TÜRK Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Kenan Malatyalı, helal gıda standardının, Türkiye’nin ihracatını artırması kadar, standart verme pazarında etkili olması açısından da önemli olduğunu bildirdi. Malatyalı, helal gıda standardını ilk kez uygulayan Malezya ve ‘Kocher’ adı altında kendilerine özgü standart uygulayan Yahudilerin örnek alınması gerektiğini belirtti. İsrail standart teşkilatının Kocher vermek için Türkiye’ye bile geldiğini ifade eden Malatyalı, yurtdışındaki Türklerin de, Yahudiler de domuz yemediği için Kocher damgalı ürünleri tercih ettiğini kaydetti. Malatyalı, helal gıda standardı çalışması nedeniyle gelen tepkileri Hürriyet’e değerlendirirken, uygulamaya ilk olarak başlayan Malezya’nın Uzakdoğu’dan Avrupa’ya, Kanada’dan Afrika’ya kadar birçok ülkeye helal standardı vermek üzere çağrıldığını bildirdi. Malatyalı’nın değerlendirmeleri şöyle:
MALEZYA’DAN MI GETİRELİM:
Standardı yapan, pazarın büyüğünü kapar. Malezya, yurtdışına gidip bu standardın belgesini veriyor. Güney Afrika’da, Singapur’da bile gördüm Malezya’nın standardını. ‘Halal’ ifadesini kullandıkları logoları var. Ben helal gıda standardında yanlış bir şey görmüyorum. Örneğin, Kayseri’de sucuk yapan üretici, bu belgeyi alırsa dünyanın dört bir yanına satış yapar. Belge için Malezya’dan adam getirmeyecek, Türkiye’den alacak. Mısır hazırlıklara başlamış diye duydum, biz de helal standardı için hazır olmalıyız.
GAYRİMÜSLİMLERE DE VERİRİZ:
Bu standart yalnızca Müslümanlar tarafından kullanılacak diye bir kural yok. Önemli olan hitap edilen kesim. Müslüman olmayan ülkelerin şirketleri de Müslümanlara satış yapmak için bu standarda ihtiyaç duyacak. Yunanistan, Bulgaristan, Romanya gibi ülkeler et üretimi için gelip bizden helal standardı alsa fena mı olur? Ürünün İslami nitelikle damgalanması ile gayrimüslimlerin tüketim eğiliminin negatif etkileneceği kanaatinde değilim. İnsanlar inanca sahip değilse bile kurallı üretime ihtiyaç duyacak. Fransa’da İslam inancına göre yaşayanlar da var örneğin. Ben bu konuya ticari açıdan bakıyorum. Üretici bu logoyu koyarsa avantajdır.
YAHUDİ STANDARDI VAR:
Yahudiler, helal gıdanın karşılığı olan ‘Kocher’ standardını etkin biçimde kullanıyor. Standartları tüm dünyada geçerli. İsrail Standart Teşkilatı, talep olması durumunda gelip Türkiye’de üreticiyi denetleyip, uygun bulursa Kocher veriyor. Avrupa’daki Türkler, (Yahudiler de domuz yemiyor) düşüncesiyle Kocher logolu ürünleri alıyor. Bu ticari zeka meselesi. Biz niye ticari zekamızı işletmeyelim?
LOGO ÇALIŞMASI BAŞLADI:
Helal gıda standardı isteğe bağlı olacak. Standartların yüzde 95’inden fazlası da öyle zaten. İsteyen bize başvuracak, uygunsa belgeyi vereceğiz. Şirket ile TSE baklava dilimi için anlaşacağız. Ürün ve işletmelerde kullanılacak helal gıda logosu için de çalışma başlattık. Logoda, ‘Helal’ yazısı bulunacak.
İLAHİYAT KATKISI:
Helal standardının kriterlerinin hazırlanması için özel sektör, bilim çevrelerinin katkısını alacağız. Bilim katkısı içinde hem İlahiyat Fakültesi hem gıda mühendisliği bulunacak. Duruma göre kriterlerin belirlenmesinde İlahiyat veya Diyanet İşleri Başkanlığı da katkıda bulunacak. Hazırlanan taslak iki ay süresince tartışmaya açılacak. Ardından kesinleşecek. Bunun 8-10 aylık bir süreç almasını öngörüyoruz.
İstanbul’da tartışılacakİSTANBUL’da 22-25 Kasım’da düzenlenecek İslam Konferansı Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 21. toplantısında Malezya’nın Helal Gıda Standardı konusunu gündeme getirmesi bekleniyor. Almanya’nın Köln kentinde 8-12 Ekim’de yapılan Dünya Gıda Fuarı’nda da, Yahudilerin kullanımı için Kosher Products (Kosher Ürünleri), Müslümanların kullanımı için de Halal Food (Helal Gıda) amblemlerinin kullanımı ile ilgili tanıtımlar yer aldı.
Helal gıdanın kriterleriHELAL gıda kavramı, uluslararası Codex Alimentarius Komisyonu dokümanlarında, ‘İslami kurallara göre izin verilen gıda’ anlamında kullanılıyor. Komisyona göre helal gıdanın kriterleri şunlar:
Helal gıda, İslami kurallara göre yasak olarak değerlendirilen herhangi bir unsuru içermemeli ve ihtiva etmemeli.
Helal gıda, İslami kurallara göre yasak olan unsurlardan arındırılmış yerlerde veya cihazlarda hazırlanmalı, işlenmeli, taşınmalı ve depolanmalı.
Helal gıda, sayılanlar dışında üretilen herhangi bir gıda ile hazırlama, işleme, taşıma ve depolama aşamasında direkt temas etmemeli.
‘İslam Özel Sektörü’ TBMM’de bekliyorTÜRK Standartları Enstitüsü’nün ‘helal gıda’ standardı hazırlıklarıyla ilgili tartışmaların bir benzeri, Mart ayında TBMM’de görüşülen ‘İslam Özel Sektörünün Geliştirilmesine’ ilişkin Uluslarası Anlaşma da yaşandı. Dışişleri Komisyonu’nda uzun tartışmalardan sonra kabul edilen ve halen TBMM Genel Kurulu’nda bekleyen anlaşma, ‘İslam özel sektörüne’ İslam Kalkınma Bankası aracılığıyla,
kredi vermeyi amaçlıyor. CHP’liler, ‘Şeriat hukukunu kabul etmiş oluyorsunuz. AB, bu anlaşmaya itiraz edecektir’ diyerek karşı çıktı. CHP’li Onur Öymen, şunları söyledi: ‘İslami usullere göre üretim yapan firmalar desteklenecek diyor. Bu ne anlama geliyor? AB sadece Hıristiyan usullere göre çalışacak firmalara kredi verse kabul eder misiniz? Bu anlaşma hükümleri, Anayasamıza açıkca aykırıdır. Anlaşmanın amacı İslami usüle göre çalışan firmaları teşvik etmek. Bu Anayasanın eşitlik ve laiklik ilkesine aykırıdır. Her bir devlet, 11 milyon
dolar katkı payı verecek. Siz bu katkıyı yaparken, İslami usüle karşı göre faaliyet göstermeyen vatandaşlardan aldığımız vergilerle yapacaksınız. Firmalar İslami usule göre faaliyet gösteren ve göstermeyen diye ayıracaksınız. Bu şeriat hukuku anlamına gelir.’
DOMUZ VE RAKI ÜRETEN:
AKP’li Ramazan Toprak, yurtdışından gelecek krediyi engellenmeye çalışıldığını belirterek, ‘Bu para akımını engellemek vatanseverlik değildir’ dedi. AKP’li Eyüp Sanay ise ‘Bu tür kuruluşlar, rakı, domuz üretenlere kredi vermez’ dedi. CHP’lilerin karşı oyuna rağmen AKP oylarıyla sözleşme komisyonda kabul edildi. Anlaşma, halen TBMM Genel Kurulu gündeminde bekliyor.
CHP: Belge almayanlar gavur mu sayılacak?CHP Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun, ‘helal gıda’ stadardını kontrol için din adamlarının görevlendirileceğini anımsatarak, ‘Başka dine mensup vatandaşların gıdalarının denetimi için papaz mı görevlendirilecek’ diye sordu. Saygun, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması için TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, gıda ürününün sağlıklı ve hijyenik olup olmadığını şimdiye kadar o alanda eğitim almış mühendislerin karar verdiğini anımsattı. Saygun, şu soruların yanıtını istedi: ‘Helal Belgesi alan firmaların ürettiği ve sattığı gıdalar, İslami kurallara uygun olup, helal mal sayılırken, bu belgeyi almayanlerğn ürettiği mallar ve sattığı ürünler haram mal mı sayılacak? Bu belge ile mal satan kurum ve kuruluşlar Müslüman, bu belgeyi almayan kuruluşlar gavur mu sayılacak? Vatandaşlar arasında bir ayrıma ve bölücülüğe yol açmayacak mı? Bu uygulamanın, İslam Özel Sekrörünü Destekleme Kurumu kurulmasına ilişkin sözleşmenin hükümlerinden birisi midir? ’
Türkiye’den ‘helal gıda’ isteyen ülkeler var
TÜRK Standartları Enstütüsü, ‘helal gıda’ adı altında yeni bir standart hazırlarken, Türkiye’den tarım ürünü ithal etmek isteyen bazı firmaların ‘helal’ ürün talebinde bulundukları belirlendi. Türkiye’den tarım ürünü ithal etmek için yıl başından bu yana çok sayıda firma başvuruda bulundu. Başvurular arasında ilginç istekler de dikkat çekti. İngiltere’den bir firma Türkiye’den ‘helal bebek gıdası’ ithal etmek istedi. Kuzey Afrika’dan bir firma da Türkiye’den ‘helal kesim yöntemiyle kesilmiş koyun bağırsağı’ talebinde bulundu. Almanya’dan bir firma da Türkiye’den piliç, hindi, kaz, ördek etleri ve bu etlerden yapılan ürünler istedi. Ancak aynı firma bu ürünlerin Avrupa piyasalarında dağıtılabilir belgeli ve ‘helal’ nitelikte olmasını, ayrıca teslimatın müşterinin deposuna yapılmasını da talep etti.