Güncelleme Tarihi:
TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice Güner Kal, hem Kayserili, hem girişimci hem de gazeteci kökenli bir isim. Kal, serüvenini şu sözcüklerle aktardı:
İYİ Kİ YAPMIŞIM
Kayserili sanayici bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Kayserililerin DNA’sından gelen bir girişimcilik var. Üstüne de eğitim alınca girişimci oluyorsunuz. O dönemki adıyla Marmara Üniversitesi gazetecilik ve halkla ilişkiler bölümünü okudum. Reklamcılık üzerine master yaptım, doktorayı ise yarım bıraktım. Evlendim ve televizyonda küçük bir süre muhabir ve editör olarak çalıştım. Kızım doğunca, İstanbul’un bir mahrumiyet bölgesinde bir süre sınıf öğretmenliği yaptım. Şimdi dönüp baktığımda ‘İyi ki yapmışım’ diyorum. Pırıl pırıl çocuklarla tanıştım.
KÖPRÜ OLDUM
GSM’de ilkleri yapan aile şirketinde uzun yıllar görev aldım. Bu arada da kızım liseye gidiyordu. 2014 yılında okulla konuşup teknoloji ve girişimcilik kulüpleri kurdum. 14-18 yaş arasındaki gençlerimizi Silikon Vadisi’ne eğitime götürdüm. Bu eğitmleri birkaç yıl sürdürdüm. Çocuklar Facebook’un CEO’su da dahil olmak üzere birçok ünlü isimle tanıştılar, birçok kurumu ziyaret ettiler. Çocuklarımızın içinde girişimcilik ödülleri alanlar oldu, yatırımcılara sunumlar yaptılar. Bence okullarda girişimcilik bir eğitim süreci olarak çocuklara öğretilmeli. Çocuklar “Üniversiteyi bitirmeden, girişimcilik hikayemize başlayabilir. Bunun için üniversiteyi bitirmeye beklemeye gerek yok” mesajıyla geri döndüler.
37 MİLYAR EURO’LUK BİR AĞ
Aile şirketimizi devraldım ve dijitale çevirdim halen de devam ediyorum. Yazılım çalışmaları devam eden çok farklı bir e-ticaret formatıyla ilerlemeye çalışıyorum. Uluslararası Girişimci Kadınlar Zirvesi’nden (IWEC) 2015 yılında ödül aldım. Türkiye’ye bu ağın getirilmesini sağlayan şimdiki Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, 2012 yılında da bu ödülü almıştı. IWEC, başarılı kadın girişimcilerin bulunduğu bir ağ ve 37 milyar Euroluk bir ciro temsil ediliyor. Dünyanın en önemli kadın girişimcileri burada biraradalar, aynı zamanda farklı pazarlara girmemiz için fırsat oluyor.
HILLARY CLINTON ANLATTI
Kal, kuruldaki çalışmalarını da şöyle aktardı: Her yeri bir okul olarak görüyorum. Öğrendiklerimi kadınlara aktarmayı görev sayıyorum. 2007 yılından bu yana kuruldayım, 2010 yılından bu yana da kurul başkanıyım. Coca-Cola’yla “Fikrim artık işim” projesini yaptık. Hillary Clinton bu projeyi bir başarı hikayesi olarak anlattı. Yine odamız liderliğinde kalkınma ajansından hibe alarak 18-24 yaş arasındaki kadınlar için “teknoloji melekleri” projesini başlattık. Birçok dalda eğitim gören kadınlar sertifika aldılar ve teknoloji danışmanı olarak görev aldılar. 50’ye yakın kadın bu sayede istihdam edildi. Kadınlar, kendilerini eleştiren erkeklere, teknolojik danışmanlık hizmeti verdi.
DÜNYAYA ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Yine odamız önderliğinde mobil çözümlerin adresi projesini yaptık. Kadınların mobil uygulama geliştirmesini sağladık. Bu projeyi sayın Ruhsar Pekcan’la “Geleceği Yazan Kadınlar” projesi olarak TOBB’a devrettik. Halen de Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın eşi Sayın Emine Erdoğan himayesinde bu proje devam ediyor. Bu projemiz bir çok ödül aldı. Barcelona’da GSMA’da ödül aldı, New York’da BM’de dünyaya örnek gösterildi. Ayrıca Turkcell tarafından 6 ülkede uygulanmaya başlandı.
NEDEN OLMASIN?
Şimdi ise ‘Neden dünyanın en değerli 500 markası içinde Türkiye’den markalar yok?’ dedik ve yola çıktık. Odamız İstanbul Ticaret Odası (İTO) Liderliğinde Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) işbirliğinde “Yükselen Markalar”ı yapıyoruz. Yüzde 25 şirket ortağı olan her kadın başvurabildi. 650 başvuru aldık, 415 kadın sürece başladı. Pandemi sayesinde herkesi aynı anda dijitalden eğitime alma şansımız oldu ve 5 haftalık süreçte, eğitmenler, duayenler kadınlarımıza birikimlerini aktardı. Eğitimler hiç 300 kişinin altına inmedi. Atölye çalışmaları da olacak. Giyim -aksesuar, ev tekstili ve dekoratif ürünler, evcil hayvan ürünleri, kozmetik-bakım ürünleri, kültürel öğeleri yansıtan ürünler, gıda ürünleri alanlarına yoğunlaşacağız. Projede başarılı olacak girişimciler için yurtdışında kurs, fuar katılımı, İstanbul havalimanlarında duty free alanlarında belirli süreyle yer alma ve yurtiçi/yurtdışında staj imkanları olacak. Projeye katılan tüm kadınlarımız ayrı bir teşekkürü hak ediyor.
Son söz olarak teşekkürlerimi ileteyim. Bizim koordinatör odamız İTO. Tüm başkanlarımıza ve özellikle Yükselen Markalar Projesi’ndeki desteği için İstanbul Ticaret Odası (İTO) başkanımız Şekib Avdagiç’e, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş’a, odamızın tüm çalışanlarına, Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan’a hem bizimle yaptığı çalışmalar, hem de verdiği destek için ve tabii ki TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’na çok teşekkür ediyoruz.
TOBB İSTANBUL KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU ÜYELERİ ANLATTI
NASIL GİRİŞİMCİ OLDULAR?
Yasemin Yardımcı: 3 kuşaktır denizciyiz. Sanayi ve ticaret alanında aile şirketi olarak faaliyet gösteriyoruz. Biz Karadenizli bir aileyiz. Kendimi bildim bileli, hem evimizde hem de işyerimizde denizle haşır neşiriz. Denizcilik çok erkek egemen bir sektör. Ama eğitimimi de bu yönde aldım. Zorluklarına karşın başka hiçbir sektör düşünmedim. Ofisim tersanede, her gün iş için tersaneye gidip gelen bir insanım. İşin her bölümüyle ilgileniyorum.
Meral Yalçınkaya: 35 yıllık eczacıyım. İstanbul’da bir eczanem var. Ayrıca sağlık sektöründe bir aile şirketi de kurduk . Yanık ve ilkyardım malzemeleri, yoğun bakım makineleri getiriyoruz. Bu alanda boşluk olduğu için yöneldik. Şirkette de 20 yılı doldurduk. Eczacılık da aynen devam ediyor. Kadınların çalışması ve üretmesi taraftarıyım.
Tuba Ulu: 10 yıl kendi aile şirketimizde çalıştım. İplik üretiyorduk, şirketin ihracat bölümünde yer aldım. Ev tekstili daha çok hoşuma gidince, butik bir marka kurdum. İki yıl oldu, kendi markama yoğunlaştım. Yerli üretim kumaşlarla üretim yapıyorum, yurtdışından da talepler alıyoruz. Ama henüz ihracata başlamadım.
Selcen Mülazımoğlu: ODTÜ mezunuyum. Turkcell’de dijital servisler müdürü olarak çalışıyorum. Yazılım işleri ve sahibinden.com’la çalışma hayatım başladı. Kadın girişimcilere bu alandaki deneyimlerimi aktarıyorum. Hem yazılım hem de ortak fikirlerde çalışmalara katkı sağlıyorum.
Ayşegül Çapan: Ekonomi eğitimi aldım, 47 yıldır alüminyum yassı mamul üretimi yapan firmamızın yönetim kurulu başkanıyım. Aile şirketimiz ve ben ikinci nesilim. Erkek kardeşimle birlikte yürütüyoruz ve 21 yıldır çalışıyoruz. Babam çok vizyoner olduğu için işleri sağlığında bize devretti. Dünyada son 10-15 yıldır büyük bir kabuk dönüştürme süreci var. Dönüşmek de, ayakta kalmak da çok önemli. Kadın olmanın katkısı, detaycılık. Bu çok büyük katkı sağlıyor. İnsan kaynakları konusunda da kadınların avantajı büyük.
Ülkü Sedef: Bir bankada ve yazılım firmasında çalıştım. Bir ihracat firmasında 22 yıl yöneticilik yaptım. 4-5 yıldır da danışmanlık hizmeti veriyorum. Danışmanlık yaptığım iş insanının iştiraklerinde de yönetim kurulu üyesi olarak faaliyet gösteriyorum. Ankara’da eşimle birlikte kendi işletmelerimiz de var. Peçete, her türlü ambalaj, kimyasal ürün üretimi de yapıyoruz. Ayrıca “depodaniste.com”la online ticarete de başladık.
Şebnem Babila: Bankacı olarak çalışmaya başladım. Türk Hava Yolları İkram ve Doco İstanbul’da çalıştım. 2019 yılında ise kurumsal hayattan ayrıldım ve kendi şirketimi kurdum. Türkiye’den Londra’ya ürün satıyorum. Şu anda bakır ve sofra malzemeleri satıyorum. İkinci aşamada ise tekstil ürünlerini de kapsama almak istiyorum.
Müge Öz: Sağlık sektöründe yer alan aile şirketimizde uzun süre babamla çalıştık. Girişimcilik ruhu var ya, bir yerden sonra kendi işinizi yapmak istiyorsunuz. 2002 yılında erkek kardeşim ve bir arkadaşımla birlikte teknolojik yazılım ve bilişim sektörüne girdik. Hem yurtiçi hem de yurtdışına yazılım üretiyoruz. Pazarlamada 20 arkadaşımız, yazılımda da 10 arkadaşımız var. Enerji sektörü için de çalışmalarım var.
Nurcan Turan: İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısıyım. Kurul içerisinde odamızı temsilen Yönetim Kurulu Üyemiz Sayın Levent Taş’la birlikte doğal üye sıfatıyla yer alıyoruz. İstanbul Ticaret Odası olarak, kurulumuza gerekli her türlü desteği de veriyoruz. Çeşitli seminerler, webinarlar, paneller ve eğitimler düzenliyor, projeler yapıyoruz. “Yükselen Markalar” projemiz de, son dönemdeki başarılı işlerimizden birisi.
DÜNYAYA AÇILACAK
Nur Yavuzer: Benim iki girişimim var. Medikal estetik ve estetikle ilgili olarak eşimle önce Rene Kliniği kurduk, 2017 yılında ise Beauty Omlette isimli markamızı hayata geçirdik. Hem tekstil, hem de kozmetik ayağı var. Tekstil ürünlerini İstanbul’da, kozmetik ürünlerini Kore’de üretiyoruz. Şu anda sadece Türkiye için üretim yapıyoruz. Ama 2021 yılında Avrupa’da bir kentte ilk mağazamızı açacağız. Şimdiye kadar da mağaza açmak ve ürünleri satmakla ilgili talepler vardı. Bunu hayata geçirmiş olacağız. Aynı zamanda yurtdışına satış yapan global bir web sitesinde yer alacağız. Girişimcilik ve üretim benim için çok önemli. Üretmek, kadınların doğurganlığına paralel olarak zaten bizim doğamızda olan bir şey. Bu nedenlerin kadınların üretimde yer almasını çok önemsiyorum ve bu yöndeki çalışmalara katkı vermeye çalışıyorum.
ÇALIŞMA HAYATINA 49 YAŞINDA BAŞLADI
Asuman Dayı: Bir kızım, iki oğlum var. Küçük oğlum üniversiteye başladığında, ben 49 yaşındayken, çocuklarım Telekurye isimli firma kurdular, ben de orada başladım. İşin bütün aşamalarından kargo, paketleme dahil geçerek 2 yılın sonunda yönetim kurulu üyesi oldum. Şu anda 1200 kişiye istihdam oluşturuyoruz. Sonrasında da bir yazılım firması kurduk. 2014 yılında ise gıda ve ilaç dağıtımı konusunda hizmet gösteren lojistik firmamız faaliyete geçti. Burada da 900 kişi çalışıyor. 25 yıllık iş hayatımızda çok inişler çıkışlar yaşadık. Hiç pes etmedik, asla moralimizi bozmadık.
İLKLERDE İMZASI VAR
Sevda Arıkan: Temizlik malzemeleri sektöründeyim. Kimya mühendisiyim. 52 yıldır iş hayatındayım. 15 yıl profesyonel çalıştım, sonra kendi markamı Uzay Kimya’yı kurdum. Bulaşık makinesi deterjanı, gibi Türkiye’deki “ilkleri” ürettik. Banyo ürünlerinden, temizlik grubuna kadar birçok üründe varız. Yatlar için denizde yüzde 95 parçalanan temizlik ürünleri ürettik. Daha sonra bunu yaygınlaştırdık. Bebekler için yine bitkisel çamaşır deterjanları ve biberon temizleyicilerini ürettik. Doğal üretim için sertifikalarımızı aldık, petrol bazlı olmayan, bitkisel esaslar üzerinden de üretim yapmaya başladık. Doğal sabunlar, bitkisel bazlı ürünler hepsi üretim ağımızda bulunuyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerine ihracat yapıyoruz.
FB TUTKUSU YÖNETİM KURULU ÜYESİ YAPTI
Sevil Becan: Fenerbahçe yönetim kurulu üyesiyim. Fenerbahçeli olmak çok farklı bir duygu. Öyle bir tutku ki, sizi yönetim kuruluna kadar götürüyor. ‘Bugün Fenerbahçe için ne yapabilirim’ diye uyanıyorsunuz. Ben mühendisim. Yurtdışında eğitim aldım, yöneticilik yaptığım şirketler oldu. Spor kulübünde yöneticilik ise, çok farklı. Fenerbahçe sadece futbol değil bir spor kulübü. 9 farklı alandayız. Olimpik sporcular yetiştiriyoruz. Üyelerimizle olan ilişkileri yönetmek, gelir elde etmek, anonim şirketlerimiz… Bütün bunları üst üste koyduğunuzda çok farklı iş alanları söz konusu oluyor. Ben çalışma hayatına kadın-erkek diye bakmam. İşe ve hedefe bakarım. Cinsiyetinizden dolayı sizi farklı kutulara dahil etmek isteyenler olabiliyor. Bunları da itmek, geride bırakmak gerekiyor. Bir kadın olarak daha çok çalışıp, yapabileceğinizi göstermeniz ve hatta yapmanın ötesinde “iyi yaptığınızı” göstermeniz gerekiyor. “Kadın olarak zorlanırsın bu sektörlerde” derler. Zorluklara karşı nasıl yol alacağını belirlemeniz gerekiyor.