TL'nin değer kaybetme ihtimali azaldı

Güncelleme Tarihi:

TLnin değer kaybetme ihtimali azaldı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2012 11:34

EFG Başekonomisti Haluk Bürümcekci, Merkez Bankası'nın sıkı para politikası sayesinde TL'nin değer kaybetme olasılığının azaldığını kaydetti.

Haberin Devamı

Global piyasalara ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplayan Bürümcekçi, yılın ikinci yarısında Avrupa borç krizindeki gidişatı, 17 Haziran'daki Yunanistan seçim sonuçları ve sonrasında 28-29 Haziran'da yapılacak AB Liderler Zirvesi'nin belirleyeceğini dile getirdi.

Belirsizliklerin uzama ihtimalinin bölge ekonomilerinde görülen hafif resesyonun derinleşmesi ihtimalini yükseltecek en önemli risk olduğunu söyleyen Bürümcekci, Yunanistan'da yapılacak seçim sonuçlarının piyasalara etkisine ilişkin de, “Avro'da kalmak için alınması gerekli yapısal reformlar ve mali tedbirler paketini destekleyen partilerin hükümeti oluşturması elbette olumlu karşılanacak. Nitekim son anketlerde böyle bir partinin önde gidiyor olması piyasalara olumlu yansıdı” diye konuştu.

Haberin Devamı

Ancak seçim sonucu bu şekilde olsa bile, bu tedbirlerin politik maliyetinin, uygulama sürecinde sorunlara yol açacağını vurgulayan Bürümcekci, “Ayrıca, esas sorun Yunanistan'dan çok İspanya ve İtalya gibi daha önemli ülkelerin borçlanma faizlerinin yeniden tehlikeli bölgeye yükselmesi olmuştur. Bu sorunu gidermek AB açısından çok daha zor bir görev olacaktır” dedi.

“FED toplantısı kritik”

ABD'de 3. parasal genişlemeye yönelik beklentilere de değinen Bürümcekci, ABD ekonomisinin diğer bölgelere göre daha iyi bir görüntü verdiğini, tarım dışı istihdam artışı ve işsizlik oranındaki düşüşün, her ne kadar yavaşlasa da devam ettiğini hatırlattı.

Bürümcekci, ancak küresel ekonomide AB'deki borç krizinden kaynaklanan riskler nedeniyle aşağı yönlü risklerin tekrar artmasının, ileriye yönelik görünüm açısından ihtiyatlı olunmasını gerektirdiğini söyledi.

Bu bağlamda, FED'in Haziran toplantısının kritik önemde olacağını dile getiren Bürümcekci, “Zira FED'in tahvil portföyünün vadesini uzatma operasyonu bu tarihte bitmekte ve bu uygulamanın yerini neye bırakacağı belirsizliğini korumaktadır. Dolayısıyla bu toplantıda yeni bir tahvil alımı kararı çıkmazsa, parasal genişleme yönündeki beklentiler ortadan kalkacaktır. Bu durumun, ABD hariç diğer ülkelerin riskli varlıklarına (borsalar) yönelik talebi olumsuz etkileyeceği söylenebilir” değerlendirmesini yaptı.

“İspanya ve İtalya'ya bulaşırsa silahlar kullanılacak”

Bürümcekci, “Yunanistan ve İspanya sonrasında sırada Portekiz, İrlanda ve İtalya mı var?” sorusuna ise şu cevabı verdi:

Haberin Devamı

"Bahsi geçen tüm bu ülkelerde ortak nokta borcun yüksekliği. Ancak Yunanistan, İrlanda ve Portekiz için durum biraz farklı. Bu ülkeler zaten kurtarma planı uygulanan, borç sürdürülebilirliği mümkün olmayan ülkeler, bu ekonomilerin görece küçüklüğü, mevcut imkanlar dahilinde bu ekonomilerin izole edilmesine imkan veriyor. Ancak kriz İspanya ve İtalya'ya da bulaşırsa ve bu ülkelerin borcu sürdüremeyeceği daha yaygın olarak düşünülürse, o zaman şu ana kadar başvurulmayan silahların kullanımını gerektirecek bir durum ortaya çıkacaktır.

Bunlar ise, ortak Eurotahvil ihracı ve ECB'nin başka merkez bankaları gibi tahvil alarak parasal genişlemeye gitmesi olabilir. Bu konularda AB liderlerinden sinyal gelmezse piyasalardaki zayıflık büyük ölçüde devam edecektir.”

“MB'nin sıkı para politikası TL'nin değer kaybetme olasılığını azalttı”

Yurt içi piyasada en önemli konunun, Türkiye ekonomisinin yumuşak inişi sağlayıp sağlayamayacağı olacağını dile getiren Bürümcekçi, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"Cari açıkta iyileşme eğiliminin başlamasını olumlu görsek de, bunun büyümenin durgunluk noktasına ve hatta daralmaya gitmesiyle sağlanması durumu, tatmin edici bir sonuç olmayacaktır. Bunun sağlanması için yine bütün yük Merkez Bankası üzerine binmiş görünmektedir. Borsalar daha çok küresel piyasalara bağımlı hareket ederken, Merkez Bankası'nın sıkı para politikası sayesinde TL'nin değer kaybetme olasılığı azalmış görünüyor.

TL'nin, diğer gelişmekte olan ülkelere karşı iyi performans göstereceği kesin gibidir. TL'nin değer kazanıp kazanmayacağı ise büyük ölçüde sermaye akımlarına, yani küresel risk iştahının durumuna bağlı olacaktır. Bu doğrultuda, faizler yılın son çeyreğine kadar yüksek ve yatay seyrederken, son çeyrekten itibaren daha belirgin bir düşüş eğilimine girebilecektir."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!