştay çevrelerinde bile "süpriz" olarak nitelendirildi. Gözler ise Danıştay 13. Dairesi’nin 4 milyar 140 milyon dolarlık dev özelleştirmenin iptali için açılan davada esastan vereceği karara çevrildi. Taraflar davanın duruşmalı görüşülmesini istedikleri için esastan kararın en erken 1,5 ay içinde alınabileceği bildirildi.
İŞTE OY DAĞILIMI: Hürriyet, yılın davasında verilen süpriz kararın ayrıntılarına ve oy dağılımına ulaştı. Kurul toplantısı son derece tartışmalı geçti ve kararlar kılpayı farkla alındı. 29 kişiyle önceki gün toplanan Kurul’dan üç ayrı karar çıktı. Kurul, ilk olarak, "Tüpraş’ın yüzde 51 oranındaki kamu hisselerinin blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin 6 Nisan 2005 tarihli özelleştirme Yüksek Kurulu kararını" tartıştı. Kurul’un 15 üyesi, "Tüpraş’ın yüzde 51 oranındaki kamu hissesinin blok satış yoluyla özelleştirilebileceği" yönünde oy kullandı. 14 üye ise karşı çıktı. Danıştay 13. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma kararının reddine ilişkin Petrol-İş’in temyiz itirazını yerinde görmeyen Kurul, 1 oy farkla bu talebi reddetti.
3 OY FARKLA DURDURULDU: Kurul, Tüpraş’ın yüzde 51 oranındaki hisselerinin blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin 29 Nisan 2005 tarihli ihale şartnamesinin yürütmesini ise 13’e karşı 16 oyla ve üç oy farkla durdurdu. Kurul, ihaleyi sonuçlandıran 12 Eylül 2005 tarihli "İhale Komisyonu kararının" da yürütmesinin durdurulması kararını ise 9’a karşı 20 oyla durdurdu. Danıştay yetkilileri Tüpraş’ın satışını durduran kararın gerekçesini en kısa sürede tamamlanarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ve
Koç-Shell grubuna gönderileceğini açıkladılar. Kararın önümüzdeki hafta içinde tamamlanması bekleniyor. Petrol-İş’in avukatı Gökhan Candoğan Hürriyet’e, yargı kararının bağlayıcı olduğunu ve hemen uygulanması gerektiğini söyledi. Candoğan, "Fiili ve hukuki imkansızlık olduğu" gerekçesiyle, Bakanlar Kurulu kararı ya da ÖYK kararı ile satışa devam edilmesinin mümkün olmadığını ve bu şekilde yapılan çimento fabrikası ve liman özelleştirilmesine ilişkin kararların Danıştay 10. Dairesi tarafından iptal edildiğini anlattı. Candoğan, "Böyle bir yola tevessül ederlerse, daha kötü duruma düşerler. Kararın uygulanmazsa Petrol-İş meşru bütün yollara başvuracak" dedi. Candoğan, şöyle dedi:
PRESTİJİMİZ SARSILDI: "Çimento fabrikalarının özelleştirilmesi işlemlerini iptal eden mahkeme kararları üzerine, bu kararın uygulanmasının ’fiilen ve hukuken imkansız’ olduğuna dair 27 Nisan 1992’de Bakanlar Kurulu kararı alındı. Hatta Türkiye’nin prestijinin sarsıldığı vurgulanan bu karar gizli alındı ve Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Ancak, 2002’de dava açıldı. Danıştay 10. Dairesi, 2002/4061 esas sayılı kararıyla yargı kararlarının uygulanmamasıyla sonuçlanan bu tür kararların hukuka açıkça aykırı olduğuna karar verdi ve iptal etti."
Koç: Davada taraf değiliz atacağımız adım netleşmediKOÇ Holding, Tüpraş’a dönük durdurma kararı konusunda, "tarafı olmadığımız bir dava ile ilgili olan söz konusu karar hakkında henüz yeterli bilgiye sahip olmadığımız için atılacak adımlar hakkında kesin beyanda bulunmak mümkün değildir" açıklamasını yaptı. Koç Holding’den Borsa’ya gönderilen açıklamaya göre, SPK’nın 2 Şubat tarihli yazısında, basında çıkan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun Tüpraş’ın blok satışına ilişkin İhale Komisyonu kararının ve ihale şartnamesinin yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin karar aldığı yönündeki
haber ile bu haberde yer alan şirket ile Shell arasında imzalanan ortak girişim beyannamesi, teknik servis anlaşması, hampetrol tedarik anlaşması ve ihracat anlaşmalarında Shell’e şirket yönetiminde bazı yönetsel ve ticari haklar verildiği yönündeki bilgiler konusunda açıklama istendi. Koç Holding açıklamasında, 2 Şubat 2006 tarihli özel durum açıklamalarında belirtildiği gibi, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu kararı ile ilgili olarak taraflarına tebliğ edilmiş bir karar veya sair bilgi bulunmadığı bildirildi. Açıklamada, "Tarafı olmadığımız bir dava ile ilgili olan söz konusu karar hakkında henüz yeterli bilgiye sahip olmadığımız için atılacak adımlar hakkında kesin beyanda bulunmak mümkün değildir" denildi.
SHELL’LE ORTAKLIK: Koç Holding açıklamasında, Shell’le ilgili olarak da, her ortaklık anlaşmasında olduğu gibi Koç ve Shell’in birbirini tamamlayan bilgi ve tecrübelerini bir araya getirerek ortak girişim anlaşması imzaladıkları ve Tüpraş ihalesine müştereken katılarak ihaleyi kazandıkları vurgulandı. Açıklamada, "Söz konusu haberde belirtilen sözleşmeler standart hükümler içermekte ve her iki tarafın bilgi ve tecrübelerini Tüpraş’a maksimum faydayı sağlayacak şekilde rekabetçi fiyatlarla vermeleri esasına dayanmaktadır. Bu sözleşmelere ilişkin olarak gerekli yasal izinler ihale sürecinde alınmıştır" ifadesine yer verildi. Koç Holding, söz konusu sözleşmelerde temettü dağıtımını kısıtlayıcı veya yatırımcıların haklarını ve şirket hisselerinin fiyatlarını etkileyecek hükümlerin yer almadığını bildirdi.
Yargının her kararı doğru görüşüne katılmıyorumMALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, Danıştay’ın Tüpraş kararının gerekçelerinden birinin de "yatırım koşulu konulmaması" olduğunun iddia edildiğini belirterek, "Tüpraş’ın bütün yatırımları bitmiş artık yeni yatırım koşulu koymanın alemi yok" dedi. Unakıtan, bu nedenle "yargının her kararı doğru, Özelleştirme (ÖİB) yanlış" görüşüne de katılmadığını bildirdi. Unakıtan, NTV’de soruları yanıtlarken, Danıştay’ın gerekçeli kararını alıp inceledikten sonra verilecek kararı kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Unakıtan, özelleştirmeyle ilgili bir çok kararın yargıdan dönmesi nedeniyle yapılan eleştiriler hakkındaki soruyu ise şöyle yanıtladı: "Özelleştirmeye çıkarken daha önceki tecrübelerden de istifade ederek detaylı çalışıyoruz. Görüyorsunuz yargıda da bir daire bir karar başka bir daire başka bir karar, Dava Daireleri Kurulu başka karar veriyor. Bunun manası ’özelleştirme noksan yaptı şunu yaptı diye’ ben bunu algılayamıyorum. ’Çabuk yapıldı da böyle karar alındı’ deniyor. Önceki kararı alan Danıştay’ın bir dairesi, yargı mensupları değil miydi? Demek ki biri öyle biri böyle karar veriyor. Yargının her kararına saygı duyuyoruz. Ancak ’yargının her kararı doğru Özelleştirme yanlış’ ben bunu kabul etmiyorum."