Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2005 00:00
TSE, gıda ürünlerinin İslami kurallara uygunluğunu belirleyecek ‘Helal Sertifikası’ hazırlıyor. Bu konudaki teklifin Dışişleri Bakanlığı’ndan geldiğini söyleyen TSE Başkanı Kenan Malatyalı bu standarda uygun üretim yapacağına dair belge alan kişi ve işletmelerin denetimi sırasında, gerektiğinde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan bir din adamının hazır bulunacağını da söyledi.
TÜRK Standardları Enstitüsü (TSE), İslami usullere uygun gıda tüketmek isteyenlerin ihtiyacını karşılamak amacıyla, ‘helal gıda’ adı altında yeni bir standart hazırlıyor. Bu standarda uygun üretim yapacağına dair belge alan kişi ve işletmelerin denetimi sırasında, gerektiğinde Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan bir din adamı hazır bulunacak. ‘Helal Gıda’ standardının ilk kez Malezya tarafından hazırlanarak uygulamaya konulduğunu belirten TSE Başkanı Kenan Malatyalı, bu standardın, İslami usullere uygun hazırlanması gereken gıdaların ‘hangi özelliklere sahip olması gerektiği, kesim usulleri, söz konusu gıdaların hazırlanmasında kullanılacak katkı maddeleri ile bu gıdaların servisinin yapıldığı yerlerin sahip olması gereken özellikleri’ kapsayacağını söyledi.
DIŞİŞLERİ İSTEDİ: Malezya’nın, hazırladığı ‘Helal Gıda’ standardını İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda gündeme getirdiğini ve toplantıda bu standardın bütün Müslüman ülkelerde yaygınlaştırılmasının dile getirildiğini anlatan Malatyalı, bu dileğin Dışişleri Bakanlığı tarafından TSE’ye iletildiğini anlattı. ‘Helal Gıda’ standardının, bir gıdanın İslami usullere göre hazırlandığı ve helal olduğu anlamı taşıyacağını belirten Malatyalı, TSE’de Malezya’nın hazırladığı standardın incelendiğini kaydetti.
UYGULAMA 2006 SONUNDA: Malezya tarafından hazırlanan ‘Helal Gıda’ Standardının, Türkiye’nin milli değerleri gözönüne alınarak bir Türk standardı haline dönüştürüleceğini vurgulayan Malatyalı, ‘Gelecek yılın Temmuz ayına kadar ‘Helal Gıda’ standardı hazırlanmış olacak. Yıl sonunda ise belgelendirme yapmaya başlayacağız’ dedi. Özellikle son zamanlarda Amerika, Avrupa, Kanada ve Uzakdoğu ülkelerine yapılan ihracatlarda ‘Helal Gıda’ standardının istendiğine vurgu yapan Malatyalı, söz konusu standardın hazırlanmasında bu talebinde etkili olduğu söyledi.
DİN ADAMLI DENETİM: Öte yandan Helal Gıda standardının, TSE tarafından hazırlanan diğer standartlardan bir farkı bulunduğuna işaret eden Malatyalı, bu kapsamda ‘Helal Gıda’ standardı verilirken ve bu standarda ilişkin denetimler yapılırken, din adamlarından yaralanacaklarını söyledi. Bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı ile diyalog içinde olduklarını kaydeden Malatyalı şunları söyledi: ‘Gerektiğinde firma denetimlerine, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan bir din adamıyla birlikte gidilecek. Bu din adamları söz konusu gıdaların İslami usullere uygun olarak üretilip üretilmediği konusunda bize yardımcı olacak. Biz şimdiye kadar denetimlerimizi mühendislerimizle yapıyorduk. Ancak ‘Helal Gıda’ belgelendirmesinde ve denetimlerde işin bir de dini boyutunun olması nedeniyle bu işlemleri yapacak teknik ekipde bir de din adamının yer alması gerekiyor. Bu din adamı, kesim yerlerinin, ambalajlamanın, kullanılan katkı maddelerinin dini usullere uygun olup olmadığı konusunda bize yardımcı olacak.’
YURTDIŞINDA DA BELGELENDİRME:
Malatyalı, hazırlanacak ‘Helal Gıda’ standardının, Türkiye’nin akreditasyon kurumu olan TÜRKAK tarafından akredite edileceğini belirtirken, böylece TSE’nin talep olması halinde hem yurt içinde hem de yurtdışında gıda üreten ve gıda servisi yapan kişi ve işletmelere ’Helal Gıda’ belgesi vereceğini kaydetti.
Kimler ‘Helal Gıda’ sertifikası alabilecek
HELAL Gıda standardına ilişkin belgelendirmenin, hem gıda için hem de gıda servisi hizmeti veren işletmeler için yapılabileceğini anlatan Kenan Malatyalı, ‘söz gelimi lokantalar, ‘Helal Gıda’ belgesi alabilecek. Böylece bir Müslüman, yabancı bir ülkede bu belgeye sahip lokantalarda veya yiyecek servisi yapan yerlerde rahatlıkla
yemek yiyebilecek’ dedi. ‘Helal gıda’ belgesi almak isteyen işletmelere bu belge verilirken, beyanın esas alınacağını kaydeden Malatyalı, ‘Firma ya ‘ben şu şu malzemeyi şu şekilde kullanacağım’ diyecek ya da ‘buradaki gıdaların tümü helal gıda standardına uygundur’ biçiminde bir beyanda bulunacak. Biz de gidip bakacağız, denetimini yapıp o belgeyi vereceğiz. Daha sonrada belge alan kişi ya da kuruluşların bu beyana uygun üretim yapıp yapmadığı veya hizmet verip vermediğini denetleyeceğiz’ dedi.
İsteğe bağlı olacakHELAL Gıda ile ilgili belgelendirmenin ihtiyari (isteğe bağlı) olacağını da belirten Kenan Malatyalı, isteyen üretici veya gıda servisi yapan işletmelerin bu belgeyi alabileceğini söyledi. Bundan, Helal Gıda belgesi bulunmayan üreticilerin veya kurumların ürettiği gıdaların helal olmadığı anlamının çıkarılamayacağına da dikkat çeken Malatyalı, bu belgelendirmenin mecburiyet kapsamında olmayacağını, isteyenlerin bu belgeyi alacağını söyledi.
Yahudilerin ‘Koşer’i 150 milyar dolarlık pazar
DİNİ inanışlara göre gıda tüketimi konusunda sertifika uygulaması Yahudi cemaati için çok yaygın kullanılan bir yöntem. Dünyada ‘Koşer’ veya ‘Koşar’ olarak adlandırılan bu sertifika sisteminde, gıdanın Musevi inanışlarına göre hazırlanıp hazırlanmadığı denetleniyor. Koşer sertifikası son dönemde Türk gıda ihracatçıları için büyük önem kazandı. Gıda firmaları, özellikle ABD’ye ihracatlarını artırmak için, ürünlerinin Musevi dinine uygunluğunu belgeleyen ‘koşer’ sertifikası almaya başladı. Türkiye’de olduğu gibi dünyada da bu sertifikaya büyük ilgi var. Dünyada 150 milyar dolarlık bir hacme sahip olan ‘koşer’ Türkiye’de de Hahambaşılık tarafından verilyor.
Pınar: İhracat yaparken kolaylık olur
PINAR Et Genel Müdürü Zeki Ilgaz, TSE’nin ‘Helal Sertifikası’ konusundaki hazırlığı ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: ‘Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) yeni standardı hakkında şu anda detay bilgi sahibi değiliz, içeriği bilinmeyen bir taslak konusunda yorum yapmak çok uygun değil. Ancak, Pınar Et olarak Ortadoğu ülkelerine yaptığımız ihracatlarda bizden bu tür belgeler istediklerini söyleyebilirim. İslam ülkelerine yapılan ihracat için gerekli olduğunu düşünüyorum.’
Diğer taraftan Türkiye’de pekçok firmanın Avrupa ve Arap ülkelerine ihracat yapmak için gereken bu sertifikayı, diğer ülkelerden aldığı kaydediliyor. Türkiye’de bu tür sertifikalara aracılık eden kuruluşlar da bulunuyor.