Güncelleme Tarihi:
Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamada, üniversite kampüslerinde kurulan stantlarda veya tüketicilerin evlerine gidilerek yapılan iş yeri dışındaki satışlara ilişkin çok sayıda şikayet alındığı bildirildi.
İnternet üzerinden verilen yabancı dil kursu, farklı branşlara ilişkin kitap ve CD de içeren destekleyici uzaktan eğitim setleri başta olmak üzere, çeşitli mal ve hizmetlerin kullanımına yönelik aktivasyon kartı içerikli satışlara ilişkin şikayetlere dikkati çekilen açıklamada, satış temsilcilerinin, "14 gün içinde vazgeçme hakkı olduğu" vurgusuyla tüketicileri alıma ikna ettiği aktarıldı.
Açıklamada, satış anında sistemin denenmesi gibi bahanelerle aktivasyon kartında yazan kullanım nedeniyle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un "herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin" tanıdığı cayma hakkının kullanımının engellendiği ve tüketicilerin mağdur edildiğinin altı çizildi.
Cayma hakkını kullanmak isteyen tüketicilerin, bu taleplerini telefon aracılığıyla iletmeleri üzerine satıcı veya sağlayıcılar tarafından "bu başvurunun kaydedildiği ve işleme konulduğu" yönünde yanlış ve yanıltıcı bilgi verildiğinin tespit edildiği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
"İlgili mevzuatta düzenlenen 14 günlük cayma hakkı kullanım süresi içinde tüketicilerin 'yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığı' ile iletmeleri gereken cayma bildirimini yapmalarının hileli bir şekilde engellendiği görülmektedir. Bu durum tüketicilerin hiç kullanmayacakları ve memnun olmadıkları bir mal veya hizmet için ödeme yapmak zorunda bırakılmalarına, ödeme yapılmaması durumunda ise haklarında haciz de dahil olmak üzere cebri icra yollarının işletilerek, sözleşme konusu bedelin yanında masraflar da dahil olmak üzere fazladan bedel ödemek suretiyle mağdur edilmelerine yol açmaktadır."
"İSPAT YÜKÜ TÜKETİCİYE AİT"
Perakende satış yerleri kullanılmaksızın tüketicinin ev veya iş yaşantısını sürdürdüğü mekanlar gibi iş yeri dışında yapılan satışlarda cayma hakkının kullanımına ilişkin ispat yükünün tüketicilere ait olduğu belirtilen açıklamada, şu uyarılarda bulunuldu:
"Cayma bildiriminin 14 gün içinde yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısıyla gerektiğinde ispatı da sağlanabilecek şekilde yapılması gerekmektedir. Ambalaj gibi koruyucu unsurları açıldığı takdirde tüketiciler açısından cayma hakkının kaybına yol açacak aktivasyon kartı gibi dijital içeriklere ilişkin sözleşmelerde, satış temsilcilerinin bunları açması ya da kazımasına izin verilmemesi daha sonradan hak kaybı yaşanmaması adına önem arz etmektedir. Cayma hakkı bulunan sözleşmelerde satıcı veya sağlayıcıların, tüketicileri cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirmemesi veya yönetmelikte belirtilen diğer yükümlülüklere aykırı hareket etmesi durumunda, tüketicilerin cayma hakkını kullanmak için 14 günlük süreyle bağlı olmadığı ve bu sürenin cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona ereceği unutulmamalıdır.
Tüketicilerin iş yeri dışında yapılan satışlarda satıcı veya sağlayıcıların ticaret il müdürlüklerinden alınmış bir yetki belgesi olup olmadığına, cayma hakkı bulunan sözleşmelerde 14 günlük cayma süresi içinde sözleşmeye konu mal veya hizmet karşılığında tüketicilerden herhangi bir isim altında ödeme yapılmasının veya borç altına sokan herhangi bir belge verilmesinin istenemeyeceğine dikkat etmesinde fayda bulunmaktadır. Tüketicilerin ayrıca sözleşmenin yazılı olarak yapılmadıkça geçerli olmayacağını ve satıcı veya sağlayıcıların, sözleşmeyi tüketicilerin imzalamasını ve 'sözleşme tarihi', 'sözleşmenin bir örneğini elden teslim aldım' ifadesini ve cayma hakkının kullanılabildiği sözleşmeler için de '14 gün içinde cayma hakkımın olduğu konusunda bilgilendirildim' ifadesini tüketicinin kendi el yazısı ile yazmasını sağlamak zorundadır."
DENETİM FAALİYETLERİ YÜRÜTÜLÜYOR
Açıklamada ayrıca, iş yeri dışında satışa başlamadan önce alınması zorunlu yetki belgesinin bulunup bulunmadığı ve satıcı/sağlayıcıların mevzuata uygun ve tüketicilerin zararına olmayacak şekilde davranıp davranmadığı hususlarının Ticaret Bakanlığınca denetlenmekte olduğu bildirildi.
Bu kapsamda geçen yıl Bakanlık tarafından yapılan denetimler sonucu, mevzuata aykırı uygulamaları tespit edilen satıcı/sağlayıcılara toplam 767 bin 563 lira idari para cezası verildiği ve denetimlerin aralıksız devam ettiği vurgulandı.
Öte yandan açıklamada, tüketicilerin firmaların uygulamaları nedeniyle mağdur olmaları durumunda, kayıplarının tanzim edilmesi amacıyla değeri 8 bin 480 liranın altındaki uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine, değeri 8 bin 480 lira ve üzeri olan uyuşmazlıklarda ise tüketici mahkemesine başvurabilecekleri, mevzuat hükümlerini ihlal ettiği düşünülen satıcı veya sağlayıcılar hakkında da denetim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi için de Ticaret Bakanlığına şikayette bulunabileceği kaydedildi.