Güncelleme Tarihi:
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dava dilekçesinde, “Fon tarafından el konulan İnterbank A.Ş'nin eski hakim ortağı ve protokol borçlusu Mehmet Emin Karamehmet'in 3 Haziran 2009'da bazı yazılı ve görsel medya organlarında TMSF'ye yönelik 'hilaf-ı hakikat, hakaret ve iftira' içerikli suç teşkil eden beyanlarının yer aldığı” kaydedildi.
Dilekçede, “Kurumun; fonksiyonunu belirli bir disiplin ve süreklilik içinde tarafsız bir şekilde, kamu yararını gözeterek yasalar çerçevesinde, yargı ve her türlü denetime açık bir şekilde, devletin güven ve itibarını muhafaza ederek yerine getirmekte olduğu; sözü edilen itham, hakaret ve suçlamaları hak etmediği, her türlü izahtan varestedir. Şüphelinin beyanlarının, töhmet altında bırakıcı, müstehzi, onur ve saygınlığı zedeleyici, kişilik haklarına saldırı vasfını haiziyeti tartışmasız olduğu gibi kamu adına kovuşturulması gerekliliği de başka bir husustur. Müsnet suça/suçlara konu fiilleri işleyen şüpheli hakkında soruşturma yapılması için müracaat etme zorunluluğu hasıl olmuştur” ifadelerine yer verildi.
Başvuru dilekçesinde, sözü edilen haber metinlerinde, Mehmet Emin Karamehmet'in, TMSF yönetimini kastederek, “Borcumu hesaplarken bile adil olmadı, kendini bağlayan yasalara uymadı, bizi tehdit ettiler, bu uygulamaların ne kadar zalimce olduğu belki 20 yıl sonra anlaşılacak ve tartışılacak, nasıl ki bugün artık 12 Eylül'ü, Kenan Evren'i tartışıyoruz, belki bir 20 yıl sonra da TMSF'nin zalimliklerini tartışabileceğiz” beyanlarda bulunduğu belirtilerek, Karamehmet hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davasının açılmasına karar verilmesi istendi.
TMSF AÇIKLAMASI
TMSF'den yapılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
“Sayın Karamehmet'in bugün 'benim değildi' dediği borcun, Çukurova Grubu şirketlerinin Interbank'tan kullandığı 250 milyon dolarlık kredilerden kaynaklandığı kamuoyunun ve ilgililerin malumudur. İnterbank operasyonu ile bankayı satan grup 250 milyon dolarlık borçtan kurtulurken, alıcı grup ise bankaya para ödemeden sahip olmuştur. Böyle bir satışın hukukiliği ve ahlakiliği elbette sorgulanacaktır.
TMSF, bu usulsüz işlem ile ilgili olarak hem alıcı hem de satıcıya karşı gerekli yasal işlemleri başlatmıştır. Burada eleştirilen, yapılan bu dolambaçlı işlemle kamuya yüklenen yaklaşık 400 milyon dolarlık yükün neden görmezden gelinmediği ve TMSF'nin bu işin peşine niye düştüğüdür. Oysa bu işlemden dolayı taraflar hakkında işlem yapılması, TMSF'nin bir tercihi değil, yasal görevidir. Bu görev ve sorumluluğun yerine getirilme kararlılığını 'tehdit' olarak tanımlamak, geçmişte yapılan usulsüz ve dolanlı işlemlerden dolayı hesap sorulmasına duyulan bir tepkinin ifadesidir.”
Açıklamada, Çukurova Grubu'na tüm banka hakim ortaklarının dışında farklı bir uygulamanın söz konusu olmadığı belirtilerek, “Tüm banka hakim ortaklarında olduğu gibi Çukurova Grubu ile de yapılan geri ödeme protokolleri Bankalar Kanunu'nun ilgili maddeleri çerçevesinde tamamen adil ve hukuki bir anlayış içinde karşılıklı rıza ile imzalandı. TMSF batık bankaların kamuya yüklediği büyük maliyeti minimuma indirmek için, kendisine tanınan yetki ve sorumlulukları tamamen tarafsız, objektif ve şeffaf bir biçimde yerine getirmektedir” ifadesine yer verildi.