Güncelleme Tarihi:
Odalar Birliği Yönetim Kurulu, AB üyesi ülkelerin büyükelçileri ve diğer diplomatik temsilcileri ile Hilton Oteli'ndeki kahvaltılı toplantıda biraraya geldi.
 Â
TOBB BaÅŸkanı Rifat HisarcıklıoÄŸu, toplantıda yaptığı konuÅŸmada, Türkiye'nin Helsinki Zirvesi'nde AB adaylığının teyit edilmesinin ardından, çok ciddi ekonomik ve siyasi reformlar gerçekleÅŸtirdiÄŸini belirtti. Bunun bir bir süreç olduÄŸuna dikkati çeken HisarcıklıoÄŸlu, bu süreçte Türkiye'nin Avrupa BirliÄŸi'nden güçlü bir siyasi iradeye dayanan çok yönlü bir desteÄŸe ihtiyaç duyduÄŸunu bildirdi.Â
Atılan adımların, Türkiye'yi müzakerelerin başlamasına giderek daha fazla yaklaştırdığını ifade eden TOBB Başkanı, konuşmasında Anayasa dahil çeşitli kanunlarda yapılan değişiklikleri sıraladı. Bu şekilde ulusal programda yer alan önceliklerin tamamlandığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''Bu adımların esasen, Türk demokrasi sürecinde bir devrim niteliğinde olduğu, Türkiye'yi takip eden tüm çevrelerin ortak görüşüdür'' dedi.
   Â
''OLUMSUZ TUTUM İÇİNDE OLMAYIN''
Â
Türkiye'nin bu reformları ekonomik krizin yaşandığı ve erken seçim kararının alındığı bir ortamda, kamuouyunun desteği ile yaptığını anlatan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
 Â
''Uyum yasalarını takiben, uygulamaya dönük esasların yer alacağı yönetmeliklerin hazırlanmasına baÅŸlanmıştır. Ancak uygulama beklentisi, Aralık ayında Kopenhang'da gerçekleÅŸtirilecek zirvede müzakere takviminin verilmesi önünde engel olarak tutulmamalıdır.Â
Uygulamaya dönük adımların atılmasında, AB'nin desteği çok önemlidir. AB Üyesi devlet ve hükümet başkanlarının, bu süreci olumsuz yönde etkileyecek bir tutum içinde olmayacaklarına inanıyoruz. Diğer aday ülkelerde, uygulamaya ilişkin olarak siyasi irade beyanı esas alınmıştır. Türkiye bu çok önemli konuda, AB'den aynı yapıcı yaklaşımı beklemektedir.''
''BÄ°ZE CESARET VERÄ°N''
Â
Aksi yönde bir kararın, kamuoyunda AB'nin siyasi tutarlılığı konusunda ciddi soru iÅŸaretleri oluÅŸturacağını da vurgulayan TOBB BaÅŸkanı, Türkiye'nin AB üyeliÄŸinin, herhangi bir siyasi partinin projesi olmadığını da ifade etti.Â
''Bu bir toplum projesidir'' diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin geleceğinin değerlendirilmesinde, seçim sonrasında oluşacak siyasi yapıyı beklemenin veya buna ilişkin kuşkuların yersiz olduğunu söyledi.
Sivil toplum kuruluşlarının AB üyesi başkentlerden, Türkiye'nin yaptığı reformları desteklemesini ve cesaretlendirilmesini beklediklerini kaydeden Hisarcıkloğlu, ''Üye devletlerin orta ve doğu avrupa ülkelerine gösterdikleri pozitiv, cesaret verici ve teşvik edici yaklaşımı, Türkiye'ye göstereceklerine inanıyoruz'' açıklamasında bulundu.
Odalar Birliği Başkanı konuşmasının son bölümünde, AB komisyonu tarafından yapılan değerlendirmede, 13 aday ülkeyi içerecek bir genişilemeyle iç pazarın yüzde 31 büyüyeceğinin ortaya konulduğunu belirtti. Yüzde 31'lik büyümenin yaklaşık üçte birinin, Türkiye tarafından sağlanacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi, Ortaasyada yepyeni bir coğrafyaya taşıyacağını sözlerine ekledi.
KÄ°MLER KATILDI
Â
Odalar BirliÄŸi'nin kahvaltılı toplantısına, HisarcıklıoÄŸlu'nun yanı sıra Ä°ktisadi Kalkınma Vakfı (Ä°KV) BaÅŸkanı Meral Gezgin EriÅŸ, Türkiye Ziraat Odaları BirliÄŸi BaÅŸkanı (TZOB) Mehmet Rıfat Akyüz, Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler Kurulu (DÄ°EK) BaÅŸkanı Rona Yırcalı, Hak-Ä°ÅŸ BaÅŸkanı Salim Uslu, Türk Müteahhitler BirliÄŸi BaÅŸkanı Nihat Özdemir, Türkiye Ä°ÅŸverenler Sendikası Konfederasyonu (TÄ°SK) Genel Sekreteri Bülent Pirler, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) BaÅŸkanvekili Bendevi Palandöken ile Türkiye Genç Ä°ÅŸadamları BaÅŸkanı Erhan Özmen ve TÃœSÄ°AD Ankara Temsilcisi Zafer Yaman da katıldı.Â
Â
AB Komisyonu Türkiye temsilci M. Hansjoerg Kretschmer'in de  hazır bulunduÄŸu toplantıya, Danimarka, Yunanistan, Ä°spanya, Portekiz, Ä°sveç, Ä°rlanda ve Ä°ngiltere büyükelçileri ile Avusturya, Belçika, Fransa, Almanya, Ä°talya ve Hollanda Büyükelçilik müsteÅŸarları iÅŸtirak etti.Â
HİSARCIKLIOĞLU: AB AÇISINDAN 3 KASIM SEÇİMLERİNİN OLUŞTURACAĞI TABLO KONUSUNDA ENDİŞEMİZ YOK
Kopenhang zirvesi öncesi parlamentonun hayati öneme haiz yasal değişiklikleri gerçekleştirdiğini kaydeden TOBB Başkanı, ''Türkiye, üzerine düşeni yaptı'' dedi. Hisarcıklıoğlu, bundan sonra siyasi partiler dahil hep birlikte Kopenhag'da Türkiye'nin tarih almasına dönük çalışmalar içinde bulunulması gereğine işaret etti.
Büyükelçilerin, uyum yasalarının uygulanması konusunda bir kaygıları olup olmadığı yolundaki soru üzerine sözalan İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Meral Gezgin Eriş ise bu konudaki kaygıları paylaşmadıklarını söyledi.
Yasal düzenlemeler ve anayasa değişikliklerinin çıkmasının arkasında, Türkiye'de çok geniş bir siyasi mutabakat ve büyük bir toplumsal destek bulunduğuna dikkati çeken Eriş, ''Bu siyasi mutabakatta da, toplumsal destekte de değişiklik yoktur. Uygulamanın sağlanmasının da sigortası, güvencesi, bu siyasi kararlılık ve toplumsal destektir. Bunu AB'deki dostlarımıza da anlatacağız'' diye konuştu.
       Â
TÃœRKÄ°YE LEHÄ°NE KARAR BEKLENTÄ°SÄ°
Â
Büyükelçilerin üyelik konusundaki beklentilerinin sorulması üzerine de Hisarcıklıoğlu, ''Bu tabiki bir siyasi karar. Sayın Büyükelçiler bizlerle yapmış oldukları görüşmeleri, hükümetlerine ileteceklerini söylediler. Kopenhag'daki siyasi kararın Türkiye'nin lehine olacağı inancındayım'' dedi.
TOBB Başkanı, Türkiye'de seçim sonrasına dönük beklentilerle ilgili bir soruyu yanıtlarken de, burada bazı kaygılar bulunduğunu ifade etti.
Kendilerinin 3 Kasım sonrasında ne şekilde bir siyasi tablo oluşursa oluşsun Türkiye'nin 200 yıldır Avrupa topluluğu içinde yeralan bir perspektif gösterdiğini dile getirdiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye, bu konudaki kararlılığını 200 yıl önce göstermiştir. Cumhuriyetin kuruluşu sırasında göstermiştir. Onun için bu konuda bizlerin bir kaygısı, endişesi yoktur'' açıklamasında bulundu.
İKV Başkanı da, uyum sürecinin Türk toplumunun ihtiyaç duyduğu değişim ve dönüşümü sağlamaya dönük olduğunun unutulmamasını istedi.
Eriş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Toplumsal olarak bu desteği AB'nin arkasına niçin koyuyoruz? Çünkü AB'nin Türkiye için doğru bir yapılanma olduğuna inanıyoruz. Bu bakımdan seçimlerin bu anlayışta bir değişikliğe sebebiyet vereceğini düşünmek son derece yanlıştır.
Türkiye 40 yıldır bu hedefin peÅŸindedir. Bu süre içinde, birçok seçim yaÅŸanmıştır. Seçimlerin hiçbiri, Türkiye'nin bu temel hedefinde bir deÄŸiÅŸiklik getirmemiÅŸtir. 3 Kasım seçimlerinin de böyle bir deÄŸiÅŸiklik getirmesini beklemek yanlıştır.''Â