Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Torba Kanunu onaylaması, milyonlarca kişide sevinç yarattı ancak, madenci şehri Zonguldak’ta bunun tam tersi bir durum yaşandı. 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının ardından gündeme gelen Torba Kanun’un madenciler için birçok yeni hak getireceği bekleniyordu. Ancak Soma için çıkarılan düzenleme, oradaki acıyı en çok hisseden Zonguldak’ta hüsrana yol açtı. Başta Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) ve rödovansla çalışan işletmeler olmak üzere yaklaşık 16 bin işçinin ekmek yediği 110 bin nüfuslu kent adeta torbayla yıkıldı. 22 rödovanslı maden işletmesinde çalışan 4 bin 500 işçinin, bir kısmının iş akdi feshedilirken, bir kısmı ise süresiz zorunlu izne çıkarıldı. 4 bin 500 işçinin en şanslıları ise madenlerin bakımcıları olarak tabir edilen 400-500 işçi oldu.
İLK DURAK ESNAFLAR OLDU
Torbanın ardından madenlerin çökmemesi ve su basmaması için 400-500 civarında işçi yeni şartlar altında çalışmasına devam etti. Hürriyet, 1860’lı yıllardan sonra kömürle varolan ancak büyük umut bağlanan “torbayla” dibe vuran, “madenci şehri” Zonguldak’ın nabzını tuttu. Kente geldiğimizde ilk durağımız Zonguldak’taki 14 bin 500 esnafın bağlı olduğu Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği oldu. Başkan Muharrem Coşkun, torba düzenlemenin ardından “kentte kaos oluştu” diyerek sözlerine başladı. Madencilerin esnafa aylık 70 milyon lira olan katkısının tamamen biteceğini savunan Coşkun, kentteki durumu şu sözlerle anlattı:
FATURAYI KALDIRAMAYIZ
“Bizi canlandıran, rödovanslı alanda çalışan işçilerin parasıdır. Piyasada 4 bin 500 işçinin parası dönüyordu ama artık bu yok. Soma’nın faturasını Zonguldak’a kesmeleri büyük haksızlık. Devletin birşeyleri üstlenmesi lazım. Elektrikte, vergide bir indirim sağlanabilir. Zonguldak’taki ocaklara da Soma’daki gibi kömür alım garantisi verilebilir. Eğer ocaklar böyle çalışmamaya devam ederse sosyal ve ekonomik kriz yaşanır. İşsizlik ordusuna yenileri eklenecek. Böylece kentte fuhuş, hırsızlık gibi adi olaylar artacaktır. Zonguldak’ta 22 rödovanslı saha var ayrıca 100 taşeron şirket kömür çıkarıyor. Önümüzdeki günlerde yasal tüm haklarımızı zorlayacağız. Türkiye her yıl 20 milyon ton kömür ithal ediyor. Dünyadaki işsizlere katkı yapıyoruz ama buradaki insanımızı işsiz bırakıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri bakımından işverenin yükünün hafifletilmesi gerekiyor. Böyle olursa hem madencilerimiz işsiz kalacak hem ocaklardan kömür çıkmayacak. Kısa vadede işçi ve işveren zararlı çıkacak ama uzun vadede devletin kaybı daha büyük olacak. Vergi alamayacak, sigorta priminden olacak ayrıca işsizlik sigortası vermesi gerekecek. Yasalar geriye dönük işlemez. Ancak torbayla adama kazanmadığı paranın kıdeminin verilmesi şartı getiriliyor.
GÖÇ HIZLANACAK
Devlet kömüre alım garantisi verse her işletme çıkardığı işçilerden daha fazlasını almaya hazır. Fırıncısı, berberi, minibüsçüsü, bakkalı kan ağlıyor. Ev sahipleri bile etkilenmeye başladı. Türkiye’nin en fazla göç veren illeri arasındayız. Zaten göç veriyorduk bu yasayla göçte hızlanma olacak. Türkiye sanayisi bizim kömürümüzle çalışıyordu. Ancak şimdi Zonguldak, Türkiye’nin kamburu olarak görülüyor. Devlet destek versin, denetim yapsın biz daha fazla üretmeye hazırız. Torbadan sonra esnafta tedirginlik başladı ‘önümüzü göremiyoruz’ diyorlar. Piyasalar zaten durgundu, caddeye bakın kimsenin yüzü gülmez. Ocakların kapanmasına neden olan maddelerde iyileştirmeler yapılabilir. Soma’nın faturasını Zonguldak kaldıramaz. Kimsenin buna hakkı yok. Eğer çözüm sağlanmazsa kepenk kapatacağız, Ankara’ya yürüyeceğiz.”
AİLELER PARÇALANIR
ZONGULDAK’taki ikinci durağımızda ise Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş’la görüştük. Alabaş da düzenlemenin getirdiği sakıncalar nedeniyle tepkiliydi. Hem ekonomik hem sosyolojik anlamda Zonguldak’ın yaralanacağına, parçalanmış aileler oluşacağına ve farklı sosyolojik olaylar yaşanacağına dikkat çeken Alabaş, “Zonguldak halkının bildiği tek iş madenciliktir. İş bulamayan aileler başta Soma olmak üzere diğer maden bölgelerine göç edeceklerdir” diye konuştu. Torbayla yaşanan sorun için çözüm önerisi de getiren Alabaş, “Rödovans ücretlerinde düşüş olabilir. Ton başına 25 lira rödovans bedeli ödeniyorsa 5 liralık indirimle maliyetler karşılanabilir” dedi. TTK ile sözleşme yaparak sahaları kiralayan işletmelerin madenleri durdurduğuna dikkat çeken Alabaş, “Taşkömürü ilk üç stratejik maden içinde yer alıyor. Demir cevherini eriten tek madde taş kömürüdür. Birçok ülke bunu destekliyor. Kapatıyorum denilecek bir ürün değil. Devlet, Zonguldak havzasına sahip çıkmalıdır. Tüm işçiler endişeli, babalarda evine ekmek götürememe korkusu yaşanıyor. Her kazada sefalet ücretleri gündeme gelen, bin bir zorluk yaşayan maden işçileri yine işsiz kalıyor. Akıbetin ne olacağı konusunda belirsizlik var. İşletmeci sözleşmedeki şartlar doğrultusunda tüm yaptırımları kabul ederek anlaşmayı feshedilir” açıklamasını yaptı.
HAYAT FARKLI KAOSA SÜRÜKLENİR
ZONGULDAK Belediye Başkanı Muharrem Akdemir de kömürsüz bir Zonguldak’ın olmayacağını söyleyerek söze başlıyor. “Kömür madenleri, maden işçileri, kömüre dayalı ekonomi yok sayılamaz” tepkisini gösteren Akdemir, Zonguldak’ın yaşadığı sıkıntıyı şu sözlerle aktardı: “Devlet burada dengeyi kurmalıdır. Üretilen kömüre devlet alım garantisi verebilir. Devlet ithale sırtını dayamamalıdır. Madenci işsiz kalırsa işveren, esnaf kurumlar etkilenecek. Hayat farklı bir kaosa doğru sürüklenecek. Ocakların kapatılması okulların açılışına denk geldi. Çok vahim durumlar olacak. İşsiz kalanlar için Zonguldak’ta başka bir iş kapısı yok. İşveren adım atacak, devlet adım atacak, ortak bir çözüm yolu bulunacak. Devlet, sigorta primi, vergi gibi konularda indirim yapabilir. Eğer çözüm bulunmazsa işsiz kalan aileler Soma, Diyarbakır ve Kütahya gibi yerlere gidecekler. Soma’da işçimiz daha rahat, çünkü orada kömür daha çok yüzeyden çıkarılıyor. Daha önce Zonguldak’ta 55 bin maden işçisi vardı ancak bu sayı zamanla 15 bine kadar indi. Bunun altında siyasi bir neden yatıyor, Zonguldak cezalandırılıyor. Bu hesap yıllardır yapılıyor. Başbakan’a konuyla ilgili yasanın görüşmeleri sırasında birebir raporlar iletildi. Devlet vereceğini vermeli, işveren alacağını almalı. İşveren ‘şartlar makul seviyeye inerse üretimi arttırırız’ diyor. Zonguldak’ta bir de ithal kömür problemi var. Erdemir, Kardemir ve Çatalağzı Termik Santrali, Zonguldak için kuruldu ama ithal kömür aldıkları için şehre pranga oldular. Torbadan önce de sorunlar vardı ancak yasa çıktıktan sonra denge işveren aleyhine değişti. Parasızlık her şeyi yaptırır, işçiler travma yaşar. Yasada ‘ithal kömürü yasakladık’ deseler hiçbir sorun olmazdı. Bizim burada toprak diye attığımız düşük kaliteli zehirli kömürü ithal ediyoruz.”
ŞEHİR DİBE DEĞİL DIŞA GÖÇTÜ
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı ise Torba Yasa’nın Zonguldak’ta infial yarattığını söyledi. Zonguldak’taki işsizliğin büyüme oranının düşmesiyle artacağını kaydeden Kaymakçı, Zonguldak’ın madenle varolduğunu belirtti. Şehirde 1.5 milyar tonluk taş kömürü rezervi olduğunu kaydeden Kaymakçı, “Burada bir ömür var” dedi. Resmi Gazete’de yayınlanan düzenlemeyle TTK’nın da yok oluşa doğru gideceğini savunan Kaymakçı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada yetişen madenciler ülkenin farklı yerlerindeki afetlerde arama-kurtarma faaliyetlerinde görev alıyor. Böyle giderse arama-kurtarma kültürü de yok olacak. Zonguldak, 1980 yılına kadar Türkiye ekonomisine yön veren lokomotif bir şehirdi. Ancak şu anda Zonguldak’a ahde vefasızlık yapılıyor. 1980’e kadar göç alan Zonguldak, son 30 yıldır gözden düştü. Kömürü ucuza ithal ediyoruz diye yerli kömür gözden çıkarılmaz. Ancak istihdama dönük adımlyar atılmıyor. Zonguldak’ta üretimde çalışan her bir işçi 10-12 kişiye istihdam alanı yaratır. Kapatılan 22 ocağın 2015 başında yeni sözleşme yapması gerekiyor. Çünkü 10 yıllık sözleşme süreleri doldu. Sektörü canlandırmak için bir fon kurulabilir. İthal kömürün parasının bir kısmı fona yatırılabilir. Fonda biriken para sektörün sorunları için kullanabilir. Afşin ve Soma’da alım garantisi varken burada niye yok? Madenci kentiyiz ama öksüz evlat muamelesi görüyoruz. TTK’da 1.7 milyon ton, rödovanslı sahalarda ise 1 milyon ton kömür üretiliyor. Yıllık 20 milyon ton kömür ithal ediyoruz. Bunun parasal karşılığı da 4 milyar doları buluyor. TTK’da ton başına üretim maliyeti 450 lira ancak satış 200 liradan yapılıyor. Özelde ise tahminen maliyet 100 lira civarında, satış ise 10-15 lira fazladan yapılıyor. Zonguldak madenler nedeniyle göçüyor diye söyleniyordu şimdi dışa göç vermeye başladı.
EKONOMİ DİBE VURUR
ZONGULDAK Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Demir kapatılan madenlerin aylık devlete katkısının 25-30 milyon lira olduğunun altını çizerek, “Şimdi bu rakam hiç ekonomiye girmeyecek. Bakkalından mağazalarına kadar bu Zonguldak’ı tepeden tırnağa olumsuz etkileyecek. İşsiz kalan 4 bin aile iş bulamazsa Zonguldak’tan göçecek. Bu düzenleme TTK’nın kapanmasının da önünü açacak. TTK geçen yıl 620 milyon lira zarar etti. Bu torba yasayla birlikte 70-80 milyon daha ekstra zarar gelecek. Aşağı yukarı kapanan işletmelerden 22 milyon lira rödovans alıyordu onu da alamayacak. Ekstra 100 milyon zarar gelecek” dedi. Devletin zararı karşılayamayacağını ve TTK’nın da kapanacağını öne süren Demir, “Zarar karşılanamayınca Zonguldak bitecek. Bu Zonguldak’ı bitirmeye dönük bir kanundur. Kanun aslında sadece Zonguldak’ı değil kömür üretip devlete satamayan her madeni etkileyecektir. Zonguldak’ın bel kemiği kömürdür. Kömürcülerin harcamadığı paralarla Zonguldak ekonomisi dibe vurur. Burada üniversite dışında gelir kaynağı yok, fabrika yok, sanayi yok, tarım yok” ifadesini kullandı.
BAYILA BAYILA İŞ YAPMIYORUZ
ZONGULDAK’ın ilk özel kömür işletmeciliğini başlatan en büyük şirketi konumundaki Demir Madencilik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Demir de “Yıllık 1 milyon 200 bin ton kömür ürettik. Zonguldak 170 yıl önce kömürle kuruldu, bundan önce tarihte yeri yoktu. Zonguldak ekonomisinin yüzde 60’ı madenler sayesinde dönüyor. Madenler yerel ekonomi için hayati öneme sahip. Erdemir’e 215 dolara sattığımız kömürü şimdi 110 dolara satamıyoruz. Torba Yasa sektördeki sıkıntıların üzerine tuz biber ekti. ÇATES ihalesine girdik, 351 milyon dolarlık teklif verdik. 7-8 bankayla görüşmelerimiz oldu. Ortaklarla anlaşmalar yaptık. Ancak Soma’da yaşanan kazayla herşey alt üst oldu. Şimdi ise 40 dolarlık maliyet 60 dolara yükseldi. Böyle olunca finansal görüşmelerimiz sıkıntıya girdi, herkes telaşlandı. Soma nedeniyle ÇATES’le ilgili hesaplarımız tamamen bozuldu. Özelleştirme İdaresi Başkanı, ek süre talebimize olumlu yaklaşmadı. Bu düzenleme bize ton başına 20 dolar ek maliyet getiriyor. Yasada öngörülen 6 saatlik çalışma süresi pratikte mümkün değil. ‘Maden patronları işçilerine kıydılar’ deniliyor. Bizim onların parasında gözümüz yok. Biz işçi düşmanı değiliz. Müeyyidelere tabi olmamak için 4 bin 500 işçiden yarısının iş akdi feshedildi. Diğer 2 bine yakın işçi izne gönderildi. 400-500 civarındaki işçi de ocak çökmesin, su basmasın ve diğer rutin kontroller için madende yeni şartlarda çalışmaya devam ediyor. Ancak ocaklarda şu anda üretim yapılmıyor. Çünkü madenlerde ‘ben ocaktan çıktı, şalteri kapattım’ diyemezsiniz. Çözüm bulunursa biz bu işçilerin daha fazlasını çalıştırmaya hazırız. Havzada 20 dolarlık ek maliyetle kimsenin üretimi devam ettirme lüksü yok. Çünkü madencilik kimsenin bayıla bayıla yaptığı bir iş değildir. Madenlerin kapatılması Zonguldak için tabi ki ciddi sıkıntı yaratır. Patron tarafından da öyle sevimli bir durum yok, işçi ne kadar kötü durumdaysa patron da aynı durumu yaşıyor. En son rödovans ihalesi 2004 yılında yapıldı. O nedenle sözleşmemiz 2014 sonunda bitiyor, yeni sözleşmeler imzalanacak. Ancak bu şartlarda kimse yeni sözleşme imzalamaz. Maç başlayınca oyunun kuralları değişti, böyle olunca takımın yapacağı birşey kalmıyor. İşçilerin gözü kulağı ‘işe ne zaman başlarız’ diye burada.”
DÖRT GÖZLE HABER BEKLİYORUZ
RÖDOVANSLA ocak işleten Bahadr Madencilik’in işten çıkardığı bir işçi ise “En sağlam şirkette bile bu durum yaşanıyorsa durum çok kötü demektir. Bize hiçbir gerekçe göstermeden ‘yarın iş yok’ diyerek çıkardılar. Ancak Zonguldak’ta devlet rödovansı kaldırarak Soma gibi bir model getirirse hiçbir sıkıntı kalmaz. İthal kömürle buraları zehirliyorlar. Eğer ithale kota koyarlarsa yine çözüm olabilir. İşveren bize ‘bekleyin haber vereceğiz’ dedi. Ancak hala dört gözle güzel bir haberin gelmesini bekliyoruz. Şirketler tamamen kapatırsa göç başlayacak ister istemez. Ben yer üstündeki bir işte çalışırsam ne yapacağım, kaç senede emekli olacağım? Eğer 3-4 ay daha böyle giderse patronlar bakımcıların da parasını veremeyecek. Bu torba sadece TTK’dakilerin işine geldi. Buralarda önce hiç ev bulunmuyordu şimdi her yer boş” bilgisini verdi.