Güncelleme Tarihi:
“BAHÇE ve tavuklar sayesinde çocuklar iyi beslenebiliyor. Böylece pazar masrafından da kısıyoruz” diyen Fatma Demirtaş’ın çocukların okumasından başka derdi yok. Altınşehir’de kanalizasyon, su ve yol gibi altyapı sorunları hâlâ tamamen çözülememiş ama burada yaşayanlar öncelikli dert olarak ‘geçim sıkıntısını’ anlatıyor, ağız birliği etmişçesine. 33 yaşındaki Fatma, 8 ve 12 yaşlarında iki çocuk annesi. Her şeyle başaçıkabilirmiş yeter ki, çocukları büyüdüğünde kimseye muhtaç olmasın. Çocukların büyük bir olgunluk içinde hiçbir şey istemeden yaşamayı öğrendiğini anlatıyor “Ama bu olgunlukları yüreğime oturuyor” diyor. Abisi 8-9 ay maaş almadan çalışmış ve patronu biriken maaşları ödemeden kaçıp gitmiş. Üstelik yatalak ve tek gözü kör annesine de bakması gerekiyormuş. Evin bütün yükü kardeşinin 16 yaşındaki oğlunun üzerine kalmış. Bütün bunları anlatırken kendi durumuna şükrediyor “Kocam bir Pimapencide çırak olarak çalışıyor.”
Dantel işi de çıkmıyor
30 yaşındaki eltisi Dilek Demirtaş’ın eşi de bir konfeksiyon atölyesinde çalışıyormuş. 7 ve 9 yaşında iki çocuk sahibi olan Dilek artık dantel işi çıkmadığı için aile bütçesine katkı sağlayamamaktan yakınıyor. Üstelik çocuk bakıcısı arayan da yokmuş. İşten çıkarılan kadınlar çocuklarına kendisi bakmaya başlamış. Konya’ya eve biraz erzak getirmek için giden kayınvalide ile aynı evde yaşıyorlar. Bahçedeki işlerinden alıkoyduğumuz için tedirginler. İki eltiyi başbaşa bırakıp, mahallenin kahvehanesine gidiyoruz.
4 bin lira çay alacağı var
Altı yıdır kahvehane işleten Mehmet Güncel, dolup taşan kahvehaneden ve artan işlerden memnun olmadığını söylüyor. “Benim işler artsa da paraya dönmüyor ki! Hepsi veresiye yazdırıyor. İşsiz güçsüz kalmış adam, parası yok. İçeri mi almayayım” diyen Mehmet Güncel, alacaklarının 4 bin liraya çıktığını anlatıyor. İşini kaybedenlerin çoğu Mehmet Güncel’in tanıyıp, bildiği insanlarmış, patron eleman karşılıklı işsiz oturuyorlarmış. “Şimdi bir bardak çayı, iki kesme şekeri esirgesem ayıp olur. Ama bu gidiş gidiş değil. Ben de batar kapatırım, gider bir kahvehanede otururum” diyor.
Kayıp oğlumu bulun
Mehmet Güncel’in “Gasteciler gelmiş. İşsizlerle konuşuyorlar” demesiyle etrafımızı sarıyor Güvercintepe’nin işsizleri. Haber mahalleye yayılınca yanımıza 52 yaşındaki İbrahim Yetişoğlu geliyor. 5 yıl önce oto tamircisiyken kepenk kapatmış ama o işsizliği önemsemiyor. Derdi 24 Mayıs 2004’te işe giderken ortadan kaybolan oğlunu bulmak. “Akşama kadar sigara dileniyorum kahvede. Günlük bir iş bulursam çalışıyorum. Oğlumun ne ölüsü ne dirisi... Bir haberi gelsin....
Aç kalayım ama yeter ki oğlum bulunsun”
derken ağlıyor.
En son 3 yıl önce gömlek alan hurdacı boşa dolanıp duruyor
ALTINŞEHİR’de karşımıza çıkan çıkan eskici Sinan Güney’e halini hatırını soruyoruz, “Dolaşıp topluyoruz. Zaten hiç iş yok. Öyle... Serbest takılıyoruz” diyor. İşlerin 6 yıl önceki seviyelere döndüğünden dert yanıp, ekmek parası bile çıkaramamaktan yakınıyor. Ecevitin krizini mumula aradığını anlatan Güney, iki çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamamanın utancını yaşadığını söylüyor. Güney, “Şişli’de hurda topluyorum yevmiyeli. Bir iş bulursam çalışıyorum. En son 3 yıl önce bir gömlek almıştım kendime. En asgari şartlarda yaşıyoruz. En kötüsü ne biliyor musunuz? Hiç umudumuz yok.” Altınşehir’de kanalizasyon, su şebekesi olmadığını anlatan Güney, bozuk yollardan da şikayetçi ancak ‘karın açlığı’nın daha büyük bir problem olduğunu söylüyor. Beş çocuklu yenge Hatice Güney de söze karışıyor. Tencere kaynatamamaktan şikayetçi. Umudunu dersaneye gitmeden üniversiteyi kazanan çocuğunu bağlamış. “Okuyup, hepimizi kurtaracak inşallah” derken koca ailenin yükünü 17 yaşındaki bir çocuğun omuzlarına yıkıyor.
Bakkalın veresiye defteri ve borçlar iyice kabarıyor
BAYAR Gıda’nın sahibi Hasan Bayar, azalan işlerden, kabaran veresiye defterlerinden, ödeyemediği biriken vergi borçlarından bunalmış.
‘Veresiye teklif etmeyin’ uyarısı asmasına rağmen, küçük bakkal dükkanına girenlerin çoğunun veresiye teklif ettiğini anlatan Bayar, “Dükkanın kirasını zor ödüyorum. Evim de kira. Böyle giderse kapatıp, Adıyaman’daki köyüme döneceğim. Bu şehir bitmiş” diyor.
Çocuklarımdan utanıyorum uyuduklarında eve gidiyorum
ÜÇ çocuk babası Mustafa Aksu (40) 6 aydır işsiz. Ondan önce çalıştığı yerden de aylarca maaş alamamış. Borçla geçindiklerini, eşin-dostun yardımıyla karınlarının doyduğunu söylüyor. Çocuklarının hiçbir ihtiyacını karşılayamayan Mustafa Aksu, “Sabah iş umuduyla çıkıyorum evden. Eli boş kahveye dönüyoruz. Eşimle de haliyle sorunlar oluyor. Çocuklarımdan utanıyorum. Onlar uyumadan eve gitmiyorum. Uyanmadan evden çıkıyorum. Bir şey isterlerse diye korkuyorum. Çocuklarla yüzleşmemek için kendi evimde kaçak yaşıyorum. Evlere girip buzdolaplarına bakın; bir tanesi dolu mu” diye konuşuyor.
Konfeksiyon atölyem var ama kapatmak üzereyim
KARDEŞLER Tekstil’in sahibi 52 yaşındaki Sıtkı Tepe, 3 yıldır zar zor ayakta tuttuğu işlerini artık sürdüremeyeceğini söylüyor. 80 çalışan sayısı 15’e gerilemiş. Evden 6-7 kişinin çalışıp ancak atölye kirasını çıkardığını anlatırken Sıtkı Tepe, sıkıntıdan ah çekiyor. “Kapatmak üzereyim atölyeyi” diyor biraz kızgınlık biraz da utançla.
Güvercintepe’de işsizlik yüzde 70
ÇALIŞTIĞI konfeksiyon atölyesi kapanınca 20 kişinin bir anda işsiz kaldığını söyleyen 29 yaşındaki Mehmet Şirin Sagel, 2.5 aydır işsiz oturduğunu, babadan kalma şeylerle geçinebildiklerini anlatıyor. Biri okula giden öbürü ise seneye başlayacak iki çocuk babası Mehmet, gelecekten korkuyor, umudunu yurtdışına gitmeye bağlamış. “Evde huzursuzluk kaçınılmaz oldu. İşin kötüsü hanım da haklı” derken mahalledeki işsizlikle avunuyor: “Burası Güvercintepe. İşsizlik oranı yüzde 70. İstatistiği gelip, bize sorsunlar.”