Tünelde güneş görünüyor, ‘doğru işler’ yaptıkça Türk Lirası güçleniyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2010 00:00
Davos’ta bulunan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, güçlü rezerv politikasına devam edeceklerini bunun da TL’ye baskı yapabileceğini söylerken, bu durumdan şikayet edenlere de, “Türkiye’de doğru işler yapıldığı için TL güçlenebilir, güçlenecektir” yanıtını verdi. Yılmaz, tünelin ucunda artık güneş ışığı göründüğünü söyledi.
GEÇEN yıl yaşanan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘one minute’ çıkışı ile damgasını vurduğu ve ‘daha da gelmem’ diyerek protesto ettiği Davos zirvesinde, Türkiye’den tek resmi temsilci olarak katılan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, güçlü TL’den şikayet edenlere yanıt verdi. Davos’ta CNBC-e’nin sorularını yanıtlayan Yılmaz, “Doğru işler yapıldığı için TL güçlenebilir, güçlenecektir” dedi. İsviçre’nin Davos kentinte yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nda katıldığı oturumları değerlendiren Yılmaz, “Tünelin ucundaki ışık güneşin ışığı. Aydınlığa doğru çıkıyoruz. Ben temkinli bir iyimserlik gördüm” dedi.
IMF, daha çok büyümek için
Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’na (IMF) ihtiyacı olup olmadığı konusunda Yılmaz’ın değerlendirmesi şöyle oldu: “Bizim IMF’ye olan ihtiyacımız 2001’deki kriz sonrasındaki ortamla ilgili değil, biz o durumu geçtik. Bankalarımız son derece sağlıklı. Kredi piyasalarında da canlanma var. Orta vadeli programda 2010 için öngörülen tahmin yüzde 3.5 büyüme. Bunu yüzde 5’e daha yükseğe çekebilir miyiz? Bunun için kaynağa ihtiyacımız var.”
TL’ye rezerv baskısı
“Ekonominin tümü için döviz ihtiyacı nedir, onu dikkate almamız lazım. Önceki dönemlere kıyasla bir miktar finansman ihtiyacı olabilir” diyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Rezervlerin bir miktar güçlendirilmesi gerekebilir. Fiyat seviyesini etkilemeden güçlendirmeye devam edeceğiz. Rezervde artış TL’ye baskı yapabilir. TL değerlenirse ihale yöntemiyle döviz alırız. Merkez Bankası olarak görevimizin ne olduğunu biliyoruz. Türkiye doğru işler yaptığı sürece TL değerlenmeye devam eder.”
Davos’a tek başına gitti iki koruma ile geziyor
DÜNYA Ekonomik Forumu’nun yapıldığı Davos’ta Türkiye’yi resmi olarak tek başına temsil eden Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gösterilen ilgiye şaşırdı. Davos’ta bu yıl özel ilgi gösterilen Yılmaz’a iki koruma verildi. Geçen yıl yaşanan ‘one minute’ krizi sonrasında kendisine bu yıl özel ilgi gösterildiğini belirten Yılmaz, “Kamu sektöründen burada yalnız başına bulunmam benim işimi zorlaştırmıyor. Geçen yılki durumdan farklı bir durum, muamele var. Bu sene farklı oldu, geldiler havaalanında karşıladılar, iki koruma verdiler. Geçen sene neyse, bu yıl da aynı benim için. Ama bu yıl özel muameleyle karşı karşıyayım” dedi.
IMF ile bir noktaya gelindi
IMF ile yürütülen görüşmelerden bir anlaşma çıkıp çıkmayacağı konusunda ise Durmuş Yılmaz, şöyle konuştu: “Biz IMF ile adım adım karşılıklı temas halindeyiz. Bu açıdan biliyoruz ama yapılsın kararını verecek olan siyasi otorite. Görüşmeler bir noktaya geldi, bir karar verilmesi gerekiyor. Tabii ki siyasi bir karar.
IMF: Türkiye ile mükemmel ilişki var
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, Türkiye ile çok verimli ve geniş kapsamlı müzakerelerde bulunduklarını söyledi. Davos’ta bulunan Türk yetkililerle oldukça düzenli görüşmeler yaptıklarını belirten Lipsky, “Türk yetkililerle çok iyi iletişim, mükemmel bir ilişki içindeyiz diyebilirim” dedi. Lipsky, bu arada CNBC-e’nin “Türkiye sizinle bir anlaşma yapmazsa ve sağlam bir mali politika uygularsa, küresel krizden korunması için yeterli olur mu” sorusuna, “Türkiye için gelecekte en önemli unsur, Türk insanlarının, Türk ekonomisinin ve Türk otoritelerinin hep beraber çaba göstermesi olacak. Biz uygun olan herhangi bir şekilde yardım ve destek vermekten mutlu oluruz. Ama bu tabii ki Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde en kritik unsur, Türk insanlarının kararı olacak” yanıtı verdi. Lipsky, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerini ise şöyle aktardı: “Küresel ekonomi için geçen yıl yüzde 3.1 olan tahminimizi yüzde 3.9’a yükselttik. Tabii ki, gelişen piyasalar daha güçlü, özellikle de Asya’da. Bu yıl daha iyi bir performans için umutluyuz.”
Şahenk: Güven en az büyüme ve kârlılık kadar önemli
DOĞUŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, “Dünyanın Durumunu İyileştirmek: Yeniden Düşün, Yeniden Tasarla, Yeniden İnşa Et” ana temasının işlendiği Davos toplantılarında ‘İş Liderliğinde Güveni Yeniden Tesis’ etmek başlıklı oturumda konuştu. Şahenk, güvenin en az büyüme ve kârlılık kadar önemli olduğunu söyledi. Şahenk, şöyle konuştu: “Türkiye’de gerçek bankacılık yapıyoruz. 2001’de devlet düzenlemeleri yaptı, güven tesis edildi. Bankacılar da hata yaptı. Bugün birlikte hareket etmeliyiz.”
IMF, daha çok büyümek için
Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’na (IMF) ihtiyacı olup olmadığı konusunda Yılmaz’ın değerlendirmesi şöyle oldu: “Bizim IMF’ye olan ihtiyacımız 2001’deki kriz sonrasındaki ortamla ilgili değil, biz o durumu geçtik. Bankalarımız son derece sağlıklı. Kredi piyasalarında da canlanma var. Orta vadeli programda 2010 için öngörülen tahmin yüzde 3.5 büyüme. Bunu yüzde 5’e daha yükseğe çekebilir miyiz? Bunun için kaynağa ihtiyacımız var.”
TL’ye rezerv baskısı
“Ekonominin tümü için döviz ihtiyacı nedir, onu dikkate almamız lazım. Önceki dönemlere kıyasla bir miktar finansman ihtiyacı olabilir” diyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Rezervlerin bir miktar güçlendirilmesi gerekebilir. Fiyat seviyesini etkilemeden güçlendirmeye devam edeceğiz. Rezervde artış TL’ye baskı yapabilir. TL değerlenirse ihale yöntemiyle döviz alırız. Merkez Bankası olarak görevimizin ne olduğunu biliyoruz. Türkiye doğru işler yaptığı sürece TL değerlenmeye devam eder.”
Davos’a tek başına gitti iki koruma ile geziyor
DÜNYA Ekonomik Forumu’nun yapıldığı Davos’ta Türkiye’yi resmi olarak tek başına temsil eden Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gösterilen ilgiye şaşırdı. Davos’ta bu yıl özel ilgi gösterilen Yılmaz’a iki koruma verildi. Geçen yıl yaşanan ‘one minute’ krizi sonrasında kendisine bu yıl özel ilgi gösterildiğini belirten Yılmaz, “Kamu sektöründen burada yalnız başına bulunmam benim işimi zorlaştırmıyor. Geçen yılki durumdan farklı bir durum, muamele var. Bu sene farklı oldu, geldiler havaalanında karşıladılar, iki koruma verdiler. Geçen sene neyse, bu yıl da aynı benim için. Ama bu yıl özel muameleyle karşı karşıyayım” dedi.
IMF ile bir noktaya gelindi
IMF ile yürütülen görüşmelerden bir anlaşma çıkıp çıkmayacağı konusunda ise Durmuş Yılmaz, şöyle konuştu: “Biz IMF ile adım adım karşılıklı temas halindeyiz. Bu açıdan biliyoruz ama yapılsın kararını verecek olan siyasi otorite. Görüşmeler bir noktaya geldi, bir karar verilmesi gerekiyor. Tabii ki siyasi bir karar.
IMF: Türkiye ile mükemmel ilişki var
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, Türkiye ile çok verimli ve geniş kapsamlı müzakerelerde bulunduklarını söyledi. Davos’ta bulunan Türk yetkililerle oldukça düzenli görüşmeler yaptıklarını belirten Lipsky, “Türk yetkililerle çok iyi iletişim, mükemmel bir ilişki içindeyiz diyebilirim” dedi. Lipsky, bu arada CNBC-e’nin “Türkiye sizinle bir anlaşma yapmazsa ve sağlam bir mali politika uygularsa, küresel krizden korunması için yeterli olur mu” sorusuna, “Türkiye için gelecekte en önemli unsur, Türk insanlarının, Türk ekonomisinin ve Türk otoritelerinin hep beraber çaba göstermesi olacak. Biz uygun olan herhangi bir şekilde yardım ve destek vermekten mutlu oluruz. Ama bu tabii ki Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde en kritik unsur, Türk insanlarının kararı olacak” yanıtı verdi. Lipsky, Türkiye’ye ilişkin değerlendirmelerini ise şöyle aktardı: “Küresel ekonomi için geçen yıl yüzde 3.1 olan tahminimizi yüzde 3.9’a yükselttik. Tabii ki, gelişen piyasalar daha güçlü, özellikle de Asya’da. Bu yıl daha iyi bir performans için umutluyuz.”
Şahenk: Güven en az büyüme ve kârlılık kadar önemli
DOĞUŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, “Dünyanın Durumunu İyileştirmek: Yeniden Düşün, Yeniden Tasarla, Yeniden İnşa Et” ana temasının işlendiği Davos toplantılarında ‘İş Liderliğinde Güveni Yeniden Tesis’ etmek başlıklı oturumda konuştu. Şahenk, güvenin en az büyüme ve kârlılık kadar önemli olduğunu söyledi. Şahenk, şöyle konuştu: “Türkiye’de gerçek bankacılık yapıyoruz. 2001’de devlet düzenlemeleri yaptı, güven tesis edildi. Bankacılar da hata yaptı. Bugün birlikte hareket etmeliyiz.”