Güncelleme Tarihi:
ATO'dan yapılan yazılı açıklamada, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın (DTM), 30 Nisan-31 Aralık 2005 tarihleri arasında yayınladığı bir dizi tebliğle toplam 768 çeşit malda TSE standardı aranma zorunluluğunu kaldırıldığı hatırlatıldı.
Açıklamada, TSE standardının aranmaması nedeniyle 1 Ocak 2006'dan bu yana oyuncaktan biberona kınadan diş macununa duş bataryasından tekstil ürünlerine, su depolarından banyo küvetlerine kadar pek çok sağlıksız ürünün yurda girdiği ve tüketiciye satıldığı belirtildi.
Türkiye'nin 1995 yılında AB ile imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması'nın 8. maddesinin “Türkiye, 5 yıl içinde, ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılması konusundaki topluluk belgelerini iç hukuk sisteminin bünyesine dahil edecektir”, 10. maddesinin ise “Türkiye, topluluktan gelen ve AB tarafından belgelenmiş bulunan ürünlerin kendi topraklarında piyasaya veya kullanıma girmesini engellemekten kaçınır” hükmünü içerdiği belirtilen açıklamada, Türkiye'nin Gümrük Birliği hükümlerine dayanarak denetimsiz ithalata yol açacak tebliğleri yayınladığı belirtildi.
DENETLEYECEK ELEMAN VE LABORATUVAR YOK
Açıklamada, Türkiye'nin söz konusu 5 yıllık süre sonunda teknik mevzuata uyum gerçekleştiremediği ve akredite edilmiş laboratuvarları kuramadığı, yetişmiş elemana da sahip olmadığı ifade edildi.
Avrupa Birliği ülkelerinin standart dışı ürünlerden, (ürüne ilişkin herhangi bir ülkede ithalatın engellendiğine dair bilgi de dahil olmak üzere) tüm bilgilerin yer aldığı RAPX (Rapeks) adı verilen sistemle kendini koruduğu vurgulanan açıklamada, Türkiye'nin AB'ye üye olmaması nedeniyle sisteme dahil edilmediği belirtildi.
RAFLAR İTHAL ÜRÜNLE DOLDU
Denetimsiz ithalat nedeniyle market ve mağaza raflarının ithal ürünlerde dolduğu, aynı ürünleri Türkiye'de üreterek istihdam yaratan, vergi ödeyen yerli üreticinin ise perişan olduğuna dikkat çekilen açıklamada, sektörler hakkında şu bilgiler verildi:
“Armatür, Musluk Batarya Sektörü: 30 bin kişiye istihdam yaratan ve yıllık 150 milyon dolarlık ihracat yapan sektör denetimsiz ithalat nedeniyle zor durumda kaldı. Özellikle Çin menşeli ve zararlı kurşun içeren malzemeden yapılan, insan hayatı için büyük tehlike arz eden musluk ve bataryalar artık denetimsiz olarak Türkiye'ye giriyor.
Parke Üreticileri ve Satıcıları: Türkiye'de üretim yapan neredeyse hiçbir parke üreticisi kalmadı. Çoğu yüksek maliyetler nedeni ile fabrikalarını komşu ülkelere taşıdılar. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın tebliği sonrası iç piyasaya standart dışı, ucuz ve insan sağlığına son derece zararlı formaldehit içeren laminat parkeler girdi.
Isıtma, Soğutma, Klima Üreticileri: Uzun zamandır kalitesiz Çin malları ile rekabet eden ve bu yüzden birçoğu kapanan sektör firmaları gümrüklerde yapılan standartlara uyum denetimleri ile bir miktar korunuyordu. Denetimlerin kaldırılmış olması nedeniyle sektör tamamen korumasız bırakıldı, yerli üreticilerin ayakta kalabilmesi imkansız hale geldi.
Otomotiv yedek parça üreticileri: Otomotiv ve otomotiv yedek parça ihracatı Türkiye'nin ihracatında ilk sırada yer alıyor. Denetimsiz ithalat tebliği ile bazı oto yedek parçalarında denetim kaldırıldı ve kalitesiz Çin malları ülkeyi istila etmeye başladı.
Tekstil Sektörü: Türkiye'nin en büyük sektörlerinden birisi olan ve ihracata önemli katkısı bulunan tekstil sektörü, denetim yapılmadan gerçekleştirilen ithalat ile zor duruma düşürüldü. Pamuk ipliği denetim dışına çıkarıldı ve sektör, Türk pazarına dalga dalga giren kalitesiz ürünlerle karşı karşıya bırakıldı.
Seramik Sektörü: Türkiye seramik üretiminde dünyada ilk 5 ülke arasında yer alıyor. 2006 yılı başından itibaren sektörde ithal mal denetimlerinin kaldırılması ile büyük bir haksız rekabet başladı.”
ATO BAŞKANI AYGÜN
ATO Başkanı Sinan Aygün de konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ithal edilen ürünlerin sağlığa zararlı olup olmadığı bilinmeden yurt içine gireceğini ve sonradan sağlığa zararlı olduğu tespit edilen ithal ürünlerin kullanıma sürüldükten sonra piyasadan toplanmasının çeşitli sorunları da beraberinde getireceği konusunda daha önce de uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak, “Dün söylediklerimizin bugün yaşanıyor olması çok üzücü. Oyuncaklarda yaşananlar buzdağının görünen yüzüdür. Halen Türkiye'de sağlığa zararlı pek çok ürün tüketiciler tarafından zararları bilinmeden kullanılmaktadır” dedi.
Türkiye'nin AB'ye uyum çerçevesinde denetimleri kaldırmadan önce de “CE'ye uygundur” beyanatıyla, ölçümlemesi yanlış olan şırınga, boyası çıkarak bebeğe zarar veren biberon, mikroplu idrar sondası, kansere yol açan oyuncaklar, doğru ölçüm yapmayan tansiyon aleti, paslanan cerrahi pens gibi ürünlerin ülkeye girdiğini anımsatan Aygün, bu malların denetimler sürüyorken Türkiye'ye girebildiğini, denetimler kalktıktan sonrasının ilk etkisini oyuncakta görüldüğünü, sonrasını düşünmenin bile korkutucu olduğunu kaydetti.
Türkiye'de üreticinin desteklenmediğini ve vergi yükleri nedeniyle üretim yapmakta sıkıntı çektiğini anlatan Aygün, şu görüşleri ifade etti.
“Türkiye'de üreticiler ucuz ithal mallarla rekabet etme derdindeyken bir darbe de denetimsiz ithalat yüzünden yemişti. Şimdi de tüketiciler sağlıksız ürünlerle baş başa bırakılarak darbe yiyor. Daha önce uyarmıştık, şimdi de uyarıyoruz, sağlıksız ürünlerin yurda girmesine izin vermeyin, vatandaşın sağlığı için ithalata teknik engel koyun.”
TSE DENETİMİNDEN ÇIKAN MALLAR
2005 yılında yayınlanan 4 ayrı tebliğle TSE denetiminden çıkan 768 maldan bazıları şunlar:
“İnşaat boyaları, diş macunu, antifriz, pvc yer döşemesi, elastik yer döşemesi, lavabo, rezervuar, hela taşı, sifon, pisuvar, kurna, duş teknesi, yağ keçeleri, conta, motosiklet, lastik, jant, eldiven, parke, kadın çorabı, seramik karo, cam, profil, fırın, radyatör, kilit, şofben, yangın söndürücü, vana, musluk, zincir, akü, kereste, dondurucu, klima, batarya, lamba, fiş, termometre, sabun, deterjan, plastik boru, iskambil kağıdı, iplik, matkap ucu, tuğla, kibrit, radyo, televizyon, anten, mp3 çalar, güneş gözlüğü, gözlük camları, tuğla, kadife kumaş”