Güncelleme Tarihi:
NEUROSCIENCE (nörobilim), beyindeki aktiveteleri inceleyerek, pek çok alanda olduğu gibi pazarlamada da taşları yerinden oynatırken, nöro-pazarlama ise, geleneksel pazarlamada inanılan pek çok unsuru yerinden etti. Millward Brown Güney Afrika Başkanı ve Nerö-Pazarlama Uzmanı Eric Du Plessis, bu pazarlama yönteminin pek çok ‘mit’ içerdiğini belirterek, “Pazarlamada genel olarak iki mit vardır. Gelenekselciler ‘Rasyonalite yoktur duygu vardır’ der. Pazarlama ile insanların ikna edildiğine inanılır. Bunlar doğru değildir” dedi.
NÖRO SAÇMALIK
Yürekli tarafından düzenlenen Marka Konferansı’nda konuşan Plessis, pazarlamanın kendini ‘mit’lerden kurtaramadığına değinen Plessis sözlerini şöyle sürdürdü: “Nöro-pazarlamada sanki tüketicinin beynine gönderilecek bazı özel mesajlarla ona istediği her şeyi yaptırabileceğini düşünenler var. Böyle bir şey mümkün değil. Hatta bu saçmalık! Nöro saçmalık! ‘Tüketici bizim kölemiz, biz ne dersek onu yapar’ anlayışı yanlış. Tüketiciyi kölen gibi görürsen fena halde yanılırsın. Ayrıca bunun, etik ve hukuksal sorunlar çıkaracağını da unutmamak lazım.”
NEDEN BEYNİMİZ VAR
“Neden tüketicinin beyni var” sorusunu yönelten Plessis, hareket eden her şeyin beyni olduğunu, beyni olanların da hareket ettiğini söyledi. Beynin hatırlamayı sağladığını belirten Plessis, şöyle konuştu: “Herkes duygu deyip duyuyor. Duygu motivasyondur. Duygu vücudun dışındaki bir şeye beynin limbik sisteminin tepki vermesidir. Bu bilinçten önce ortaya çıkar. Yılan görünce korkmak, kaçmak veya onunla savaşmak gibi düşünebilirsiniz bunu. Emosyon bir duygudur ama duyguların hepsi emosyon değildir. ”
Edinilmiş tecrübelerin, bir varlıkla karşlaşınca beyinde hangi bölgenin aktive olacağını belirlediğini, buna göre duyguların ortaya çıktığını anlatan Plessis, “Sabah uyanıp kahve içip duygu dengemizi kurmamız bu yüzden” dedi.
Şahenk kasap bile aldı, beni aramadı
MARKA Konferansı’nın kapanışına ünlü işletmeci İzzet Çapa damgasını vurdu. Cahide gibi mekanlarında sahneye çıkan cabaret ekibinin şovuyla sahneye çıkan Çapa, kendini zengin zannederek büyüdüğünü, 8 yaşındayken eve haciz gelince gerçeğin öyle olmadığını anladığını söyledi. “İlk markam dışarıya karşı zengin gibi yapmaktı” diyen Çapa, sonradan burjuva olduklarını öğrendiğini belirtti. Çok iş kurduğunu, çok para batırdığını belirten Çapa şöyle konuştu: “Kişisel ve kurumsal marka yarattım. Demek ki iyi olmamış ki Ferit Şahenk köşedeki balıkçıyı, kasabı bile aldı benim hiç bir şeyimi almadı. Bana telefon bile açmadı. Moralim bozuluyor. Sonra kendimi teselli ediyorum. Kişisel markayı satamazsın. Cem Yılmaz, Ajda Pekkan markalarını alabilir misin? Kişisel marka satılamıyor, çakması yapılamıyor.” Farklı yollardan yürümeyi sevdiğini belirten Çapa, photoshop’suz markaya inandığını söyledi. İşe almadan önce insanlara ilk olarak burcunu sorduğunu kaydeden Çapa, “Durmayı bilirsen para kazanırsın. Ben durmayı bilmediğim için para kazanamıyorum”dedi.
Bir Türk şirketiyle çalışmak istiyorum
ABD eski başkanı George Bush’un torunu Lauren Bush Lauren, Marka Konferansı’nda 5 yıl önce kurduğu şirketi FEED Project’i ve misyonunun anlattı. ABD’li ünlü modacı Ralph Lauren’in de gelini olan Lauren Bush Lauren, ilk kez geldiği İstanbul’da bir Türk perakende markasıyla çantalarını satmak için çalışmak istediğini söyledi. Bush Lauren FEED project’i kurmaya götüren süreci şöyle aktardı: “Üniversite yıllarında dünyanın değişik yerlerine yaptığım seyahatlerde 150 milyondan fazla insanın gıdaya ulaşamadığını gördüm. Yoksul ülkelerdeki okullarda beslenme programları olduğunu da gördüm. Çocuklara öğlen yemeği ücretsiz dağıtılıyordu. Sırf bunun için çocuğunu okula gönderen ailelerle tanıştım. FEED projesi de buradan doğdu. Açlıkla ilgili araştırmalar yaptım. Okulda beslenme programında bir çocuğun karnını doyurmak 25 sentti. Bu sayede gelecek için büyük fark yaratılabiliyordu. Buradan yola çıktım. Moda tasarımları yapıyordum. İkisini birleştirerek FEED çantalarını tasarladım. Yaptığımız ürünlerin üzerine rakamlar koyduk. Böylelikle tüketici bu ürünü satın aldığında kaç çocuğu besleyebileceğini biliyor.”
600 BİN ÇANTA
Lauren, misyonlarının iyi ürünler yaratıp aç olan insanları besleyebilmek olduğunu belirterek, “Bugüne kadar 600 binden fazla çanta sattık. 600 milyon öğün çocuklara yemek sağladık. Türkiye’de henüz satışlarımız yok. İnşaallah bu konferanstan sonra başlar” dedi.