Ticaret odası davet etti, Vaiz işadamlarına ticarette ahlâkı anlattı
Güncelleme Tarihi:
EDİRNE Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) 2015 yılını müftülükten davet ettiği bir vaizle açtı. ETSO, 2015 yılı ilk meclis toplantısına tarihinde ilk kez bir vaizi çağırarak işadamlarına ticaret ahlakı konulu vaaz verdirdi. Edirne İl Müftülüğü’nden Vaiz Selim Al, “Kur’an ve Sünnete Göre Ticaret Ahlakı ve Ticaret Hukuku” hakkında bilgi verdi, Kur’an’ın bu konuda verdiği mesajları surelerle açıkladı. Edirne Müftüsü Emrullah Üzüm, ETSO’nun daveti üzerine vaiz Al’ı görevlendirdiklerini belirterek, “Konuyu dini boyutuyla istişare etme, bilgilendirme amaçlı bir şey yapıldı. Kurumlararası iletişimin bir örneği, doğrudur bu bir ilk.” dedi. Vaiz Al, vaazında cuma namazlarında ticaretin terk edilmesi gerektiğini, “çalışmak ibadettir” bahane edilmeden 5 vakit namazın aksatılmamasını, faizin ve içki satışının büyük günah olduğunu Kuran’ın Kerim’den örnekler vererek anlattı.
TİCARETTE ÂHLAK VAAZI VERDİ
ETSO Başkanı Recep Zıpkınkurt imzalı, “ETSO 2015 yılının ilk Meclis Toplantısı yapıldı” başlıklı açıklamada şöyle denildi:
CUMA VAKTİNDE TİCARET TERK EDİLMELİDİR
Edirne’nin Havsa İlçesi Vaizi Selim Al işadamlarına özetle şu vaazı verdi:
“Ticarette, satan (bâyi) ve satın alan ( müşteri) kısaca şu Ahlaki kurallara uymalıdır. Açıklık ve şeffaflık, Dürüstlük, Güven, Sözünde durmak, Anlayışlı olmak. Ahlaklı tüccar veya müşteri, kapalı ve karanlık işlere meyletmez, o her türlü iş ve işlemlerinde şeffaftır. Cuma vaktinde ticaret terk edilmelidir. Nitekim Kur’an’ı Kerim Cuma günü ezan okunurken alış verişin terk edilmesini emreder. ‘Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.’ Cuma namazına kıyasla, beş vakit namazın da iş bahanesiyle kılınmaması, hele ‘çalışmak da ibadettir’ gerekçesiyle namazı terk etmek veya bilerek kazaya terk etmek elbette caiz değildir.
FAİZ, RÜŞVET YEMEYİN, İÇKİ SATMAYIN
Kur’an-ı Kerim faiz yemeyi ‘Allah ve Peygamberi tarafından harp ilan edilmiş’ gibi ağır bir cürüm ilan eder. ‘Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir...’ olur.’ İslam‘da her mal ‘mukavvim’ denilen (satışa konu olmaya elverişli) değildir. Sözgelimi insanla ilgili kalp, böbrek, vb. organlar; saç, kan, kemik gibi her hangi bir uzuv satışa konu olamaz... Dinimizin haram kıldığı şeylerin ticareti de yani alınması da satılması da haramdır. (İçki, domuz vb) Hatta Rasulullah içki ile ilgili olarak on tane haram veya haram işleyen kişi sayar: ‘şarap yapmak üzere üzümün suyunu sıkan ve sıktıran, şarabı taşıyan, satan, alan, ikram eden, şarabın bedelini yiyen. Rüşvet, Gasp, Hırsızlık gibi yollarla kazanılan mallar da haramdır.”