Güncelleme Tarihi:
Hepimizi yakından ilgilendiren bu soruları Türkiye’de gıda sistemini A’dan Z’ye kontrol ve takip eden bir isme, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal’a sordum. Kuraklıktan gıda fiyatlarındaki artışa, gıda israfının önlenmesinden gelecekte yaşanabilecek sorunlara ilişkin alınacak tedbirlere pek çok konuda uzun uzun sohbet ettik.
2021 CİDDİ KURAKLIK SINAVIYLA GEÇTİ
Kuraklık açlık mı demek? Hayır, en azından şimdilik... TMO Genel Müdürü, Türkiye’nin 2021 yılında ciddi bir kuraklık sınavından geçtiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Hatta Ekim 2022’den itibaren yani, toprağın tohumla buluşmaya başladığı üç aylık dönemde tarım arazileri açısından dengeli geçti. Yağış tohumun köklenmesine yetti. 2021’e göre birçok bölge yüzde 20 fazla yağış aldı. Şimdi gözler hasatın başlayacağı ilkbahar aylarında. Ancak bu döneme ilişkin TMO’ya gelen bilgiler bazı sıkıntıların işaretçisi. Özellikle şubat, mart, nisan aylarında bitkinin gelişmesi ve daneye dönüşmesi için alması gereken yağışın beklentisi içindeyiz. O dönem yeterli yağış gelmezse tarımsal üretim ciddi olarak etkilendi diyebiliriz. Şu ana kadar çok iyi de değiliz, çok kötü de değiliz. Geçen yıllara göre iyiyiz ama uzun dönem ortalamasının altındayız. Beklentiler biraz daha tedbirli olmayı gerektiriyor. İlkbaharda da rahat bir dönem geçirmeyeceğiz. Türkiye son üç yıldır kuraklık periyodu yaşayan bir ülke. Biz bunu en çok 2021’de hissettik. Hâlâ devam ediyor. Ümit ediyorum sonuna gelmişizdir.”
BİR FELAKET BEKLEMİYORUZ
“Endişeli misiniz?” Güldal’ın bu soruya yanıtı “Hayır”. “Bu yıla dair beklenti koşulların 2021’deki kadar ağır olmayacağı yönünde” diyen Güldal, karamsar değil. Nedenini de şöyle açıklıyor:
“Türkiye’nin şu ana kadar yaptığı yatırımlar önemli. Dünyada da bir kıtlık yok. Üretimde dengeli bir dağılım olmasa da her yıl 500 milyon ton gibi bir hububat, sonraki yıla devrediyor. Kıtlık yok, beklenmiyor. Orta vadede de bir felaket beklemiyoruz. 2021’de bu kadar rahat konuşamıyordum, bu sene beklentimiz daha iyi. Şimdilik karamsarlık olmasa da uzun vadeli tedbirler üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Vahşi sulama yerine tasarruflu sulama sistemlerinin yaygınlaşması, kuraklığa dayalı tohum çeşitlerinin üretilmesi, baraj ve gölet yapımı; uzun vadede kuraklık etkisiyle gıda ürünleri üretiminin azalmaması için atılması gereken adımlar.”
FİYATLAR DAHA DA ARTACAK MI?
Tüm bunların içinde önemli bir sorun daha var. Bir yıl öncesine göre kat kat artan gıda fiyatları. TMO Genel Müdürü başında bulunduğu kurumun kontrol ettiği alanlarda fiyatları kontrol etmek için izledikleri politikaları anlattı.
Örneğin ekmek fiyatlarının göreceli olarak az artmasının nedeninin Toprak Mahsulleri Ofisi’nin un regülasyonu olduğunu söyledi. Nasıl mı? TMO, un fabrikalarına uygun fiyatla buğday veriyor. Bunun karşılığında un fabrikasından Halk Ekmek dahil ekmek üreticilerine uygun fiyatla ekmek vereceğine dair taahhüt istiyor, hatta faturayı talep ediyor. Bir de fırıncıdan teyit ediliyor. Undan kaynaklanan maliyet artışı kontrol edilmiş oluyor. Buğdayın tonu haziran ayından bu yana 4 bin 500 liraya satılıyor.