Güncelleme Tarihi:
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, ‘‘Bankalarda 10.3 milyon kişinin mevduatı var. Bunlardan 76 bininin 610 trilyon lirası beyannameye girecek. Kıyameti bunlar koparıyor’’ dedi.
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun alt komisyonunda görüşülmekte olan vergi reformu yasa tasarısında yer almayan bazı konular yüzünden, son günlerde, kıyametler koparıldığının söyledi. Temizel, A.A.'ya yaptığı açıklamada, 4 milyar 629 milyon liranın üzerinde faiz geliri elde edenlerin beyanname vermelerini öngören 1993'te yapılmış bir düzenlemeden dolayı kıyamet koparılmasına bir anlam veremediğini belirtti.
1993 YILINDA ÇIKTI
Türkiye'de, 10 milyon 358 bin kişinin bankalarda mevduatı bulunduğunu belirten Temizel, ‘‘Yalnızca 76 bin kişinin elde ettiği 610 trilyon lira vergilendirilecek. Geriye kalanların çok büyük çoğunluğu faiz geliri nedeniyle beyanname vermeyecek, bir kısmı da beyanneme vermekle birlikte bir kuruş vergi ödemeyecek. Yani koparılan kıyametin nedeni, 76 bin kişinin elde ettiği 610 trilyon lira faiz gelirinin vergilendirilmesidir’’ dedi.
Temizel, faiz gelirinin vergilendirilmesi konusunun vergi reformu tasarısı ile hiç bir ilgisi bulunmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
‘‘Bu, 1993 yılında yapılmış ve 1 Ocak 1997'de yürürlüğe giren kanuni bir düzenlemedir. Yeni yaptığımız bir olay değil. Ne vergilendirme ilkelerini ne de enflasyondan arındırma katsayısını, hiç birşeyini yeni yapmış değiliz. Faiz geliri sağlayanlar bu düzenlemeye göre vergi ödeyeceklerini biliyorlardı.’’
AKIL KARI DEĞİL
Vergi tasarısında kesinlikle olmayan bazı konular yüzünden eleştirilildiklerini, ancak tasarıda yer alan hiçbir maddeyle ilgili bir doğru dürüst eleştiri alamadıklarını vurgulayan Temizel, şunları anlattı:
‘‘Türkiye'de mevcut vergi sistemi ile vergi toplanması mümkün değildir. Toplumun tüm kesimleri yeni bir vergi sistemine geçilmesini istiyor. Çünkü mevcut sistem adalet duygusunu zedeleyecek kadar gayri adildir. Enflasyon oranlarının yüksekliği nedeniyle enflasyona karşı kendini korumaya çalışan mükellefi zorunlu olarak vergi kaçakçısı konumuna düşürmekte, kazanılmayan kazançtan vergi alınmasına, bir çok kazancın da gelir tanımı içinde yer almaması nedeniyle vergilendirilememesine yol açmaktadır. Mevcut vergi sistemi yatırım kararlarını müthiş ölçüde yanlış etkiliyor, (fabrika kur, istihdam yarat, birşeyler üret ve bunun onurunu, gururunu yaşa) demiyor. (İşçiyle, sendikayla, vergi dairesiyle uğraşacağına götür paranı repoya yatır, sırtüstü yat, üstelik kat kat fazlasını kazan) diyor. Kaynakların bundan daha ters kullanılmasını sağlayacak bir sistem özel olarak çalışılsa dahi yaratılamaz.’’