ANKA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2008 12:58
TOBB Deniz Ticaret Odaları Konseyi, tersanelerde birbiri ardına yaşanan ölümlü iş kazalarını, hızla büyüyen sektörün kalifiye eleman ihtiyacının karşılanamamasına bağladı.
TOBB Deniz Ticaret Odaları Konsey toplantısından çıkan ortak bildiride, Türk tersanelerinin küçük tonajlı tanker yapımında dünyada birinci, megayat inşasında ise üçüncü sıraya yükseldiği bildirilerek, artan iş hacminin yol açtığı kalifiye eleman ihtiyacının karşılanamamasının iş kazalarında önemli rolü bulunduğu vurgulandı.
TOBB Deniz Ticaret Odaları Konsey Toplantısı; TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri ve Konsey Üyelerinin katılımıyla dün TOBB Merkez Binasında gerçekleştirildi. Konsey toplantısında denizcilik sektörünün sorunları detaylı biçimde görüşülerek ortak bir bildiri kaleme alındı. Ortak bildiride, gemi inşa ve yat inşa sektörünün, son beş yılda dünyada artan gemi inşa ihtiyaçlarına paralel olarak 35 tersaneden 84 tersaneye çıktığı ve üç yıl içinde de 130’a çıkacağı vurgulandı. Gemi inşa yapım kapasitesinin de 2002 yılındaki 550.000 dwt düzeyinden, 2007 yılında 1.98 milyon dwt’ye çıktığı, mevcut yatırımlar tamamlandığında kurulu kapasitenin 3.74 milyon dwt daha artmasının beklendiği kaydedildi. Buna göre 2007 yılında 3.05 milyon dwt’lik 239 gemi ve yat siparişi gemi inşa sektörünü dördüncü sıraya yükseltüi.
HIZLI BÜYÜME VE KALİFİYE ELEMAN İHTİYACI KAZALARI ARTIRDITürk tersanelerinin küçük tonajlı tanker inşasında dünyada birinci, megayat inşasında ise İtalya ve ABD’den sonra üçüncü sırada yer aldığı belirtilen bildiride, “Bu süreçte tersane sayısının artmasının yanı sıra tersanelerde iş kapasiteleri de iki katına çıkmıştır. Bu hızlı büyüme tersanelerde kalifiye eleman sıkıntısı yaşanmasına neden olmuştur ve başta iş güvenliği olmak üzere bazı sorunlar ortaya çıkarmıştır” denildi.
Gemi inşa sektörünün hızlı gelişmesini sürdürmesi ve halen tersanelerde 50 bin yan sanayiinde 100 bin olan istihdam hacmini iki katına çıkarmasının beklendiği kaydedildi.
Gemi inşa sektörünün de Türkiye ekonomisine
döviz girişi ağırlıklı olarak önemli katkılar sağladığı, gemi sanayii tersanelerin ihtiyaçlarını karşılayan bir alt sektör olarak gemi inşa sektörüne paralel gelişme gösterdiği anlatıldı.
Bildiride, hızlı büyümenin getirdiği sonuçlar şöyle anlatıldı:
“Sektör hızlı büyüme sonucu bazı sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunlar elbirliğiyle giderilerek sektör ekonominin lokomotif sektörlerinden biri olma vasfını sürdürmelidir. Bu noktada, tersanelerde yaşanan ve bir daha yaşanmamasını dilediğimiz üzücü olayları ortak akıl ile çözebileceğimize inanıyoruz. Ortak aklın oluşumunda, başta Hükümet olmak üzere işçi ve işveren kuruluşlarına da önemli roller düşmektedir. Ancak yıkıcı değil, yapıcı önerilerle ortak aklı oluşturabiliriz. Gemi inşa ve yat inşa sanayimizin uluslar arası alanda rekabet edebilmesi alt işveren ilişkisine bağlıdır. Alt işveren sisteminin kaldırılmasıyla sektörün rekabet edebilirliği ortadan kaldırılmış olacaktır. Alt işveren sisteminin kaldırılması yerine sistemin iş kanununa uygun olarak uygulanması ve denetlenmesinin sağlanması gerekmektedir.”
Bildiride, Türkiye kıyılarının yanlış ve gelişigüzel kullanımını önlemek amacıyla bir “Türkiye Kıyıları Master Planı” yapılması gereğine de işaret edildi.
Türkiye’nin ve Dünya’nın gemi adamı gereksinimi göz önünde tutularak, en azından 10 yıllık bir strateji plan yapılması gerektiği anlatılan bildiride, sektöre yönelik diğer öneri ve talepler de şöyle sıralandı:
“- Kabotaj hattında yolcu ve yük taşımacılığına uygun gemi tipleri, elverişli hatlar belirlenerek ve gerekli destek verilerek yatırımlar gerçekleştirilmelidir. İthal ve ihraç yüklerin taşınmasında Türk Bayraklı gemilerin 2007 yılı itibariyle yüzde 20 civarında olan payı artırılmalı, Türk Deniz Ticaret Filosu desteklenmeli ve büyütülmeli, yabancı bayrağa geçiş önlenmeli ve bu suretle Türk Deniz Ticaret Filosu’nun denizyolu dış taşımacılığı artırılmalıdır.
-Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin niteliği gereği birbirinden ayrılması ve römorkaj hizmetinin kamu düzeninden çok ticaret yönünün ağır basması nedeniyle mutlak rekabete açılması gerekmektedir.
-Sadece denizyolu taşımacılığından alınan serbest sağlık resmi ücretleri tamamen kaldırılmalı, ücretler bir sağlık hizmeti talep edildiğinde alınmalıdır. Fener ücretleri Akdeniz çanağındaki ülkelerle rekabet edebilmek için bu ülkelerin fener ücretleri seviyesine çekilerek indirim yapılması sağlanmalıdır.
-İstanbul ve İzmir’e aynı anda en az 10 geminin yanaşacağı kruvaziyer limanı yapılmalı veya yapılmasına izin verilmeli, ihtiyaca cevap verecek yeni kruvaziyer limanlarının da faaliyete geçirilmesi için planlama yapılmalı ve mevcut kruvaziyer limanlar da iyileştirilmelidir.
-Atıl kapasitedeki balıkçı barınaklarından turizme elverişli olanların tespiti yapılmalı, seçilen balıkçı barınaklarında yapılacak onarım ve çevresel düzenlemeler neticesinde yat limanları Türk Turizm Sektörü’ne kazandırılmalıdır.
-Özel teknelerde Motorlu Taşıtlar Vergisi oranlarını düşürerek makul seviyelere çeken düzenleme Mecliste bir an önce yasalaşmalıdır.
- Türkiye dünya su ürünleri üretimi içersinde sadece yüzde 0.04’lik paya sahiptir.
Balık çiftlikleri konusunda kalıcı tedbirler uygulamaya sokulmalıdır.
-Birçok belediyenin arıtma tesislerinin olmaması denizlerimizin kirlenmesine sebep olmaktadır. Belediyeler, Turizm Bakanlığı, Çevre Bakanlığı el ele vererek bu sorunu halletmelidir.”