Güncelleme Tarihi:
Perakende Günleri 2021 etkinliği, ikinci gününde, sektöre ilişkin oturumlar ve ödül töreni programıyla Haliç Kongre Merkezi'nde devam etti.
AYD Başkanı Prof. Dr. Altaş, etkinlik kapsamında düzenlenen oturumda, 2000'li yıllardan sonra Türkiye'de alışveriş sektörünün değişmeye ve AVM'lerle yoğun bir şekilde tanışılmaya başlandığını ifade etti.
Salgının Türkiye'de ilk ortaya çıkmasının ardından hızlıca aksiyon aldıklarını ve insanların sağlığı için kapanma kararına gittiklerini belirten Altaş, alınan tedbirler sayesinde Ramazan Bayramı'yla birlikte 17 günlük kapanma sonrasında AVM'lerde 3,4 milyona yakın giriş sayısına ulaşıldığını bildirdi.
Altaş, şunları kaydetti:
"Tüketici alışkanlıkları bu dönemde değişti. Nokta atışı gelip alışveriş yapıp gidiyorlar. Tüketicilerin alışveriş merkezlerinde kalma süreleri de azaldı. Pandemi sonrasında, yıl sonunda 5 milyon giriş sayısını ve cirolarımızı yüzde 80'lerde yakalayıp önümüzdeki yıl ise tamamen salgın etkisinden kurtulup normal hayatımıza, yeni normalimize dönmeyi bekliyoruz.
Türkiye, pandemiden sonra tünelin sonundaki ışığı gördü ve bundan sonra hep beraber, omuz omuza bu kadar genç ve dinamik teşebbüs ruhlu bir ülkenin zorlukları çok kolay aşacağına inanıyorum. Bunun için de ümitvarım. Bu ümidimim kısa süre içerisinde gerçekleşeceğine olan inancım da sonsuz."
"RESTORANLAR PAZAR GÜNLERİ DE AÇIK OLMALI"
Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl de salgında sadece yeme-içme sektörünün değil, hemen her sektörün sıkıntı çektiğine dikkati çekerek, "Buradan deklare etmek istiyorum; restoranlar pazar günleri de açık olmalı. Bu önerimizi hükümete sunduk. İnanıyorum ki pazar günleri de saat 24.00'e kadar hizmet vereceğiz." dedi.
Bingöl, önümüzdeki dönemle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığına büyük bir sorumluluk düştüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Kültür ve Turizm Bakanlığına sesleniyorum; dünyanın en güzel mutfağı bize ait. Ama biz turizmi sadece ve sadece deniz, otel, kum ve güneşe indirgemişiz. Oysa mutfağımız çok zengin. Restoranlar olarak biz de turizm kapsamındayız, gelen turistleri biz de ağırlıyoruz. Ama maalesef biz turizm içinde algılanmıyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin yapacağı en önemli proje bu. Trüf mantarı burada yetişiyor ama kalkıp gidip İtalya'da, Fransa'da 200-300 avro verip orada yiyoruz. Yurt dışında bu fiyatlarda satılan ürünleri burada 3 avroya, 5 avroya satıyoruz. Bunun dışında çok orijinal peynirlerimiz var. Konya'nın obruk peyniri Fransa’nın rokforundan daha iyi."
Restoranların katma değerli ürün satması gerektiğini savunan Bingöl, "Sektörün kurtuluşu da buna bağlı. Anadolu'daki yerli üreticinin desteklenmesi, kültürümüzün dünyada tanınması ve Anadolu halkımız için ekstra iş imkanı açılması açısından bu projeyi çok değerli buluyorum. Bu yıl umudumuzu kaybetmeyelim. Haziran sonunda açılacağız, öyle düşünüyorum. Herkes buna hazır olsun. Yılmak yok, mücadeleye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
"İHRACAT ANLAMINDA GERÇEKTEN UMUT DOLUYUZ"
Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ise perakendecinin, salgın döneminde arama motorlarına yöneldiğini ve bu alanda ciddi harcamalar yaptığını söyledi.
Dün açıklanan mayıs ayı ihracat rakamlarına değinen Öncel, ihracat rakamlarının, 12 aylık ihracatta Türkiye'nin 200 milyar doları aşacağına işaret ettiğini belirtti.
Öncel, "İhracat anlamında gerçekten umut doluyuz ve düzlüğe çıkışımızın da ihracatta olduğunu, her geçen gün artan yurt dışı satışlarının bütün sektörlerde olduğu gibi perakende sektörünü de düzlüğe çıkaracak en önemli araç olduğunu belirtmek istiyorum." dedi.
Turist sayısının azaldığını, perakende sektörü kredilerinin bir yıl içerisinde yüzde 28,5 arttığını aktaran Öncel, perakende sektörünün 50 milyar dolarlık bir kredi yüküne sahip olduğunu kaydetti.
"DÜNYADA E-TÜCARETİN YÜZDE 40'I BUGÜN ÇİN'DEN YAPILIYOR"
Sinolog ve girişimci Pascal Coppens, "Pandemi Sonrası 'Qubit' Düşünce Yapısı" konulu konuşmasında, Çin'de alışveriş ve perakende sektöründeki son trendlere ilişkin gelişmeleri paylaştı.
Çin'in koordinasyonu ve değişime adapte olabilme becerisi sayesinde salgın sonrası döneme iyi hazırlandığını belirten Coppens, şöyle devam etti:
"7-8 yıl önce Çin'de perakende sektörü dünyanın farklı ülkelerinden farklı değildi ama bugün 3-5 yıl daha önde diyebiliriz. Özellikle 'yeni perakende' dediğimiz, online ve offline bir araya geldiğinde aslında 2 dünyayı birleştirmiş durumdalar. Çin bu alanda çok başarılı oldu. Çünkü 4 farklı şeye yatırım yaptı. Bunlar, mobil ödemeler, e-ticaret, lojistik ve süper aplikasyonlar. Süper aplikasyonlar sayesinde Çin inanılmaz bir patlama yarattı. Dünyada e-ticaretin yüzde 40'ı bugün Çin'de yapılıyor, tek bir ülkede... Bu, salgından sonra da böyle olacaktır."
"Kuralları belirleyen devletler özellikle salgınla birlikte daha güçlü konuma gelmeye başladı"
Zincir Mağazalar Derneği (ZMD) Başkanı Serhan Tınastepe de son 10 yılda hayatın ve trendlerin çok hızlı değiştiğini ve e-ticarette kuralların da bu hızlı değişime ayak uydurduğunu söyledi.
Kuralları belirleyen devletlerin özellikle salgınla birlikte daha güçlü konuma gelmeye başladığına işaret eden Tınastepe, şunları kaydetti:
"Bu değişimle birlikte e-ticaretin hayatımızda bu kadar dominant hale gelmesi sadece perakende ticarette değil, online ticarette de bir regülasyon değişikliğini hayati hale getirmiş durumda. Yasa değişiklikleri; hem sektörel ihtiyaçlar hem dünyadaki gelişmeler hem de illerdeki, ilçelerdeki oda ve borsalardan gelen talepler dikkate alınarak düzenleniyor.
Bu yasalar düzenlenirken de gerçekten kamu nezdinde itibarı olan, temsiliyeti kuvvetli sektörel derneklerden de görüş soruluyor. ZMD olarak en büyük gücümüz mevzuat komitemizdir. Şu ana kadar yapılan tüm değişiklikler ve bundan sonra yapılması gereken değişikliklerde, karar oluşturma süreçlerinde çok etkin bir şekilde yer alıyoruz."