Güncelleme Tarihi:
HÜRRİYET bu yıl ilk kez İstanbul’da yapılan uluslararası gayrimenkul fuarı Cityscape’de ‘Why invest in Turkey’ ( Neden Türkiye’ye yatırım yapılmalı?) konulu bir panel düzenledi. İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen panelin açılış konuşmasını Hürriyet İcra Kurulu Üyesi Zeynep Tandoğan ile Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan yaptı. Hürriyet Ekonomi Müdür Yardımcısı Sadi Özdemir’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde yabancı yatırımcılara Türkiye’ye yatırımın avantajları anlatıldı.
DESTEK OLUYORUZ
Gayrimenkul sektörünün en önemli fuarlarından Cityscape’in bu yıl ilk kez Türkiye’de gerçekleştiğine dikkat çeken Hürriyet İcra Kurulu Üyesi Zeynep Tandoğan, “Daha önce Körfez ülkelerinde düzenlenen fuarın gayrimenkul sektörü için en kadar önemli olduğu aşikar. İstanbul fuarının Dubai’den daha iyi performans gösteren bir fuar olmasına sevindik. Bunun sürdürülebilir olması önemli ve biz Hürriyet olarak bu konuda elimizden gelen desteği vermeye hazırız” dedi. Gayrimenkulün Türk ekonomisinin lokomotif sektörü olduğunu belirten Tandoğan, Hürriyet’in gerçekleştirdiği organizasyonlarla sektöre katkı sağladığını dile getirdi. Tandoğan şunları söyledi: “Her yıl marka haline gelen gayrimenkul yarışması Sign of the City Awards’u gerçekleştiriyoruz. Bölgesel sorunlara çözüm için Gelişen Bölgeler Zirvesi yapıyoruz ve yatırımcıları buluşturan Why invest in Turkey panelleri gerçekleştiriyoruz. İlkini Dubai’de yaptığımı bu panelle ‘Türkiye uzun soluklu yatırım yapılacak güçlü bir ülke’ temasının altını çiziyoruz.” Tandoğan panele destek veren Ağaoğlu Şirketler Grubu, Siyahkalem İnşaat, Kuzu Grup ile Varyap ve Gap İnşaat Ortaklığı’na da teşekkür etti.
İNŞAAT KALİTESİ ARTIYOR
Yaşanan terör olaylarına rağmen Türkiye’nin yatırım cazibesini koruduğunu söyleyen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, “Son yaşadığımız olaylar gösterdi ki terör insana ve insanlığa karşı uluslararası bir bela. Kimse artık olanlar beni ilgilendirmez diyemez. Tüm hükümetlerin ve özellikle Avrupa Birliği’nin birlikte hedef koyması ve mücadele etmesi gerek” dedi. İnsanların şehirlerden beklentilerini değerlendiren Demircan şunları söyledi: “Vatandaş şehrin ekonomisini, istihdamını, sosyal kültürel hayatını ve mekânsal planlama ile altyapısını soruyor. Yabancı yatırımcı da bunlara bakıyor. Türkiye’de, İstanbul’da ekonomik gelecek var. Ülke genç nüfusu ile kariyer planlaması yapanların gözdesi. Mimarisi, farklı kültürleri kucaklayan hoşgörüsü ile şehrimiz öne çıkıyor. Elbette şehrin eksikleri var. Kentsel dönüşüm bekleyen yerler var. Ama bir yandan da inanılmaz projeler yapılıyor. İnşaat kalitemiz herkesi büyülüyor.”
OYUNA YENİ BAŞLIYORUZ
Tüm dünya ekonomilerinin uzun yıllardır terörle mücadele ettiğini ve teröre rağmen katma değer üretmeye devam ettiğini belirten Ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin, “Şehirlere ve ülkelere yatırım kararı terörle alınmaz. New York dünyanın en büyük terör saldırısını yaşadı. İkiz kule yerine iddialı bir ticaret merkezi yaptı. Nüfus projeksiyonu, katma değer üretim becerisi, üretim ekosistemindeki konumu, gelecekteki ulaşım koridorları gibi noktalara bakılarak bir ülkeye yatırım kararı alınır” dedi. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bir numaralı ulaşım, enerji ve lojistik kavşak noktası olacağını belirten Alkin, “Türkiye’de 28 milyon çalışan varHem çalışan hem de toplam nüfusta önemli artış bekleniyor. Bu insanlar nerede oturacak? Konut, AVM, fabrika, otoyol yani inşaat endüstrisinin gayrimenkul yatırımlarının durma şansı yok. Türkiye’de yapılan Körfez Geçiş Köprüsü, 3. havalimanı gibi projeler sadece Türkiye için önemli değil. Bu altyapı projeleri bitince Türkiye dünya için küresel lojistik merkez olacak. Böyle bir coğrafyanın prim yapmaması mümkün mü? Türkiye daha oyuna yeni başlıyor” diye konuştu. Dünya Bankası ve IMF raporlarından rakamlar paylaşan Alkin, 2050’da Türkiye’nin 12 ya da 14’üncü büyük ülke konumuna geleceğini söyledi.
GENÇ NÜFUS İLE ÖNDE
Yabancı yatırımcı gözü ile Türkiye’yi değerlendiren Abraaj Direktörü Mehmet Kalay, “Yabancı yatırımcı neye bakıyor ve nasıl karar veriyor derseniz şunları söylerim; Birinci etken ülkenin nüfusu ve dağılımı, ikindi etken şehirleşme ve üçüncü etken de reformlar. Türkiye bu üçünde de pozitif. Yaş ortalaması 30. Her sene üniversiteden 600 bin öğrenci mezun oluyor ve bunun 75 bini mühendis. 1940-1950’de sıçrama yapan Almanya, Fransa ve Japonya gibi ülkelerin demografik yapısı ile Türkiye’nin yapısı birebir aynı. Öte yandan İstanbul Atatürk Havalimanı en yoğun 13. havalimanı. Bağlantısı en yüksek havalimanı sıralamasında ise dördüncü. Gelecek 10 yılda İstanbul, Londra ve Moskova’dan daha büyük olacak. Şehirleşmedeki gelişim İstanbul ile de sınırlı değil. Avrupa’da 1 milyonun üzerinde nüfusu olan ve en hızlı büyüyen 10 şehirden 6’sı Türkiye’de. Ne var ki bunlar sadece Türkiye’de değil. Öyle olsa tüm yatırımcılar bize gelirdi. Bu noktada farklılaşmak gerek. Bu da 2002 yılında yapılanlara benzer yeni reformlarla mümkün” dedi.
GRİ ALANLARI DÜZELTMELİYİZ
TÜRKİYE’nin taşıdığı potansiyele karşın düzenleme bekleyen noktalar da olduğunu belirten Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYODER) Yönetim Kurulu Üyesi Ersun Bayraktaroğlu şunları söyledi: “Türkiye’de çok fazla gri alan var ve bu konuda çalışmalıyız. Bizim hem yerli hem de uluslararası yatırımcı için uygun ortamı sunmamız gerekiyor. Türkiye’ye yatırıma gelenler mevzuatı sorguluyor. Yabancı vergisiz ortam istemiyor. Ne ödeyeceğini bileceği ortam istiyor. Biz kervan yolda düzülür desek de yabancı yatırımcı önünü görmek istiyor” dedi. Yabancı yatırımcının dünya ekonomisi iyiye gidince gelişmekte olan piyasalara yatırım yaptığını belirten Bayraktaroğlu, tedirginlik olduğu dönemlerde güvenli limanların tercih edildiğini dile getirdi. Bayraktaroğlu Türkiye’de gayrimenkul fonu gibi finansal enstrümanların da kullanımı için çalışılması gerektiğini kaydetti.
OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN REKOR
KONUT finansmanı gelişim süreci hakkında bilgi veren DD Mortgage Genel Müdürü Murat Aysan şunları söyledi: “2006’da bankalar konut finansmanı vermek için sıraya girerdi. O dönem ortalama konut kredisi bir konutun yüzde 35’i kadardı. Ortalama vade ise 36-40 aydı. 2012’lere gelince durum değişmeye başladı. Yüzde 75 finansman sınırı geldi. Sonrasında konut kredisi yüzde 60’lara vade ile 10 yıla dayandı. Yani insanlar daha fazla borçlanır hale geldi. Kaba bir hesapla 1.5 milyon kişinin açık kredisi var, 1 milyondan fazla da kapanmış. Yani 2 milyondan fazla kişi son 10 yılda konut finansmanına elini sürdü. Bizler önemli dönemlerde faiz iniyor mu çıkıyor mu diye bakarız. Son birkaç yılda bu kırıldı. Geçen yıl tüm olumsuzluklara rağmen konutta, arabada, telefonda beyaz eşyada rekor kırdık. Faiz oranları ve finansman sektör için kritik ama tek başına belirleyici değil” dedi. Bankaların sermaye yeterliliğinin belli sınıra geldiğini belirten Aysan bunun yansımalarını şöyle değerlendirdi: “Bundan sonra bankalar en çok para kazandıkları yere para vermek isterler. Konut finansmanında karlılık düşük olduğu için sona bırakılacak.” Sorunlu kredi oranları hakkında bilgi veren Aysan, gayrimenkulde şirketlere verilen kredilerde sorunlu oranın yüzde 3.5, bireylere verilen kredide de sorunlu oranın yüzde 0.5 olduğunu belirtti ve her iki alanda da panikleyecek bir durum olmadığını kaydetti.