Güncelleme Tarihi:
Antalya’da 2008 yılında uçakla iş gezisinden döndüğü sırada beyin kanaması geçiren 48 yaşındaki Şener Kesen, 35 yaşındayken felç kaldı. Yıllarca tedavi gören Kesen, çevresindekilerin tavsiyelerinin ardından 2014 yılında dava açtı. 5 yıl süren dava sonucunda Yargıtay "İş kazasıdır" kararı vererek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca (SGK) Şener Kesen’e 1 milyon lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Kaza sonucunda tekerlekli sandalyeye hayatını sürdürmeye devam eden Kesen, yıllardır kendisine bakan eşi için "En büyük şansım o" dedi. Eşi Arzu Kesen ise "Basit bir beyin kanaması, iş kazası değildir deyip kafamızda kurgularsak hiçbir şeye varamıyoruz. Bizim durumumuz gibi şeyler yaşayan insanlara da örnek olsun tabii ki diyoruz" diye konuştu. Ailenin avukatı Ayşe Güney de işle bağlantılı tüm olayların Yargıtay’ca iş kazası olarak nitelendirildiğini vurguladı.
YÜZDE 90 ORANINDA ENGELLİ KALDI
Özel bir şirkette Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan Şener Kesen, çalıştığı iş yerinin Antalya’da düzenlediği seminerden 4 Mayıs 2008’de uçakla dönerken fenalaşarak beyin kanaması geçirdi. Kesen, 6 ayı Almanya’da olmak üzere yıllarca tedavi görmesine rağmen yüzde 90 oranında engelledi kaldı.
İŞ MAHKEMESİNE DAVA AÇTI
Keser, derdini ifade edecek kadar konuşmaya başlayınca malulen emeklilik için SGK’ya başvurdu. SGK raporunda "Şener Kesen’in maruz kaldığı bu olayın sigortalıda var olduğu belirtilen tansiyondan mı, yoksa uçağın basıncından, yahut başka bir etkenden mi kaynaklandığı tespit edilememiş olduğundan iş kazası olarak değerlendirilemediği" ifadeleri kullanıldı. SGK’nın raporunda olay iş kazası olarak nitelendirilmediğinden Kesen, avukatı Ayşe Güney aracılığıyla maddi ve manevi zararların tazmini için 2014 yılında İş Mahkemesi’ne başvurdu.
BİLİRKİŞİ RAPORUNDA SİGARA VE ALKOL KULLANMIYOR DETAYI
Yerel mahkemeye gelen bilirkişi raporunda, Şener Kesen’in sigara ve alkol kullanmadığı, kişinin geçirdiği hastalığıyla öncesinde bilinen bir risk faktörüyle illiyet bağı kurulmadığı kaydedildi. Raporda, olay tarihinde 35 yaşında olan Kesen’in işe girişten önce işverenlikçe alınmış bir sağlık raporunun olmadığı belirtildi. Ayrıca olayın pazar günü meydana geldiği, Şener Kesen’in daha önce haftalık izin kullandığına dair dosya içinde bir bilgi olmadığı vurgulandı. Bilirkişi raporuna göre davalı şirket yüzde 60 oranında kusurlu bulunurken, davacı Şener Kesen’in kusurunun bulunmadığı belirtildi. Raporda bünyesel faktörün yüzde 40 oranında etkili olduğu da ifade edildi.
KARAR KESİNLEŞİNCE SGK 1 MİLYON LİRA ÖDEME YAPTI
Yerel mahkeme 2017 yılında verdiği kararda, olayın iş kazası olarak kabulünün gerektiğine karar verdi. SGK, bu karar üzerine İstinaf Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi 2018 yılında verdiği kararda, yerel mahkemece yeterince inceleme ve araştırma yapıldığına kanaat getirip SGK’nın başvurusunu reddederek kararı onadı. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi ise 2019 yılında İstinaf Mahkemesi’nin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı SGK avukatının temyiz itirazlarının reddine karar verdi. Yargıtay, kararın usul ve kanuna uygun olduğunu değerlendirerek hükmü onadı. Kararın kesinleşmesinin ardından SGK, davacı Şener Kesen’e yaklaşık 1 milyon lira ödeme yaptı ve Kesen’i aylık 15 bin lira maaşa bağladı.
"YOĞUN ÇALIŞIYORDUM"
Beyin kanamasının etkisiyle felç kalan ve tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Şener Kesen, "Antalya dönüşü beyin kanaması geçirdim. Yoğun çalışıyordum" dedi. Tedavi sürecine ilişkin soruları yıllardır kendisine bakan eşi Arzu Kesen’in anlatmasını isteyen Kesen, eşine olan minnettarlığını dile getirerek "En büyük şansım o" dedi.
"EŞİM O ZAMANLARI HİÇ HATIRLAMIYOR"
Arzu Kesen ise, "Eşim iş için gittiği bir seyahatte bu toplu bir iş organizasyonuydu. Dönüşte uçakta beyin kanaması geçirdi 2008 yılında. Sonrasında zaten zorlu bir dönem bizi bekledi. Eşim o zamanları hiç hatırlamıyor. Yaklaşık zaten 5-6 sene sonra kendine gelmeye başladığında bunun etrafımızdaki yönlendirmelerde iş kazası olduğu, bununla ilgili girişimlerde bulunmamız önerildi" dedi.
"BİR ENGELLİNİN YAŞAYABİLECEĞİ HER TÜRLÜ ZORLUĞU YAŞIYORUZ"
Sürecin kendileri için çok zorlu geçtiğini, yoğun bakım ve fizik tedavi hastanelerinde yıllarının geçtiğini belirten Arzu Kesen, "Sonrasındaki bu durum zaten bir mucize bir bizim için. Hala zorluklarımız devam ediyor, bir engellinin yaşayabileceği her türlü zorluğu yaşıyoruz. Her şeyimiz engeller üzerine hesaplarla yola çıkarak devam etti. Ayşe Hanım’la yolumuz kesişti, sağ olsun kendisi bize iyi yönlendirdi ve davamızı çok iyi bir şekilde takip etti. İyi sonuçlar da almaya başladık. Öncelikle bir iş kazası itiraz davamız oldu oldu, o feshedilince iş kazası kararı verildi. Süreç bu şekilde işleyince de zaten geri dönüşü de bizim için hem maddi, hem manevi çok iyi oldu. Çünkü maddi açıdan da zorlu bir süreç 2008’den beri. Parası olmayınca insanın hayatı daha da zor oluyor, çok şükür biz o aşamaları geçtik" diye konuştu.
"İŞ KAZASI OLDUĞU SONRADAN DANK ETTİ"
Arzu Kesen iş kazası, malullük gibi terimleri bilmediğini belirterek "İlk dönemler şirketimiz maaşımızı ödedi ama geri dönüşümüz olmayacağı için işe. Çünkü artık iş hayatı bitmişti eşimin. Çıkışlarımız yapıldı, her türlü hakkı verildi eşimin. Daha sonrasında etrafımızdan bize söylendiğinde biraz da duygusal baktım. Hep yanımızdaydılar, bizi yalnız bırakmadılar deyince ama bunun bir iş kazası olduğu sonradan dank etti. Eğer bir hakkımız da varsa savunmamız gerektiğini öğrendik. Bizim durumumuzdaki kişilere de tabii ki sesleniyoruz. Basit bir beyin kanaması deyip, iş kazası değildir deyip kafamızda kurgularsak hiçbir yere varamıyoruz. Bizim durumumuz gibi şeyler yaşayan insanlara da örnek olsun tabii ki diyoruz" şeklinde konuştu.
"SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK MAAŞI BULUNMAKTA"
Dava süreci hakkında bilgi veren ailenin avukatı Ayşe Güney ise müfettiş raporunda olayın iş kazası olmadığı yönünde bir görüş bildirildiğini, ancak işle bağlantılı olarak seyahat gerçekleştiği için iş kazası olduğu gerekçesiyle şirket aleyhine açtıkları davayı kazandıklarını belirtti. SGK’nın bu kararı üst mahkemeye taşıdığını fakat Yargıtay’ın onamasının ardından kararın kesinleştiğini ifade eden Güney, "Kusur raporunda şöyle bir değerlendirmede bulundu ki, genelde Yargıtay kararları bu endekste oluyor. Beyin kanaması, kalp krizi gibi durumlar bünyesel faktörlerdir. Dolayısıyla tamamen yüzde 100 işverende kusur bulunmasa bile belli bir oranda kusurda indirime gidilmesi gerektiği yönünde kararlar olduğu için rapor da bu endekste geldi. Biz akabinde SGK’ya başvuru yaptık. Çünkü iş kazasında eğer bir maluliyet durumu varsa SGK tarafından ödenmesi gereken bir sürekli iş göremezlik maaşı bulunmakta" şeklinde konuştu.
"KAZAZEDELERE TAZMİNAT DAVASI AÇMALARI TAVSİYESİNDE BULUNUYORUM"
Avukat Güney, "Benzer bütün olaylarda işle bağlantılı seyahatlerde gerçekleşen beyin kanaması, kalp krizi ya da iş yerinde gerçekleşen kalp krizleri, beyin kanaması iş kazasıdır. Genel olarak şöyle bir algı var, ’kaza sadece işte gerçekleşen vurma, kırma, düşme şeklinde eylemler iş kazasıdır’ diye düşünülüyor. Hayır, Yargıtay burada ’İşle bağlantılı durumda gerçekleşen beyin kanaması, kalp krizi iş kazasıdır. Sadece kusur durumunda bedensel ve bünyesel faktör olduğu için indirime gidilmesi gerekir’ diye görüşleri bulunmakta. Yani benzer şekilde olan tüm olaylarda iş kazasından kaynaklı olarak kazazedelere tazminat davası açmaları tavsiyesinde bulunuyorum" dedi.