Bayraktar,
seçim çalışmalarını yürüttüğü Trabzon'un Of ilçesinde, ulusal basın temsilcileriyle bir araya geldi. Türkiye'nin 12 Haziran'da önemli bir seçime girdiğini belirten Bayraktar, 35-40 gündür memleketi Trabzon'da yoğun bir seçim çalışması yaptığını söyledi.
Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olabilmek için gerekli ortamı ve iklimi yakaladığını belirten Bayraktar, “Türkiye, 8.5 yıllık süre içerisinde her konu ve dalda yaptığı iyileştirmeler ve hazırladığı bu güzel ortamın bundan sonra meyvelerini toplayacak duruma gelmiştir. Türkiye, gerçekten dünyanın gıptayla izlediği ülke konumuna gelmiştir. Bugün bizler Avrupa'ya gittiğimiz zaman başı dik, alnı açık bir şekilde dolaşabilmekteyiz” dedi.
Halkın teveccühünden, yapılan anketlerden ve herkesin yapmış olduğu gözlemlerden çıkan sonuca göre AK Parti'nin açık arayla iktidara geleceğini söyleyen Bayraktar, “Ama biz şunu istiyoruz: Güçlü bir iktidar olsun, içeride de özgüvenle hizmetlerini yapabilsin, dışarıda da dünyaya çok iyi bir mesaj versin. Türkiye'nin demokrasisinin daha fazla gelişmesine katkı sağlasın ve komşu ülkelerin de Türkiye'yi daha fazla örnek almasına, mazlum milletlerin de Türkiye'yi örnek almasına çok daha vesile olsun” diye konuştu.
Bayraktar, bir gazetecinin, Kanal İstanbul Projesiyle ilgili ihaleyi almak için tekliflerin başladığını anımsatarak “TOKİ, bu işin altından kalkabilir mi?” şeklindeki sorusuna “Buna hükümet karar verecek. Ben TOKİ eski başkanıyım ama TOKİ bunun gibi 10 projeyi aynı anda yürütecek kapasitededir. TOKİ, 60 milyon metrekare inşaat yaptı. 500 bin konut, bir Bursa vilayeti demek. 81 ilde, 800 ilçede, 2 bin şantiyede yaptı. Bütün sosyal donatılarını da altyapısını da beraber yaptı. Hastane, sağlık ocağı, ilköğretim okulu ve birçok kamu binasını da yaptı” yanıtını verdi.
AKYAZI SALT BİR STADYUM PROJESİ DEĞİL Trabzon'un Akyazı beldesinde dolgu çalışmalarına başlanan Akyazı Projesine de değinen Bayraktar, şöyle devam etti:
“Trabzon, Trabzonspor ile özdeşleşmiş bir şehir. Trabzon deyince akla Trabzonspor geliyor. Bir Anadolu takımı olarak amatör ruhla 6 kez şampiyonluk yakalamış bir spor kulübü. Şu andaki stadyum, apartmanların arasında kalmış, 18 bin kişilik bir stadyum. Şampiyonluklar yaşamış, her yıl şampiyonluğa aday olan bir takıma yakışmıyor. Trabzon'da da yeni ve modern bir stat yapılması gerekiyordu. Bunun için son 2-2.5 yıldır çalışmalar var, telaffuzlar var. Trabzon'un kuzeyi deniz, güneyi dağ. Böyle büyük arazi bulmak zor. Akyazı'daki sahilin doldurulması gündeme geldi ve bu, hükümet kanadında tartışıldı. Gerekli sondaj, zemin etüdü çalışmaları yapıldı. Liman işletmeleri de burada gerekli çalışmaları yaptı ve burası için TBMM'de bir yasa çıktı, doldurulması için. Bu doğrultuda biz de GSGM, TOKİ, Milli Emlak Genel Müdürlüğü ve Trabzon Belediyesi olarak dörtlü protokol yaptık.”
Dolgu ihalesinden sonra 810 bin metrekare alanda dolgu çalışmasının başlatıldığını anlatan Bayraktar, “Bu proje salt bir stadyum değil, stadyum, diğer spor tesisleri, Trabzonspor Kulübü'nün idari tesisleri, çok modern bir Doğu Karadeniz fuar alanı, oteller, rekreasyon alanı, önünde mini bir plaj, mini bir yat limanı şeklinde oluşturulan bir proje. Aynı zamanda Trabzon'un büyükşehir olmasından sonra fiziksel olarak da büyükşehir konumunu kazanması, Akçaabat ile büyük ölçüde birleşen, bütünleşen Trabzon'un fiziksel olarak da tamamen Akçaabat ile bütünleşmesi için çok önemli bir adım. Trabzon'u cazibe merkezi, marka kent yapmada, Trabzon'un limanını da ithalat ihracat limanı yapmada, lojistik bir liman yapma konusunda da bir adım olacaktır. Burada şu anda inşaat dolgu çalışmaları devam ediyor” dedi.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI
Bayraktar, Trabzon Mimarlar Odası'nın açtığı dava sonucunda projenin imar planına yürütmeyi durdurma kararı çıktığını anımsatarak, “Bu mahkeme kararı doğrultusunda biz de gereğini yapacağız. Bunun 1 ay süresi var. Gerekli incelemeler, gerekli sondajlar, gerekli bilirkişi etütleri verilmek üzere çıktı karar. Yani geçici bir durdurma kararı. Bu karar doğrultusunda biz eğer gerekli mahkeme düzeltmesini mahkemeden karar alamazsak tabii ki durdurmak zorundayız ama öyle gözüküyor ki inşallah mahkemeye de gerekli dokümanları, bilirkişi raporlarını, sondaj raporlarını vermek suretiyle gereğini yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Bayraktar, şöyle devam etti:
“Burası için TBMM'de çıkarılmış bir yasa var, bu yasa yürürlüktedir. Yasa, burasını dolgu alanı olarak kanunlaştırmıştır. Anayasa Mahkemesine gidilmemiştir, Anayasa Mahkemesinden bir iptal kararı söz konusu değildir. Onun için bu, geriye dönüşü olmayan bir yoldur. Ne yapıyor şimdi bizim Trabzon Mimarlar Odası; burayı geciktirecek... Tabii geciktirebilir, geciktirdiği zaman buranın maliyeti artacak, Trabzonsporumuz 1 sene, 2 sene sonra böyle bir modern tesise kavuşacak, yapılacak olan odur. Yani maalesef böyle bir zihniyet var. Hep bu, aynı zihniyettir. İstanbul birinci boğaz köprüsüne karşı çıkan, ikinciye, üçüncüye karşı çıkan, Trabzon sahil yoluna karşı çıkan, Trabzon birinci tanjant yoluna karşı çıkan zihniyet, buraya da karşı çıkıyor. Bunlar hep olacaktır. Biz buna karşı hazırlıklıyız. Trabzonspor için, spor için, Trabzon için doğru olan neyse onu yapmaya çalışıyoruz.”
Trabzon kamuoyunun yüzde 95'inin Akyazı Projesi'ni desteklediğini vurgulayan Bayraktar, “Hangi partiden, hangi kesimden olursa olsun herkes destekliyor. Fakat tabii bazı siyasi yelpazedeki arkadaşlar, kendi siyasi partilerinin de zarar gördüğünün farkında değiller. Zannediyorlar ki biz bunu engellersek, AK Parti'nin oyları düşer, bunu yapıyorlar. Bu çok basit bir yoldur, çok basit bir düşüncedir. Bunlar bizim önümüzü tıkayamaz, bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Bunlar Akyazı Projesi'ni engelleyemez” dedi.
“YAPILAN ÇALIŞMALAR UFAK BİR KAMYONETİ DOLDURUR”
Erdoğan Bayraktar, bir gazetecinin, “Akyazı'daki yürütmeyi durdurma başvurusunu ideolojik buluyor musunuz?” sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:
“Akyazı Projesi'ni mahkemeye vermek ideolojinin dışında başka bir şey olamaz. Bana göre tamamen ideolojiktir. Bu tip çalışmalar suya benzer. Su gelir, ne kadar bent yaparsanız yapın onu doldurur ve üzerinden akar. Akan bir suyu engellemek çok zordur. Bu proje tamamlanacak. Orayla ilgili yapılan çalışmaları 'lazım olur' diye getirdim, inanın ufak bir kamyoneti doldurur. Sondaj, etüt, fizibilite çalışmaları, zemin etüdü çalışmaları. Yasa yapılırken, imar planı yapılırken çok ciddi çalışmalar var. Şimdi durdurulan imar planıdır. Dolgusuyla ilgili yasa geçerlidir.”
“TRABZON'U BARCELONA'YA DA BENZETİYORUZ”
Trabzon'u Barcelona'ya da benzettiklerini söyleyen Bayraktar, “Diyorlar ki 'Trabzonlular Barcelona'yı bilmezler'. Nasıl bilmezler? Barcelona'nın takımının renkleri bir defa bordo-mavi. Barcelona bir kıyı kenti, iklimi sıcak ama 30 milyona yakın turist alıyor yılda. Bizim Türkiye'nin aldığı turist sayısı kadar. Biz de Trabzon'u o mesafeye çıkarabiliriz” dedi.
Bir gazetecinin “İstanbul Kanal Projesinden sonra her şeyde bir çılgın proje beklentisi mi doğdu” sorusuna Bayraktar, “Salaş yapılardan, kaçak yapılardan, depreme dayanıksız, ruhsatsız yapılardan şehirlerimizi, kasabalarımızı, köylerimizi arındırmak için bundan sonra çok ciddi bir çalışma olacak. Çünkü gelişen ve çağdaşlaşan Türkiye, şehirlerini teknik altyapıya kavuşturamazsa, şehirlerinin mimari siluetini, yapı stokunu modern dünya ile örtüştüremezse gerçekten modern bir ülke olamaz. Bunun bilincindeyiz AK Parti olarak. Bunun için mutlaka, başta İstanbul olmak üzere Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Diyarbakır, Batman, Van, Trabzon, Uşak, Samsun gibi birçok şehirlerimize çok ciddi kentsel dönüşümler yapıyoruz. Bunlar, şehirlerimizi markalaştıracak, güzelleştirecek. Dünyanın en zor işidir bu” diye konuştu.
“BEN DE EV SAHİBİ OLABİLİRİM ÜMİDİ”
Türkiye'nin sosyal bir hukuk devleti olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türkiye, çok daha fazla bir sosyal hukuk devleti olmak zorundadır. Bizim şu andaki ana gayemiz, barınmaya, eve ihtiyacı olan, yuva kurmaya ihtiyacı olup da ev alacak kadar parası olmayan insanları ev sahibi yapmaktır. Ana hedefimiz budur, bu olmalıdır. Bunun için 3 kuruş daha aza nasıl mal ederiz, onun hesabını yapmak durumundayız. Bugün Türkiye'de modern mimarinin, klasik mimarinin getirdiği bir yapı stili var. Kim yaptı bunu, Türkiye mimarları, Türkiye'deki şehir plancıları yaptı. Son 8.5 yıldan önce yapılan binalara baktığımız zaman bizim bugün yaptığımız binalardan çok farklı değil.
Özel sektörün gitmediği ihtiyaç bölgelerine gittik. Fiyatları aşağıya çektik ve ev almayı hayal bile edemeyen insanları kira öder gibi, adeta aidat öder gibi taksitlerle ev sahibi yaptık. Yani, insanlar artık ben de ev sahibi olabilirim ümidi taşımaya başladılar. Kiralar düştü, kalite arttı ve kayıt dışılık engellendi. Bazı ilçelere bakın en düzgün binalar TOKİ'nin yaptıklarıdır.”