ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2007 14:18
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İstikrar Enstitüsü’nün hazırladığı Mali İzleme Raporu’nda, gelir ve harcamaların ait olduğu yılda değil de sonraki dönemlerde devlet hesaplarına geçirilmesini bütçe saydamlığının önünde bir engel oluşturduğu, bütçe açıklarının gerçek boyutunun görülmesinin engellediği, analiz ve tahmin yapma güçlüğüne neden olduğu belirtildi.
Bu kapsamda, geçen yıl özelleştirme gelirlerinin finansmandaki belirleyici etkisinin bu yıl başı itibariyle henüz belirlenemediğine işaret edilen raporda, özelleştirilen Karayolları arazisinin 800 milyon dolarlık satış gelirlerinin bütçeye ne şekilde kaydedileceği ve finansman durumunu nasıl etkileyeceğinin izlenmesi gerektiği vurgulandı.
TEPAV İstikrar Enstitüsü Mali İzleme Raporu ocak ayı bütçe sonuçlarını açıkladı. Buna göre, geçen yıl gözlemlenen özelleştirme gelirlerinin bütçe finansmandaki belirleyici etkisinin ocak ayı bütçesinde gözlemlenmediği belirtilerek, Karayolları arazisinin satış gelirlerinin bütçeye ne şekilde kaydedileceği ve finansman durumunu nasıl etkileyeceğinin, önümüzdeki dönemde izlenmesi gereken bir konu olduğuna dikkat çekildi.
Raporda ocak ayı merkezi yönetim bütçesinin 18.5 milyar YTL harcama, 12.4 milyar YTL gelir düzeyinde gerçekleştiği belirtilerek, “Buna göre, ocak ayı bütçesi, gelirlerin geçen yıla göre düşmesi ve faiz giderlerinin dönemsel olarak yüksek düzeyde olması sonucunda 6.1 milyar YTL açık vermiştir. Geçen yılın aynı dönemine göre bütçe dengesi fazladan açığa dönmüş ve yüzde 400.2 oranında bir artış göstermiştir“ denildi.
TEPAV’IN BÜTÇE AÇIĞI MALİYE’DEN DÜŞÜK
Raporda, geçen yıldan farklı olarak yerel yönetimlere ve fonlara vergi ve fon payı olarak ayrılan paylardan yapılan ödemelerin ertelenmesinden doğan ve resmi bütçe açığını olumlu olarak etkileyen “bir aylık gider göstermeme” avantajının bu yıl ortadan kalktığına dikkat çekildi. Bu nedenle, TEPAV’ın şimdiye kadar yaptığı vergi ve fon paylarının bir ay ertelenerek ödenmesine ilişkin düzeltme yapıldığına işaret edilen raporda, ocak ayı bütçe açığının Maliye Bakanlığı’nın açığından 20 milyon YTL düşük hesaplandığı anlatıldı.
“HARCAMALARDAKİ ARTIŞ DİKKAT ÇEKİCİ”
Harcamaların geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 59.3 oranında artmasının oldukça dikkat çekici olduğu belirtilen raporda, bunun en önemli etkeninin yüzde 210 oranındaki artışla, faiz ödeneğinin olduğu kaydedildi. Rapora göre, faiz ödemelerindeki artış, geçen yılın ikinci yarısından itibaren borçlanma maliyetlerinin beklentilerin oldukça üstünde gerçekleşmesinden kaynaklandı.
FAİZ HARCAMALARINDA ARTIŞ EĞİLİMİ
Öte yandan, faiz dışı harcamalar da ocakta reel olarak ciddi bir sıçrama olduğuna işaret edilen raporda, bu yıl ocakta faiz dışı harcamaların bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22.7 arttığı belirtildi. Raporda, “Ortalama enflasyonun yüzde 10 ve büyümenin de yüzde 5, dolayısıyla toplamının yaklaşık yüzde 15 civarında olduğu bir ortamda faiz dışı harcamaların yüzde 23’e yakın oranda artması, harcamaların artış eğiliminin artarak devam ettiğini bize göstermektedir” denildi.
Bu artışın ocakta başta personel harcamalarıyla sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferler olmak üzere yapısal nitelik taşıyan harcamalardan da kaynaklandığı hatırlatılan raporda, artışın yüzde 92.1’i bu iki kalemden kaynaklandığı anlatıldı.
Ocak ayında esnekliğin olmadığı harcamaların payı yüzde 90’a ulaştığı kaydedilen raporda, geçen yılın aynı dönemine göre esnekliği olmayan harcamaların payı yaklaşık 10 puan arttığı vurgulandı. Raporda, diğer harcamaların ocakta tutulması, bütçe açığının çok daha yüksek düzeyde gerçekleşmesinin önüne geçtiği ifade edildi.
GELİRLER YÜZDE 9 AZALDI
Raporda, 2006 yılı mali izleme raporlarında bütçe performansını olumlu etkileyen bir defalık tedbirlerin 2007 yılında aynı düzeyde gerçekleşmeyecek olmasının 2007 yılı bütçe performansını olumsuz etkileyeceğinin sürekli vurgulandığına dikkat çekilerek, “Nitekim, 2007 yılında bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre mutlak olarak azalarak yüzde 9 oranında gerilemiştir. Bu gelişme ise esas olarak, geçen yıl TELEKOM nakit fazlası nedeniyle artan vergi dışı gelirlerin, bu yıl benzer bir etkinin söz konusu olmaması nedeniyle, düşmesinden kaynaklanmıştır” denildi.
“KARAYOLLARI ARAZİSİNİN SATIŞI NASIL BÜTÇELEŞTİRİLECEK”
Hazine’nin gecikmeli olarak açıkladığı bütçe finansman verilerine göre, ocak ayı içinde ortaya çıkan nakit açıklarının net iç ve dış borçlanmayla finanse edildiği belirtilen raporda, ocak ayı içinde Hazine’nin net bazda 6.5 milyar YTL finansman sağladığı, bunun içinde net iç borçlanmanın payının yaklaşık 5.5 milyar YTL olduğuna belirtildi. Raporda, ocakta nakit açığının oldukça üzerinde yapılan borçlanmayla Hazine’nin yılın başında nakit rezerv biriktirmeye devam ettiğine işaret edilerek, “Geçen yıl gözlemlenen özelleştirme gelirlerinin finansmandaki belirleyici etkisi bu yıl başı itibariyle henüz gözlemlenmemektedir. Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Karayolları arazisinin satış gelirlerinin bütçeye ne şekilde kaydedileceği ve finansman durumunu nasıl etkileyeceği, önümüzdeki dönemde izlenmesi gereken bir husustur” denildi.
RESMİ BÜTÇE RAKAMLARI TARTIŞMALI
Raporda, bir gelirin veya harcamanın ait olduğu yılda değil de sonraki dönemlerde devlet hesaplarına geçirilmesinin bütçe saydamlığının önünde bir engel oluşturduğu, bütçe açıklarının gerçek boyutunun görülmesinin önüne geçildiği, analiz ve tahmin yapma güçlüğüne neden olduğu vurgulandı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Bütçe ve nakit açığı gerçekleşmelerindeki bu tür sapmaların gerçek durumu hakkında Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılması ve bu konudaki kuşkuların giderilmesi gerekmektedir. Bu konudaki soru işaretleri giderilmeden açıklanan resmi bütçe rakamlarının doğruluğuna güven duyulamayacak ve bunlar üzerinden yapılacak analizler sağlıklı sonuç vermeyecektir. Bütçe saydamlığı konusunda ortaya çıkan bu tür olumsuzlukların geçmişte ekonomik istikrar üzerinde yol açtığı maliyet ve yükün bilinci içinde TEPAV İstikrar Enstitüsü olarak bütçe rakamlarının arkasında yatan gerçekleri aralama çabalarımız sürmekle beraber, bu konuda asıl sorumluluğun kamu otoritesine düştüğünün bir kez daha altını çizmek istiyoruz.”