Güncelleme Tarihi:
PARİS İklim Anlaşma-sı’ndan “mümkün olan en kısa sürede” çekilmek istediğini Birleşmiş Milletler’e resmi olan ileten ABD’de iklim tartışmaları ısınıyor. Bir yandan iklim değişikliğinin “bir aldatmaca” olduğunu savunan ABD Başkanı Donald Trump yeni petrol boru hatları ve kömür madenlerini canlandırma sözleri verirken, diğer yandan federal bilim insanları, fosil yakıtların yakılmasının ABD’de sıcak hava dalgaları, kuraklık ve sel baskınlarında ciddi bir artışa neden olduğu uyarısı yapıyor. ABD’deki 13 federal dairenin uzmanları tarafından hazırlanan iklim değişikliği raporundaki bulgular, Trump yönetiminin iklim değişikliğindeki insan etkeninin belirsiz olduğu yönündeki iddiasıyla çelişiyor. The New York Times gazetesinin haberine göre taslak halindeki raporda, insan faaliyetlerinin iklim değişikliğiyle çok güçlü bağlantıları olduğu sonucuna varılıyor. 1951 ile 2010 yılları arasında küresel sıcaklığın 0.6 ila 0.7 artış gösterdiğine, bunda en büyük etkenin sera gazı emisyonu olduğuna da dikkat çekiliyor. Raporla, küresel ısınmanın nedeninin belirsiz olduğunu savunan Trump yönetiminin duruşları farklı. Raporda varılan sonuca göre, insanlar atmosfere sera gazı salmayı durdursa dahi, dünya bugüne oranla bu yüzyılda en azından 0.30 derecelik bir sıcaklık farkı hissedecek. Bilim adamları, tahmin edilen gerçek yükselişin, 2 derece kadar olacağını belirtiyor.
İNSAN ETKİSİ TARTIŞILIYOR
İklim değişikliği, başta ABD olmak üzere dünyanın birçok yerinde tartışma konusu. Son olarak Türkiye’de de sıcak hava dalgalarının arkasından gelen şiddetli yağışlar iklim değişikliğini gündeme taşımıştı. The New York Times gazetesi,Trump yönetimi tarafından onay bekleyen federal bir iklim değişikliği raporunu yayınladı. Raporun çizdiği tablo ise dikkat çekici. 13 federal ajansın uzmanları tarafından hazırlanan taslak raporda, ABD’nin son 40 yıldaki sıcaklık dalgaları, şiddetli yağışlar ve diğer aşırı hava olaylarının sıklığında belirgin bir artışla, zaten iklim değişikliğinin etkilerini hissediyor olduğu sonucuna varılıyor. Raporda “Elde edilen birçok kanıt gösteriyor ki özellikle sera gazlarının salımından kaynaklanan etkiler, son 150 yıl içerisinde gerçekleşen iklim değişikliklerinin ana sorumluları arasında yer alıyor” gibi ifadeler var. Bu da Başkan Trump ve kabinesinin üyeleri tarafından iklim değişikliğine insan katkısının belirsiz olduğu ve etkilerin öngörülme yeteneğinin sınırlı olduğu iddialarıyla çelişiyor. Taslak raporda, 1951’den bu yana küresel ortalama sıcaklık artışının yarısından fazlasının insan etkisi ile bağlantılı olabileceği oldukça yüksek bir ihtimal olarak sunuluyor.
IŞİD’DEN SONRA EN BÜYÜK TEHDİT
DİĞER yandan Washington’da Pew Araştırma Merkezi tarafından 38 ülkede yapılan araştırmanın sonuçları da oldukça ilginç. Ağustos başında yayınlanan araştırmaya göre, dünya genelindeki insanlar ulusal güvenlik için en büyük tehdit olarak IŞİD ve iklim değişikliğini görüyor. Pew Araştırma Merkezinin 16 Şubat - 8 Mayıs 2017’de 38 ülkedeki 41 bin 953 kişiye yönelttiği 8 seçenek arasından ulusal güvenliklerine karşı algıladıkları en büyük tehdit sıralamaları esasına dayanan araştırması, dünyada bölgesel anlamda ilginç sonuçlar ortaya koydu. Araştırmanın gerçekleştirildiği 38 ülkeden ABD ile çoğunlukla Avrupa, Ortadoğu ve Asya bölgesinde bulunan 18 ülkedeki katılımcılar, IŞİD’i en büyük tehlike olarak gördükleri yönünde görüş bildirdi. Diğer taraftan Latin Amerika ve Afrika bölgesi başta olmak üzere 13 ülkedeki katılımcılar ise en büyük tehdidi iklim değişikliği olarak algıladıklarını kaydetti. Araştırmada böylece ulusal güvenlik açısından en büyük tehdit terör örgütü IŞİD olarak öne çıkarken, “iklim değişikliği ikinci büyük tehdit unsuru” şeklinde değerlendirildi.