Toplumsal cinsiyet eşitliğinin olduğu bir dünya için “ya şimdi ya da asla”

Güncelleme Tarihi:

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin olduğu bir dünya için “ya şimdi ya da asla”
Oluşturulma Tarihi: Mart 08, 2016 01:22

Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve yoksulluğu ortadan kaldırmak aynı mücadelenin iki unsuru. Dünya Kadınlar Gününü kutlarken şunu unutmayalım; Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündeminin hedeflerine ulaşması için bütün insanlığın başarılı olması gerekiyor; yalnızca yarısının değil. 

Haberin Devamı

Toplumsal cinsiyet eşitliği, sadece bir ahlaki bir zorunluluk ve insan hakları meselesi olarak görülemez. Barışı ve güvenliği sağlamanın, ekonomileri canlandırmanın ve dünyanın her yerinde ailelerin ve toplulukların potansiyellerinin tümünü kullanabilmelerinin en etkin yolu da eşitlikten geçiyor. 

Bu konu Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SKH) detemelinde yer alıyor, fakat bu hedefi gerçekleştirmek için acaba ne yapmak gerekir? 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nda (UNDP) Başkanlığını yaptığım büronun çalışma alanı olan Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesi, aslına bakarsanız, hem bu güne kadar elde edilen kazanımlar hem deönümüzde duran temel zorluklarla ilgili değerli fikirler sunuyor.

Bölge, UNDP'nin Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ndediğer bölgelere nazaran daha iyi bir sıralamada yer alıyor. Bununtemel sebepleri düşük anne ölüm oranları ve göreceli olarak daha yüksek olan eğitim seviyesi. Fakat ilerici yasal reformlarve alınan diğer önlemlere rağmen, bölgedeki kadınlar tüm karar alma düzeylerinde ve siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamda çok az temsil ediliyor.

Haberin Devamı

Bölgede kadınlar, meclislerdeki koltukların sadece yüzde 20'sine sahip. Bu ise dünyanın herhangi bir yerinde kadınların politikaya anlamlı bir katkıda bulunmaları için gerekli olduğu kabul edilen kritik yüzde 30 temsil oranının oldukça altında. Ayrıca, “erkek işi” olarak görülen ekonomi, altyapı, dışişleri veya içişlerinin sorumluluğu, çok az sayıda kadın bakana veriliyor. 

Ekonomi ile ilgili verilere baktığımızda da erkeklerin yüzde 70’iistihdam edilirken çalışma yaşındaki kadınların yalnızca yaklaşık yüzde 46'sının istihdam edildiğini görüyoruz. Ayrıca kadınlar aynı iş için erkeklerden yüzde 19 daha az ücret alıyor. İlaveten, yönetim ve idari kademelerde çok az kadın bulunuyor – örneğin Türkiye'de bu oran sadece yüzde 12. 

Buna karşılık, kadınlar güvencesiz işlerde çalışıyor ve ücretsiz bakım işlerine daha çok zaman harcıyor. Örneğin Azerbaycan'da kadınlar, evde çalışmaya ve çocukların, hastaların ve yaşlıların bakımına beş kat daha fazla zaman harcıyor. Bosna-Hersek'te genç çocukları olan ailelerde kadın ve erkekler arasında istihdama katılma oranı farkı yüzde 44’e erişti.

Haberin Devamı

Bu eğilimler bizlere şunu gösteriyor: Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kökenleribirden fazla dışlayıcı katmana dayanıyor – günlük yaşamdaki ayrımcılık, kısıtlayıcı yasalar ve sosyal hareketlilik mekanizmalarının olmaması, bunlardan bir kaçı. 

Tüm dışlayıcılık biçimlerinin ortadan kaldırılması ve kadınların lider, girişimci ve vatandaş olarak isteklerini gerçekleştirebilmeleriiçin ortak bir çabaya gerek var. 

Öncelikle kadınlar ve erkekler yasa önünde eşit olarak kabul edilmeli. Bu alanda son zamanlarda yapılan reformlar ümit verici. Örneğin Arnavutluk, Belarus, Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti ve Gürcistan, ev içi şiddete karşı yasal önlemler alarak önemli adımlar atarken; bölgedeki on ülke, kredi veren kuruluşların herhangi birinin kredi talebini cinsiyetine bağlı olarak reddetmesini yasaklayan kanunlar çıkarttı.

Haberin Devamı

İkinci olarak artık daha çok sayıda kadın, siyasi lider oluyor. Bu dönemde cinsiyet kotaları, kadınların mecliste ve diğer kamu kurumlarında siyasi temsil oranlarını artırmak için etkin bir önlem olabilir. Yine de bu önlemlerin uygulamasının yakından takip edilmesi gerekiyor. Daha da önemlisi, kadınların siyasetekatılımının artırılması için tam teşekküllü bir anlayış değişikliğine gerek var. 

Üçüncü olarak, kadınların ekonomik potansiyelini açığa çıkartmak için çıtayı yükseltmeliyiz. Bu ise kadın iş gücünün katma değerli sektörlere daha fazla yönlendirilmesini gerektiriyor. Polonya'daki teknoloji şirketlerinden Kazakistan'daki moda evlerine kadar kadınlar bu bölgedeki iş yapma şeklini dönüştürüyor ve kadınlarınyaratıcı enerjilerinin büyümede bir katma değer olarak görülmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

Dördüncü olarak, sosyal hizmete yatırım yapmak hem kadınların iş gücüne katılımının artırılması hem de ekonominin güçlendirilmesi için etkin bir yaklaşım. Örneğin Türkiye'de, sosyal hizmetlereyapılan kamu harcamalarını OECD seviyelerine yükseltmek, 719bin kişi için bu alanda istihdam yaratabilir. Bu, aynı miktaryatırımın alt yapıya yapılması durumunda yaratılan iş sayısının 2,5katı.

Bu yılki Dünya Kadınlar Günü’nde, birlikte harekete geçiptoplumsal cinsiyet eşitliğini tam olarak sağladığımız bir yeryüzü hedefine ulaşma sözümüzün bir kez daha altını çiziyoruz. Eğer kadınlar şu anki küresel kalkınma gündeminde yer alır ve bundan eşit bir şekilde faydalanırsa dünyada yoksulluğun sona erdiğinipekâlâ bizler de görebiliriz.    

 

Haberin Devamı

*Yazar, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) Başkan Yardımcısı ve Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölge Direktörü’dür.

cihan.sultanoglu@undp.org

 

 

BAKMADAN GEÇME!