Güncelleme Tarihi:
Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Alpogan Sabri Erdoğan, "Bankalarımız TLREF ile borçlanmaya başladı, yaklaşık 4 ayda 13,2 milyar TL değişken faizli borçlanma sağladılar. Bunları da yatırım fonlarından sağladılar. İkinci aşamada, önümüzdeki dönemde değişken faizli kredi vermeye başlayacaklar." dedi.
Erdoğan, düzenlediği bilgilendirme toplantısında, Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı'na (TLREF) ilişkin detayları paylaştı.
TLREF'in bir ürün değil finansal mimarinin bir parçası olduğunu dile getiren Erdoğan, kişilerin hayatında olan faiz riskine işaret ederek, TLREF'in burada fayda sağlayacağını söyledi.
Erdoğan, TLREF'in işleyişini bankalar üzerinden örneklendirerek, şu bilgileri verdi:
"TLREF, hedgeing mekanizmasını bankalarımız için ekstra yabancı para likiditesine ihtiyaç duymadan yapabilecekleri bir finansal mimari girişimi demek. Yerli bankalarımız yurt dışından uzun vadeli TL kaynak sağlarken karşılığında yabancı para göndermeleri gerekiyor. Yurt dışındaki TL'yi biz ancak yabancı para teminat göndererek Türkiye'ye çekebiliyoruz. Bu da, bankaların bize, konut kredisi verebilmek için döviz mevduatı toplamaları anlamına geliyor.
Bir taraftan aylık mevduat verirken nasıl bir yandan da 10 yıllık 5 yıllık krediler kullanıyoruz sorusunun cevabı burada. Bankalar, bunu yapabilmek için bizden döviz mevduatı toplayıp onu teminat olarak yurt dışına gönderiyorlar. Bu da sistemi dolarize ediyor. O yüzden bankaların kaynakları neredeyse yüzde 50 civarında dövizden oluşmasına rağmen hala dünya ortalamasının çok çok üzerine döviz mevduatına faiz ödeyebiliyorlar."
Döviz mevduatı ihtiyacının bu anlamda yurt dışından TL'yi getirebilmek için çok önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, TLREF'in esas amacının, yurt dışından uzun vadeli sağlanan kaynakların döviz likiditesine ihtiyaç duyulmadan Türkiye'ye getirilmesi olduğunu anlattı.
Erdoğan, "TLREF, bir altyapı, onun üzerine çeşitli ürünler koyulur. TLREF'in gecelik faizinin nasıl hesaplandığına bakarsak, ortalama Repo Piyasası'nda gerçekleşen işlemlerin belirli bir metodolojiye göre hesaplanan ağırlıklı ortalaması diyebiliriz." ifadelerini kullandı.
TLREF'in libordan farklı olduğunun altını çizen Erdoğan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinde liborun sona erecek olması sebebiyle çeşitli çalışmalar yürüttüklerini aktardı.
"ERDOĞAN, TLREF'İN MERKEZ BANKASI FAİZİ'Nİ TAKİP EDEN BİR ENDEKS"
TLREF'in Merkez Bankası Faizi'ni takip eden bir endeks olduğunu anlatan Erdoğan, "Merkez Bankası geçen hafta haftalık repo faizini 14'ten 12'ye çekti. Önemli olan burada TLREF'in gecelik faiz piyasasının da Merkez Bankası'nın öngördüğü bandın içinde oluşması. Politika faizi 12, aşağıda 10,5 gibi bir sınır var, yukarıda 13,5 gibi bir sınır var. Demek ki bizdeki gecelik faiz 12'nin etrafında dolaşan, aşağıda 10,5 ile yukarıda 13,5 gibi bir bandın içinde gerçekleşmesi beklenen bir faiz." ifadelerini kullandı.
Alpogan Sabri Erdoğan, bankalarda TLREF kredinin de şu an başladığına dikkati çekerek tüketici kredilerine yansımasının biraz daha zaman alabileceğini aktardı.
"BUGÜN TAKASBANK BUNUN SWAP PİYASASINI AÇMIŞ OLACAK"
Şu an gelinen aşamaya ilişkin bilgi veren Erdoğan, şunları anlattı:
"Bugün Takasbank bunun swap piyasasını açmış olacak. Yani iki banka değişken ve nakit akışlarını birbirleri ile değiştirirken Takasbank'a gidebilecek. Bankalarımız TLREF ile borçlanmaya başladı, yaklaşık 4 ayda 13,2 milyar TL değişken faizli borçlanma sağladılar. Bunları da yatırım fonlarından sağladılar. İkinci aşamada, önümüzdeki dönemde değişken faizli kredi vermeye başlayacaklar.
Değişken faizli kredi çok önemli çünkü mesela bankalar sendikasyon yapıyor ve yurt dışından döviz geliyor. Orada hiç bir bankanın yüzde 4-5'le 750 milyon dolar finansman sağladığını duymazsınız, bir bankanın libor artı 125 baz puanla yurt dışından 750 milyon dolar sendikasyon sağladığını duyarsınız. Çünkü tüketici faizleri dışında uzun vadeli faiz sabit faizle olmaz, değişken faizle olur. Biz istiyoruz ki Türkiye'de artık yatırım kredilerinde büyük bir kurum, TLREF artı 150, 100, 70 baz puanla bankadan 5-6-7-10 yıllık finansman, proje kredisi alsın. Bu olduğu zaman, ülkemizde de reel sektör tarafından üstlenilmek zorunda kalınan kur riskinin düştüğünü göreceğiz."
"MİLLİ PARAMIZIN HAKİM OLDUĞU FİNANSAL SİSTEM PEŞİNDEYİZ"
Erdoğan, "Biz aslında bankalarımızın, uzun vadeli TL cinsinden kredi üretme potansiyelini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bizde uzun vadeli kredilerin büyük kısmı yabancı para cinsinden. Milli paramızın hakim olduğu finansal sistem peşindeyiz. Yabancı paranın yarattığı kur riskinden ekonomimizi olabildiğince arındırmanın peşindeyiz. Yabancı para likidite ihtiyacı yaratılmasın diye TLREF oluşturduk." değerlendirmesinde bulundu.
TLREF'in hem bankalar hem diğer finansal oyuncular tarafından kullanılması için altyapı çalışmaları oluşturduklarını belirten Erdoğan, daha sonra bunun üzerinde çeşitli ürünlerin çıkacağını dile getirdi.
Erdoğan, tahvil bono kısmının hızlı çıktığını, kredi kısmının çıkacağını bildirerek, mevduat ürünlerinin, bilanço dışı ürünlerin de önümüzdeki süreçte çıkabileceğinin altını çizdi.
"ŞU AN BANKACILIK SİSTEMİ SADECE FAİZ RİSKİ İÇİN YAKLAŞIK 10-15 MİLYAR DOLARI YURT DIŞINDA TUTUYOR"
Önümüzdeki dönemde konuyla ilgili çok daha detayın ortaya çıkacağın aktaran Erdoğan, şu an bankacılık sisteminin sadece faiz riski için yaklaşık 10-15 milyar dolar parayı dışarıda tuttuğunu bildirdi.
Erdoğan, önümüzdeki süreçte döviz bazlı swaplarla değil de TL bazlı swaplarla faiz riskinin yönetildiği bir ortamda yurt dışında teminat olarak tutulan bu dövizin serbest hesaplara geçmesini beklediklerini aktardı.
Bunun bankalardaki döviz likiditesini artıracağına dikkati çeken Erdoğan, dolayısıyla yeni döviz mevduatlarının önüne geçilmesi anlamına geldiğini, bankaların artık TL cinsinden uzun vadeli krediler üretebileceğini, bunun da önemli kazançlardan biri olacağını söyledi.
"TLREF'E ENDEKSLİ TAHVİL İHRAÇLARINI KULLANAN BANKALARIN YARISI ÖZEL YARISI KAMU BANKASI"
Toplantı kapsamında soruları da yanıtlayan Erdoğan, bugüne kadar TLREF'e endeksli tahvil ihraçlarını kullanan bankaların yarısının özel yarısının kamu bankası olduğunu, bunun içinde 5-10 yıl vadeli ihraçların da olduğunu, bankaların sermaye benzeri tahvil ihraçları yaptığını bildirdi.
Erdoğan, "Şu ana kadar ihraçların yaklaşık yüzde 40-45'i özel bankalar tarafından, yüzde 50-55'i de kamu bankaları tarafından yapıldı. Sağlıklı bir finansman yöntemi, bu yüzde özel bankalar da bu piyasadan borçlanmayı tercih ediyorlar. Dünya libor sonrasına geçerken, biz de aslında libor sonrası gelecek finansal teknolojiye geçiş yapmış oluyoruz. Aynı şey şu an ABD'de de İngiltere'de de yaşanıyor." ifadelerini kullandı.
"TL'NİN HAKİM OLDUĞU BİR FİNANSAL SİSTEM İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Önümüzdeki dönemde TLREF'in gelişerek devam edeceğini belirten Erdoğan, TL'nin hakim olduğu bir finansal sistem için çalıştıklarını, birkaç sene içinde, özellikle faiz riski yönetiminde dövizin değil TL'nin kullanıldığı bir bankacılık sistemine, kurumların ve şirketlerin uzun vadeli TL cinsinden kredi ve finansman sağlayabildikleri bir finansal altyapıya dönüşeceğini anlattı.
Alpogan Sabri Erdoğan, TLREF'in dünyada başkaları için de referans olup olmayacağının sorulması üzerine, "Avrupalı TL cinsinden borçlanmak istemez, zaten borçlanmasına gerek de yoktur ama TL üzerinden buraya finansman sağlar mı, evet sağlar. Yabancı bankaların, TL üzerinden Türk şirketlerine sağladıkları TLREF'e endeksli kredileri çok yakında duyacaksınız. Yabancı bir banka, TL cinsinden krediyi, Türk şirketimize TLREF'e endeksli olarak verecek." diye konuştu.