A.A
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2012 12:43
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) küresel krizle birlikte Avrupa Birliği ülkelerinde hızla yükselen genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik tedbirleri mercek altına aldı. Öte yandan, TİSK’in hazırladığı raporda, Türkiye’de sayıları 789 bine ulaşan genç işsizlere yer vermemesi dikkat çekti.
TİSK’den yapılan açıklamaya göre, TİSK, AB’deki genç işsizliğin azaltılmasına yönelik tedbirleri mercek altına aldı. TİSK’in Ekim ayı Hanehalkı İşgücü verilerine göre Türkiye’de sayıları 789 bine ulaşan 15-24 yaş arası genç işsizlik sorununu bırakıp AB’deki genç işsizliği mercek altına alması dikkat çekti.
TİSK Raporu’na göre; AB’de 2005-2008 döneminde istikrar kazanan 15-24 yaş arası genç işsiz sayısı krizle birlikte 2010’un ikinci çeyreğinde sıçrama yaptı ve ortalama yüzde 21 ile 5.2 milyona ulaştı. 2009’da, genç işsizlerin dörtte biri en az 12 ay işsiz kalırken gençlerin yüzde 12.4’ü atıl kaldı; bir başka deyişle ne istihdamda, ne de eğitimde yer alabildi. Krizle birlikte AB ülkelerinde erken yaşta okuldan ayrılma sorunu da ağırlaştı.
TİSK, “GENÇ İSTİHDAMININ ARTIRILMASINA YÖNELİK TEDBİRLERİ” KİTAP HALİNE GETİRDİ
TİSK Araştırma Servisi’nce hazırlanan ve AB ülkelerinin genelde işsizlikle, özelde genç işsizliği ile mücadelede izledikleri tedbirleri inceleyen “Küresel Krizde İşsizlikle Mücadele ve Genç İstihdamının Artırılmasına Yönelik Tedbirler: Ülke Örnekleri” başlıklı Rapor kitap haline getirilerek yayımlandı.
Avrupa’da gençlerin, eğitimden işgücü piyasasına geçiş aşamasında güçlüklerle karşılaştığı belirtilen raporda, bu durumun nedenleri arasında, eğitim yoluyla edinilen becerilerin işverenlerce ihtiyaç duyulan becerilerle uyuşmaması ile daha önceleri gençler için düşük becerili iş imkanlarının olduğu sektörlerde ekonomik krizin olumsuz etkileri ve demografik eğilimler gösterildi.
TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİK, GENEL İŞSİZLİK ORANININ 2 KATI
Ülkeler tarafından gençlerin iş bulmak için ihtiyaç duydukları beceri ve yeterlilikleri kazanmalarını, genç işsizliğini önlemeyi ve gençleri sosyal güvenlik yardımları ile desteklemeyi amaçlayan politikalar uygulandığı belirtilen Raporda, AB’de uygulanan; Türkiye’de de genel işsizlik oranının 2 katına yaklaşan genç işsizliğiyle mücadeleye ışık tutabilecek tedbirler şöyle değerlendirildi:
“-Eğitim ve öğretim politikaları alanında ülkeler, hem özel tedbirler almış, hem de daha geniş kapsamlı girişimler başlatmışlardır. Özel tedbir örnekleri; okul eğitimiyle işgücü piyasası arasındaki boşluğu kapatmayı amaçlayan eğitim programlarını, genç işsizler için eğitim programlarını ve ikinci şans okullarını içermektedir. Daha kapsamlı girişimler, okul veya mesleki eğitim sistemlerinin genel reformlarını, mesleki eğitim yerlerinin sayısının artırılmasını ve yeni mesleki eğitim programları geliştirilmesini hedeflemektedir.
-Bazı ülkeler, belirli sektörlere, belirli konulara (örneğin, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik), işgücü piyasası tarafından ihtiyaç duyulan belirli beceri ve mesleklere veya uygun bir stajyerlik / çıraklık programının bulunmadığı mesleklere odaklanmaktadır.
-Çoğu ülke, ekonomik kriz nedeniyle işyerleri tarafından daha az stajyer ya da çırak talep edilmesine veya işyerleri tarafından atıl tutulmasına ilişkin güçlükler yaşamaktadır. Bu sorunlar, stajyer ve çıraklar için özel tedbirler getirilmesine yol açmıştır.
-Birçok ülkede, gençlerin bir işte, eğitimde veya faaliyette olmasını sağlamak ya da belirli bir eğitim yoluyla istihdama ulaşılmasını temin etmek için gençlik garantileri getirilmiştir.
-Gençler için geliştirilen tedbirler; bilgi, danışma veya rehberlik sağlanmasından yeni sözleşme tiplerine, genç istihdamı için işveren teşviklerine, genç işsizleri iş fırsatlarıyla eşleştirmeye, genç istihdamı için yerel anlaşmalar veya “paktlar” yapılmasına ve gençlere iş deneyimi sağlanmasına kadar uzanmaktadır.
-Gençleri işe alma konusunda işverenleri teşvik etmek ve gençlere ek iş yaratmak amacıyla, çeşitli ülkeler, işe alma sübvansiyonları ve ücret dışı işgücü maliyetlerinde azaltma teşvikleri getirmiştir. Ücret dışı işgücü maliyetlerinin azaltılması, sübvansiyonlar kadar yaygın bir uygulamadır. Yine, belirli süreli sözleşmeler yoluyla işverenlere daha fazla esneklik tanımak, işverenleri gençleri işe almaya teşvik etmeye yönelik araçlar arasında görülmektedir.
Türkiye için bu tedbirler içinde özellikle ikinci şans okulu anlamı taşıyacak ‘hızlandırılmış beceri eğitimi’nin ve işverene yönelik ‘işe alma sübvansiyonu’nun yararlı olacağı düşünülmektedir.”