THD'den 'helal gıda' eleştirisi
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2005 17:35
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, TSE'nin hazırladığı “Helal Gıda” standardını eleştirerek, "Haram gıda tartışmaları tüketici haklarına aykırı Olup, gıda sektörünü kaosa sürükleyecektir." dedi.
Çakar, Dernek Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, son günlerde tartışmaya açılan “helal gıda” konusunda “yeşil sermayeye bağlı birçok firmanın” faaliyetlerini artırdığını ileri sürdü.
5179 sayılı Gıda Yasası gereğince, gıdanın içinde yer alan maddelerin gıda etiketinin üzerinde belirtilmesinin zorunlu olduğunu belirten Çakar, mevzuatta bir düzenleme yapılarak, gıda içine konulan maddelerin elde edildikleri hammaddelerin belirtilmesinin tüketicinin seçme hakkını kullanmasını sağlayacağını ifade etti.
Çakar, gıda güvenliği yönetim sistemleri açısından yetkilendirilmiş kuruluşların vermiş olduklarını HACCP ve ISO belgelerinin gerçeği yansıttığı noktasında şüpheleri bulunduğunu, ”helal gıda-haram gıda” etiketi verecek olan yetkilendirilmiş kuruluşların da hangi ciddiyetle çalışacaklarının tartışmalı olduğunu iddia etti.
“Helal gıda etiketi ve izni verilmeyen ürünleri haram gıda mı sayacağız? ya da sahte (helal gıda) etiketli ürünleri nasıl ayırt edeceğiz” diyen Çakar, şöyle devam etti: “Gıda Kanunu ve bu kanun gereği uygulamaya giren HACCP ve ISO 2000-2001 belgeleri tükettiğimiz gıdalar için sağlığa zararlı olmadığı güvencesini vermektedir. Bu durumda gıdaları 'helal gıda-haram gıda' diye sınıflandırmak hem bilimsel gerçeklere hem de tüketici ve insan haklarına aykırıdır. Bu yanlış girişimden dönülmesini, mevcut gıda mevzuatının etkin şekilde uygulanmasını beklemekteyiz.
Çakar, tüketicinin bilgilenme hakkı, sağlık ve güvenlik hakkıyla, Gıda Kanunu'na uygun olarak etiket üzerinde gıdanın içeriğinde ne olduğunun eksiksiz, doğru olarak yazılmasının ve gıdaların sağlık ve hijyenik koşullara uygun olarak üretilmesinin sorunun çözümü olacağını kaydetti.
“TÜRK HALKININ YEDİĞİ GIDALARIN YÜZDE 99'U HARAM”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çakar, “neden böyle bir standart getirildiği” yönündeki soruya karşılık olarak, bunun pek çok kesim tarafından pek çok nedenle gündeme getirilmiş olabileceğini, hatta iyi niyetli bile olabileceğini ifade etti.
Üzerinde “helal gıda” etiketi bulunacak gıdaların tüketiciye ulaşana kadar birçok aşamadan geçeğine işaret eden Çakar, “Örneğin, depolarda üzerinde farelerin cirit attığı gıdalar ne kadar helal? Helal, haram noktasına gelindiğinde birçok sorun var Türkiye'de... Aynı kesimin tüketiciyi soyarak elde ettiği paralar, yöneticilerin aldıkları rüşvetler, vergi kaçakları ne kadar helal olacaktır. Bunların altından kalkamazlar” diye konuştu.
Tüketicinin zaten şu anda ne yediğini bilmediğini iddia eden Çakar, şunları kaydetti: “Bu sıkıntının üzerine bir sıkıntı daha eklensin istemiyoruz. Genetiği değiştirilmiş ürünler sorunu var. Biz bu ürünleri 10 yıldır yiyoruz. Şimdi helal gıdanın liderliğini yapanlar bunların ithalatını yapıyor. Bu gıdaları ne kadar helal sayacağız. O zaman Türk halkının yediği gıdaların yüzde 99'u haram. Bunun liderliğini yapanlar cevabını versinler. Enerji içecekleri de bir örnek. 2 kez bu konuda dava açtık. Danıştay'da bu iptal edildi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hala Danıştay'ın kararına direniyor. Bunlar da haram değil mi? Bu konuda ısrar ederlerse altından kalkamazlar.”
5179 sayılı Gıda Yasası gereğince, gıdanın içinde yer alan maddelerin gıda etiketinin üzerinde belirtilmesinin zorunlu olduğunu belirten Çakar, mevzuatta bir düzenleme yapılarak, gıda içine konulan maddelerin elde edildikleri hammaddelerin belirtilmesinin tüketicinin seçme hakkını kullanmasını sağlayacağını ifade etti.
Çakar, gıda güvenliği yönetim sistemleri açısından yetkilendirilmiş kuruluşların vermiş olduklarını HACCP ve ISO belgelerinin gerçeği yansıttığı noktasında şüpheleri bulunduğunu, ”helal gıda-haram gıda” etiketi verecek olan yetkilendirilmiş kuruluşların da hangi ciddiyetle çalışacaklarının tartışmalı olduğunu iddia etti.
“Helal gıda etiketi ve izni verilmeyen ürünleri haram gıda mı sayacağız? ya da sahte (helal gıda) etiketli ürünleri nasıl ayırt edeceğiz” diyen Çakar, şöyle devam etti: “Gıda Kanunu ve bu kanun gereği uygulamaya giren HACCP ve ISO 2000-2001 belgeleri tükettiğimiz gıdalar için sağlığa zararlı olmadığı güvencesini vermektedir. Bu durumda gıdaları 'helal gıda-haram gıda' diye sınıflandırmak hem bilimsel gerçeklere hem de tüketici ve insan haklarına aykırıdır. Bu yanlış girişimden dönülmesini, mevcut gıda mevzuatının etkin şekilde uygulanmasını beklemekteyiz.
Çakar, tüketicinin bilgilenme hakkı, sağlık ve güvenlik hakkıyla, Gıda Kanunu'na uygun olarak etiket üzerinde gıdanın içeriğinde ne olduğunun eksiksiz, doğru olarak yazılmasının ve gıdaların sağlık ve hijyenik koşullara uygun olarak üretilmesinin sorunun çözümü olacağını kaydetti.
“TÜRK HALKININ YEDİĞİ GIDALARIN YÜZDE 99'U HARAM”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çakar, “neden böyle bir standart getirildiği” yönündeki soruya karşılık olarak, bunun pek çok kesim tarafından pek çok nedenle gündeme getirilmiş olabileceğini, hatta iyi niyetli bile olabileceğini ifade etti.
Üzerinde “helal gıda” etiketi bulunacak gıdaların tüketiciye ulaşana kadar birçok aşamadan geçeğine işaret eden Çakar, “Örneğin, depolarda üzerinde farelerin cirit attığı gıdalar ne kadar helal? Helal, haram noktasına gelindiğinde birçok sorun var Türkiye'de... Aynı kesimin tüketiciyi soyarak elde ettiği paralar, yöneticilerin aldıkları rüşvetler, vergi kaçakları ne kadar helal olacaktır. Bunların altından kalkamazlar” diye konuştu.
Tüketicinin zaten şu anda ne yediğini bilmediğini iddia eden Çakar, şunları kaydetti: “Bu sıkıntının üzerine bir sıkıntı daha eklensin istemiyoruz. Genetiği değiştirilmiş ürünler sorunu var. Biz bu ürünleri 10 yıldır yiyoruz. Şimdi helal gıdanın liderliğini yapanlar bunların ithalatını yapıyor. Bu gıdaları ne kadar helal sayacağız. O zaman Türk halkının yediği gıdaların yüzde 99'u haram. Bunun liderliğini yapanlar cevabını versinler. Enerji içecekleri de bir örnek. 2 kez bu konuda dava açtık. Danıştay'da bu iptal edildi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı hala Danıştay'ın kararına direniyor. Bunlar da haram değil mi? Bu konuda ısrar ederlerse altından kalkamazlar.”