OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 02, 2003 00:00
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF),Türkiye ekonomisinde sürekli ve istikrarlı büyümenin sağlanması ve korunması açısından en önemli faktör olma özelliğini taşıyan tasarrufun artırılması ve yatırıma dönüştürülmesinin ön şartlarından birinin, güvenli bir bankacılık sistemi olduğunu bildirdi.TMSF'nin 2002 yılına ilişkin Faaliyet Raporu yayınlandı. Raporda, banka kaynakları içinde mevduatın ve toplam kaynaklar içinde de tasarruf mevduatının sahip olduğu ağırlık nedeniyle, tasarruf mevduatının bankacılık sistemi içerisinde kalmasının büyük önem taşıdığı belirtildi. Raporda, mevduatın sigortalanmasının, birikim sahiplerinin bankacılık sistemine güvenlerini sağlayarak ve artırarak, tasarrufların sistem dışında kalmasını ya da sistem dışına çıkmasını önlemek gibi bir işlevi yerine getirdiği kaydedildi.  Tasarrufların mevduat güvencesi altında olmasının, birikim sahiplerinin fon arzını artırmak yoluyla, makro ekonomik dengeler üzerinde de olumlu etkiler yaratacağı bildirilen raporda, mevduat sigortası uygulamasının, bankacılık sistemini, tasarruf sahiplerinin fonlarını herhangi bir bankadan toplu halde ve ani olarak çekmeleri durumunda ortaya çıkacak bunalımlardan korumak suretiyle, muhtemel sistemik krizlerin de önlenmesi amacına hizmet ettiği kaydedildi    Bankalar üzerinde artan denetim ve gözetimlere karşın, sistem içinde bazı bankaların yükümlülüklerini karşılayamaz duruma düşmelerini tamamen engellemenin mümkün olamadığı belirtilen raporda, mevduat sigortası uygulamasının günümüzde mevduatın korunması konusunda oluşturulan kurumların en gelişmişi olduğu ifade edildi.    Bankacılık sisteminin katkıları ile oluşturulan sigorta fonlarının sistematik boyuttaki bankacılık krizlerinin yarattığı tahribatı karşılamasının beklenmemesi gerektiği kaydedilen raporda, bu kapsamda Türkiye ekonomisi için hayati öneme sahip bankacılık sisteminin istikrarının temini amacıyla TMSF'nin kurulduğu hatırlatıldı.     DİBS YÖNTEMİ Raporda, Türkiye bankacılık sisteminde 1994 yılında yaşanan sorunların TMSF'nin birikimleri üzerinde yarattığı tahribat tam anlamıyla giderilemeden, 1998 ve müteakip yıllarda yaşanan krizler sonucu TMSF'ye devredilen bankaların rehabilite edilmesi, satılması veya tasfiyesi için ihtiyaç duyulan kaynakların temelde Hazine Müsteşarlığı'ndan ikrazen Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) temini yoluyla karşılandığı hatırlatıldı. TMSF tarafından bu süreçte devralınan bankaların devralındıkları tarihler itibariyle toplam aktiflerinin bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin yaklaşık yüzde 25'ni oluşturduğu dikkate alındığında, sistemik bir sektör sorununun Fon'un imkanları ile karşılanamayacağının açıkça görüldüğü belirtilen raporda, şöyle denildi:  ''Nitekim, bu dönemde TMSF tarafından devralınan bankaların satış veya tasfiyesinin çabuklaştırılması amacıyla, devralınan bankaların sabit kıymetleri, iştirak ve bağlı ortaklıklarının önemli bir bölümü ile takibe intikal etmiş alacakları TMSF tarafından devralınmak zorunda kalınmış, bu suretle TMSF asli görevi olan tasarruf mevduatının sigortalanması işlevinden çok farklı konularda, sabit kıymet satışı ve alacak takibi alanlarında işlemler gerçekleştirmeye başlamıştır.'' ALACAK TAKİBİ Raporda, esas işlevi bankalardaki mevduatları sigorta etmek olan TMSF'nin bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması esnasında önemli bir tecrübeye sahip olmadığı bir alan olan alacakların takip ve tasfiyesi hususunda önemli görevler üstlendiği belirtildi.   Bu görevlerin en iyi şekilde yerine getirilmesine yönelik olarak Fon'un yasal boşlukların giderilmesi ve takip hukukunun etkin bir şekilde işletilmesi için gerekli tedbirleri almaya başladığı kaydedilen raporda, TMSF'nin kamu alacağı niteliğine dönüşen alacaklarının tahsili için önemli gayret sarf ettiği belirtildi.  Raporda, ''Ancak, gerek takip mevzuatının bankalarca kullandırılan kredilerin tahsili hususundaki yetersizlikleri, gerekse TMSF'nin sınırlı sayıda personel ve kaynakla üstlendiği büyük sorunlar, bugüne kadar yapılan tahsilatların arzulanan düzeye erişmesini engellemiştir'' denildi.   Yaşanan hukuki problemlerin bertaraf edilmesi yönünde TMSF'nin yetkili merciiler nezdinde gerekli girişimlerde bulunduğu, bu suretle ve alacak takibinin etkinleştirilmesi yönünde alınan tedbirlerle kamu zararının asgariye indirilmesi yönünde çalışmalarda önemli gelişmeler kaydedildiği belirtilen raporda, bu süreç dahilinde, TMSF bilançosu bir sigorta kuruluşunun bilançosuna göre önemli değişikliklere uğradığı ve varlıklarla yükümlülüklerini teknik olarak karşılayamaz duruma geldiği belirtildi.  Ancak, TMSF'nin üstlendiği tasarruf mevduatının sigortalanması görevi karşısında, yasa koyucu Hazine tarafından Fon'a ikrazen verilen DİBS'den kaynaklanan TMSF borcunun tasfiyesi hususunda Bakanlar Kurulunu yetkili kıldığı bildirilen raporda, makul bir süre dahilinde TMSF'nin asli işlevine, sağlıklı bir bilanço yapısı ile dönebilmesine imkan sağlayan hukuki alt yapıyı kurmuş bulunduğu kaydedildi.    Raporda, şöyle denildi: "TMSF'nin bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin giderlerden oluşan borcunun, bu kapsamda edinilen varlıkların satışı ve devralınan alacakların tahsili suretiyle edineceği gelirlerinin Hazine'ye aktarılması kaydıyla tasfiye edilmesine yönelik hazırladığı teklif Hükümete ve Hazine'ye iletildi. TMSF faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde takip edilebilmesi, TMSF'nin performansının daha iyi ölçülebilmesi ve en önemlisi tasarruf mevduatına sınırlı garanti uygulamasına geçişle birlikte TMSF tarafından sağlanan sigorta güvencesine olan inancın sağlanabilmesi için TMSF'nin Hazine'ye olan ikraz borcunun kamu zararını asgariye indirecek şekilde tasfiye edilmesi için çalışmalara devam edilmektedir.''    Raporda, bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasına paralel olarak TMSF'nin, hiç arzulanmasa da olası sorunlara karşı hazır durumda bulunmak için gerekli çalışmalarını büyük ölçüde tamamladığı belirtilerek, ''Geçmişten aldığı dersleri gelecekte en iyi şekilde kullanabilmek bakımından kurumsallaşmaya büyük önem verildi'' ifadelerine yer verildi.GELİR VE GİDERLER ARASINDAKİ DENGESİZLİK BÜYÜDÜTMSF'nin 2002 yılı Faaliyet Raporu'nda, TMSF'nin 2002 yılında Fon bankaları ile ilgili olarak yaptığı işlemler sonucunda gelirleri ve giderleri arasındaki dengesizliğin büyüyerek devam ettiğine dikkat çekildi. Raporda, özkaynak büyüklüğünün negatif seviyesinin yüzde 132,48 oranında artmasının, bankacılık sektöründe yaşanan yeniden yapılandırmanın maliyetinin bir kısmının nasıl finanse edildiğini ortaya çıkardığı belirtildi. Rapora göre, 2001 yılı sonu itibariyle 20.6 katrilyon lira olan TMSF'nin toplam aktifleri, geçen yıl sonunda, 3.1 katrilyon lira tutarında ve yüzde 15,04 artışla, 23,7 katrilyon liraya yükseldi. TMSF'nin toplam aktiflerinin yüzde 92,35'i duran varlıklardan, duran varlıkların yüzde 79,83'ü görev zararı hesapları, yüzde 5,09'u da uzun vadeli
kredi alacakları ve yüzde 5,46'sı ise elden çıkarılacak varlıklardan oluştu.     VARLIKLAR Fon'un geçen yıl bir önceki yıla göre, dönen varlıkları yüzde 29,48 oranında, duran varlıklar ise yüzde 13,99 oranında arttı. TMSF'nin özkaynaklarının bir önceki yıla göre 9 katrilyon lira daha azalması sonucunda, yabancı kaynaklarda bir önceki yıla göre sağlanan yüzde 44,18'lik artışa rağmen toplam pasifler sadece yüzde 15,04 oranında yükseldi. Bu artışın yüzde 4'ü kısa vadeli yabancı kaynaklardan sağlanırken yüzde 46,25'i uzun vadeli yabancı kaynaklardan karşılandı. Bu kaynaklar arasında en önemli artışı toplam yabancı kaynakların yüzde 96,30'una karşılık gelen Hazine tarafından kullanılan krediler ve faizleri oluşturdu.    Dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynakları karşılama oranı yüzde 129,62 olarak gerçekleşti. 2002 yılı içinde toplam fon kaynak ve kullanımı 15 katrilyon lira oldu.   Kaynakların yüzde 70,79'u kullanılan avans ve kredilerden, yüzde 9,14'ü ise söz konusu kullanılan avans ve kredilerin henüz ödenmemiş birikmiş faizlerinden oluştu. Sağlanan kaynakların yüzde 14,24'ü görev zararı hesaplarının, yüzde 8,4'ü menkul kıymetlerin, yüzde 7,41'i uzun vadeli kredi alacaklarının, yüzde 4,28'i elden çıkarılacak varlıkların ve yüzde 4,19'u kullanılan avans ve kredilerin fonlanmasında kullanıldı.     KAYNAK ARTIŞI 2002 yılında sağlanan kaynak artışının yüzde 74,44'ü ise 9 katrilyon lira seviyesine ulaşan dönem zararı nedeniyle negatif seviyeye düşen özkaynak açığının finansmanında kullanıldı.  Geçen yıl TMSF'nin esas faaliyetlerine ilişkin gelirler yüzde 29,18 ve fon yatırım gelirleri yüzde 70,95 arttı. Ancak bir önceki yıla göre 3,3 katrilyon lira artış göstererek 8,8 katrilyon lira seviyesine ulaşan finansman giderleri ile yıl sonu itibariyle 9,2 milyar
dolar seviyesinde bulunan
döviz açık pozisyonu nedeniyle maruz kalınan ve bir önceki yıla nazaran yüzde 52,54 oranında azalmasına raÄŸmen 1,7 katrilyon lira düzeyinde bulunan evalüasyon zararı sonucunda dönem zararı yüzde 6,02 oranında artarak 9 katrilyon liraya ulaÅŸtı.  Ayrıca, 2001 yılında 3,6 trilyon TL olan faaliyet giderleri 18,1 trilyon Lira artarak 21,7 trilyon Lira seviyesine ulaÅŸtı ve bu artışın en önemli sebebini TMSF'nin organizasyon yapısında yaÅŸanan deÄŸiÅŸiklikler ve personel sayısında gerçekleÅŸen artışlar oluÅŸturdu. TMSF'nin toplam gelirleri 2001 yılında 1 katrilyon 279.5 trilyon lira iken 2002 yılında 1 katrilyon 734.4 trilyon olarak gerçekleÅŸti. 2002 yılında kaydedilen artış oranı TMSF'nin esas faaliyetlerine iliÅŸkin gelirlerinde yüzde 29, fon yatırım gelirlerinde ise yüzde 63 olarak belirlendi. TMSF'NÄ°N HAZÄ°NE'YE BORCU İhraç olunan Türk lirası, döviz ve dövize endeksli özel tertip DÄ°BS'ler nedeniyle TMSF'nin Hazine'ye toplam borcu 2002 yıl sonu itibariyle 38,1 katrilyon TL seviyesine ulaÅŸtı. Söz konusu TMSF borcu, Hazine tarafından Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden takip edildiÄŸinden, kayıtların Hazine kayıtlarıyla uyumlu hale gelmesini saÄŸlayabilmek üzere, geçmiÅŸ yıllarda Merkez Bankası'nın döviz alış kuruna göre evalüe edilen dövizve dövize endeksli borçlar 2002 yıl sonunda Merkez Bankası döviz satış kuru ile devalüe edildi.     GÄ°DERLER TMSF'nin toplam giderleri 2001 yıl sonunda 9 katrilyon 778.5 trilyon lira düzeyinde iken, 2002 yılı giderleri 10 katrilyon 746 trilyon lira olarak gerçekleÅŸti. Bu artışın sebebi, 2002 yılı içerisinde finansman giderlerinin 2001 yılına oranla yüzde 57,93 artış göstererek 8 katrilyon 877.2 trilyon lira olarak gerçekleÅŸmesi gösterildi. 2002 yılı faaliyet giderlerinde 2001 yılına göre kaydedilen artış 18 trilyon 1 milyar lira olup, artışın sebebi 2001 yıl sonu itibariyle TMSF'de görev yapan toplam 281 sözleÅŸmeli personelin 240'ının 2001 yılının son aylarında istihdam edilmeye baÅŸlanması ile geçen yıl içerisinde 114 yeni sözleÅŸmeli personelin görevlendirilmesi ve 2002 yılı içerisinde hizmet alımları kaleminde gerçekleÅŸen artış gösterildi.     ALACAK DOSYASI 133 BÄ°N 709 Geçen yıl sonu itibariyle toplam 3 milyar 827 milyon dolar tutarında 133 bin 709 adet alacak dosyası Tahsilat Dairesi BaÅŸkanlığı'na devredildi. Toplam 133 bin 709 adet alacak dosyasının yüzde 91'i bireysel, yüzde 8'i kurumsal, yüzde 1'i hakim ortak alacak dosyalarından oluÅŸtu. Devralınan borç tutarı açısından bakıldığında, devralınan toplam alacağın yüzde 67'si hakim ortak, yüzde 31'i kurumsal, yüzde 1'i bireysel alacak dosyalarından oluÅŸtu.Â
button