Güncelleme Tarihi:
Gül, TMSF'nin bugüne kadar 19 milyar dolar civarında bir tahsilat gerçekleştirdiğini belirterek, devralınanları bir şekilde ekonomiye kazandırmaya devam edeceklerini söyledi.
Bu süreçte şirketleri rehabilite ederek satılabilir noktada tutmak istediklerini vurgulayan Gül, “Mesela Cine 5'in içine girdiğimizde, bizim belki geçmiş yönetimden kaynaklanan birtakım yanlışlar da vardı, daha işletmecilik kurallarına göre yönetmeye çalışıyoruz. Çok sağdan soldan gelen hatır rica tekliflerini geri çeviriyoruz. Ben bu noktada çok ısrarlıyım. Bana şahsen başvurup 'şu kişi, bu kişi program yapsın' diyenler var. Hepsini gönderiyorum” diye konuştu.
TMSF'nin şirketlerde uzun süreli kalmasını doğru bulmadığına dikkati çeken Gül, TMSF'nin en kısa zamanda bu varlıkları elden çıkarması, hatta elemanlara da o şekilde vizyon verilmesi, çalışanlarda 'bir şekilde bu varlıklar bizde kalsın, buralar KİT haline dönüşsün' algısının yaratılmaması gerektiğini ifade etti.
GÜL'DEN HALİS TOPRAK'A; “DEDİĞİN FİYATIN ONDA BİRİNE GEL SANA
VERELİM”
Şakir Ercan Gül, işadamı Halis Toprak'ın TMSF'ye devredilen Toprak Grubunun malvarlıklarının satışıyla ilgili son dönemlerde yaptığı suç duyurularına ilişkin şunları kaydetti:
“Ben bazen onun söylediklerine karşılık diyorum ki 'dediğin fiyatın onda birine gel sana verelim. Getir müşteriyi...' Bir hesap yapıyor. Bozüyük'teki araziden bahsediyor. 'Metrekaresi bin dolar olsa 850 milyon dolar eder' diyor. Bu adamın nesini tartışalım, nesini konuşalım? Bu kadar ölçüsüz, izansız. Kötü niyetli diye değerlendirmemek lazım. Hasta...
Varlık yeter ki satılsın. Kendisi satsın yaklaşımıyla hemen hemen her hakim ortağa yardımcı oluyoruz. 'İlla biz satalım arzusunda değiliz. Amacımız tahsilat maksimizasyonu... Sen daha yüksek fiyata satıyorsan, sen sat. Bunu kendisine de söylüyoruz, o imkanı kendisine verdik. Halis Toprak'ın TMSF ile ilişkilerinde haklı bir unsur ve haklı bir yanının olduğunu düşünmüyorum. Hele hele son davalık olduğumuz gayrimenkul vesaire satışıyla alakalı verilen karar çerçevesinde söylediğim şeyler noktasında bir yanlış yapılmıştır. Bu yanlışın Türk toplumu, Türk hukuk düzeni tarafından düzeltilmesini bekliyoruz. Niye? Çünkü biz burada yüzde 100 haklıyız.”
“BU ÜLKE İÇİN MAHKUM OLMAK ŞEREFTİR”
Danıştay kararı hakkında söyledikleri nedeniyle geçtiğimiz cuma günü Danıştay üyelerine hakaret iddiasıyla savcıya ifade vermeye gittiğini anlatan Gül, “Bazıları gitmiyor ya, biz gittik TMSF Başkanı olarak... Hiç de gocunmam, giderim. Maksadımızın ne olduğunu da savcıya anlattık. 'Biz böyle bir ifade kullandık ama bu ifadenin maksadı Danıştay üyelerini rencide etmek değildi. Hukuk devletine inanan birisiyim. Hakaret kastımız olsaydı zaten (Danıştay Başkanıyla görüşeceğim, anlatacağım, haklılığımıza inanacak) ilavesini yapmazdım. Biz niye böyle bir ibarede bulunalım? 'Bunu anlatınca hak vereceklerini düşünüyorum' dedim. Ama ona rağmen dava açıldı” şeklinde konuştu.
Gerekirse mahkemeye de gidebileceğini belirten Gül, şöyle devam etti:
“Mahkum olursam da milletim için mahkum olurum. Bu ülke için mahkum olmak da bir şereftir. Canımızı yakan bazı kararlar var. Onlarla ilgili serzenişte bulunuyoruz. Niçin bulunuyoruz? Toplum için... Feryadımız, ne konuşuyorsak bu toplum içindir. Dolayısıyla kimse yanlış yapmasın. Herkes görevini yapsın. Herkes meseleye iyi niyetli yaklaşsın, tarafları dinlesin. Biz haksızsak bizim aleyhimize sonuçlansın. Ama biz özellikle Toprak meselesinde haklıyız. Bunun için de devletin kurumlarından, başta yargı olmak üzere diğer kurumlardan yardım istiyoruz. Adalet yerine gelsin yeter... Vatandaşın hukuku da korunsun. Vatandaşın hukukunu korumak için burada elimden geleni sert yasalara rağmen yapıyorum. Kimseye haksızlık yapmamak için elimden geleni yapıyorum. Ama Toprak olayında vatandaş hukuku açısından bizim en ufak bir eksikliğimiz olduğunu düşünmüyorum.”
Şakir Ercan Gül, TMSF Başkanlığı döneminde Fona borcu olanlara karşı gösterdiği yaklaşıma ilişkin de “6,5 aylık süreç içinde güvercin oldum diyebilirim. Şahinliği bazı kişilere yavaş yavaş göstermeye başlayacağım. Önümüzdeki günlerde şahinlik yüzümüzü göstermenin gereklilik olduğuna inanıyorum. Muhataplar, şahin olmayı gerektirecek tavır içine girdiler. Bunu da milletin menfaatleri doğrultusunda, hukukun, hakkın yerine gelmesi için yapacağız. Yoksa yaptığımız hiçbir işte keyfilik yoktur. Borcunu ödesin diye borç miktarını makule getirme de dahil olmak üzere bütün imkanları yaratıyoruz, yaratmaya çalışıyoruz. Ama kimse bizi oyalamasın” şeklinde konuştu.
“VARLIKLARA İLGİDE OLUMSUZ DÖNEM YAŞANIYOR”
TMSF'nin şu anda elinde bulunan ve satışa çıkarılan varlık satışlarına alıcı gelmemesinde global krizin etkisinin olabileceğini, ancak başka unsurların da etkili olduğunu ifade eden Gül, “Burada birkaç tane unsur var. Fakat özellikle Toprak Grubu satışlarında, ilgili hakim ortağın biraz da yargıdan destek bulması sayesinde bizim satışlarımızı olumsuz etkileyeceği bir noktaya geldik. Yargı süreci devam ediyor. Bunun bir şekilde çözüme kavuşturulacağını düşünüyorum. Bundan kaynaklanan bir şekilde Toprak Grubu varlıklarına bir ilgi olmadı. Biz de ısrarlı bir şekilde varlıkları satışa çıkarma işinden vazgeçmemeye çalışıyoruz” dedi.
Medya sektörünün, özellikle televizyonların, karasal yayınların nispi öneminin kalmadığına dikkati çeken Gül, teknolojinin geldiği durumun buna çanak tuttuğunu, ekonomik krizin yarattığı büzülme ile Türkiye siyasetindeki gelişmelerin de etkileyen unsurlar olduğunu, dolayısıyla varlıklara ilgi noktasında olumsuz bir dönem yaşandığını, kısmen yaşanmaya da devam edildiğini belirtti.