Tereciye tere satıyoruz

GÜRAL Ailesi seramik ve porselen denildiğinde Türkiye’de ilk akla gelen ailelerden biri. Dede Ali Güral’ın açtığı yoldan giden Güral kardeşler kendi kanatlarıyla uçmaya karar verip, işleri ayırdıktan sonra Nafi Güral da kendi isminin baş harflerinden oluşan şirketini kurdu ve çocukları Sema Güral Sürmeli, Hediye Güral Gür, Gülden Güral ve Erkan Güral ile birlikte işlerini büyütmeye devam etti. Erkan Güral, NG Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı. İşin içinde büyüyen, iyi bir eğitimle şirketlerde görev alan ve babasından aldığı bayrağı daha ileriye taşıma azmiyle çalışan Erkan Güral’la konuştuk. Güral, “Seramik alanında dünya markaları çıkarmış İtalya, İspanya ve en büyük üretici Çin’e de ürün satar konuma geldik” diyor.

VİZYONER OLMAK ÖNEMLİ
Siz profesyonel olarak işlerle ilgilenmeden önce, çocukluğunuzda babanızla işe gidermişsiniz... O dönemlere ait hatıralarınızda neler var?

- İlkokul çağlarındayken babam Nafi Güral’ın yanında işe giderdim. Keresteciydik o dönemde. Babam beni tomruk ihalelerine götürürdü. Sıkıntılı yolculuklar yapardık, o zamanki olanaklar şimdiki gibi değildi. Öğle yemeği çoğu zaman gazetelerin üzerine açılır yenilirdi. Babam sık sık İstanbul’a gelirdi. Babamın o süreçlerine tanıklık ettim. Çok güzel hatıralarım var.

‘Babam gibi patron olacağım’ der miydiniz?

- “Patron olacağım değil babam gibi başarılı olacağım” derdim. Babam sıfırdan gelip merdivenleri teker teker çıkmış biridir. Çok iyi hesap yapar. Tüm kardeşlerimde de bu vardır. Vizyoner olmak sanırım ailenin DNA’sında bunlar var. Nafi Bey hep ileriyi düşünerek yatırım yapar, çalışır. Böyle bir babanın çocuğu olmak da özendiriyor. Biz de tüm kardeşler hep başarılı olmaya ve çalışmaya odaklandık. Yorulmak kavramı babamızın lugatında yoktur. Bizde de yok.

Nafi Bey “kriz” kelimesini de kullandırmazmış...

- Doğru. “Kriz” de kullanılmaz. Nafi Bey kriz lafını şirkette kullandırmaz. Yasaklamıştır.

Ama şirketlerin ve ülkelerin zor dönemleri oluyor. Bunlardaki strateji nasıl oluşturulur?

- Fevkalade dönemler olur. Ama kriz kelimesi ne kadar kullanılırsa negatif etki oluyor. Biz hep moral ve motivasyonu yüksek tutmak gerektiğini düşünürüz. Bıkkınlık, olanaksızlık, yorgunluk lugatımızda yoktur. Bunun faydası da çok oluyor. Ekibimiz içinde de bu bakış açısı kabul görmüştür Nafi Güral şirketlerinde biz 5 bin kişiyiz. Bunun büyük bir çoğunluğu Kütahya’da.

Porselen, turizm, seramik işleriniz var...

- Amiral gemi seramik ve porselen, üçüncü sırada inşaat geliyor, 4’üncü sırada da turizm ve sonrasında ambalaj sektörü var.

ÇİN’DE BÜYÜYORUZ
Alanında Türkiye’nin yurtdışına ilk ihracat yapan markası Kütahya Seramik. Son dönemde nasıl gidiyor ihracatınız?

- Her şirketin hedefi, hayali vardır. Bunu belirleyen de şirketin yöneticisidir. Ben tüm ekibime hep şunu söylerim, ‘biz seramikçiyiz ama herkesten daha yenilikçi olmalıyız. Ürün anlamında yüzümüz hep yeniliğe dönük olmalı.’ Dünya hızla değişiyor, değişimi iyi okumalıyız, yeni teknolojileri iyi kullanmalıyız. Biz Türkiye’deki

25 seramik üreticisinden herhangi biri olmamalıyız. Sektörde yapılmış neler var, yapılmışları bilelim iyi ama yapmayalım, yapılmamışları yapılamayanları nasıl yaparız diye bakarız ve bunların üzerine gideriz. Bu teknolojik anlamda önemli. Sürekli yenileniyoruz. 

Ne yaptınız bunun için?

- Bitmeyen bir enerjiyle çalışıyoruz. 2014’de Türkiye’nin en büyük ebatlı granitlerini üreten fabrikasını açtık. Orada ürettiğimiz ürünler bu sektörün en ileri teknolojisiyle üretiliyor. Bu işlerin terecisi ülkeler var, onlara ürünlerimizi satıyoruz.

İtalya ve İspanya’ya ürün satıyoruz diyorsunuz. Kendi markanızla değil mi?  

- Evet. Tereciye tere satmak peşinde olduk, bunu da başarıyoruz. Bu işte marka olmuş İtalya’ya, İspanya’ya ve bu işte en büyük satışı yapan Çin’e satıyoruz ürettiklerimizi. Kaldı ki bu ürün Çin’de doğdu ve oradan yayıldı. 1 yıldır Çin’e satış yapıyoruz. Çin’de büyümeye devam ediyoruz. Her geçen gün orada pazar payımızı artırıyoruz. 70 ülkeye seramik ihracatı yapıyoruz.

YENİ HAVALİMANININ SERAMİĞİNİ YAPTIK
Türk seramiği denilince çok zordu. İthal ediliyordu eskiden...

- Seramik teknolojisi Türkiye’de gelişti. Son yıllarda yatırımlarla eksiğimiz kalmadı. Kaliteli iyi ürünler üretiyoruz.

Büyük projeler deyince ilk aklıma gelen yer İstanbul’un yeni havalimanı. Eskiden Türk taşı, seramiği kullanılamıyordu. Şimdi durum değişti değil mi?

- Evet. Biz İstanbul’un yeni havalimanının 4 milyon Euro’yu bulan seramiğini yaptık. Hepsi tamamlandı. Bugün Euro ile bunları Türkiye’nin başka ülkelerinden alması yerine bir Türk şirketinin bunları üretmesi nasıl büyük bir kazanç, bunu herkes düşünmeli. Türk malına, yerli mala dönmek büyük kazanç. Artık Türkiye’de yerli kaliteli mal üretim algısı oluştu. Aynı zamanda Senegal ve Türkmenistan havalimanlarına da ürün veriyoruz.

Özel çalışma yapıldı mı yeni havalimanı için?�

- 4 aylık Ar-Ge çalışması yaptık. Yılda 200 milyon yolcu seramiklerin üzerinden yürüyecek. 400 bin metrekare, 120’ye 120 cm. ebatında ürün yaptık. Hepsi döşendi. Türkiye’nin gurur abidesi içinde yer aldık.

ERKAN GÜRAL KİMDİR?
Erkan Güral 1970 doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimimi Kütahya Lisesi’nde tamamlayan Erkan Güral, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Güral, halen York Üniversitesi’nde uzaktan eğitim ile işletme doktorasına devam ediyor. 1994 yılından bu yana çalışma hayatının içinde olan Erkan Güral, Afyonkarahisar da bulunan beş yıldızlı termal otel, Sapanca’da bulunan 5 yıldız wellnes otel, Kütahya’da bulunan seramik, porselen, ambalaj ve makine fabrikalarında toplam 5000 kişinin çalıştığı NG şirketlerinin yönetiminde aktif yöneticilik yapıyor.