Güncelleme Tarihi:
Mumcu, öncelikle memleket insanına istihdam sağlamak, devletimize vergi vermek ve ihracat sağlamak amacıyla kurulan tekstil ağırlıklı sanayiye acilen can suyu gerektiğini söyledi.
Mumcu, tekstil sektörünün içinde bulunduğu kötü durum ve bu durumdan çıkış için önerilerinin yer aldığı bir mektup yazarak, bakanlara, AK Parti üst düzey yöneticilerine, bazı önemli kurumlara ve ulusal gazetelere gönderdi. Mumcu, mektubunda, Türkiye için tekstil sektörünün göründüğünden çok daha fazla bir öneme sahip olduğunu ifade ederek, bu sektörün tarladan başlayarak, mamul hale gelinceye kadar mutlaka desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
Mektubunda, “Tekstil, Türkiyemiz için lokomotif sektörlerden birisidir dediğimizde yanlış bir şey söylemiş olmayız” diyen Mumcu, şöyle devam etti:
“Çünkü tekstilin, insan hayatının her anında ve her safhasında ihtiyaç duyulan çok önemli bir sanayi dalı olduğunu şu şekilde izah edebilmemiz mümkündür. Hayata gözlerimizi açtığımız andan, ömrümüzü tamamlayacağımız ana kadarki süreçte kundak bezinden kefen bezine kadar, tekstil ürünlerine ziyadesi ile ihtiyaç duyduğumuz herkesin bildiği ve yaşadığı bir gerçektir.”
“TEKSTİLE CAN SUYU GEREKLİ”
Dünya nüfusunun daima arttığını, artan bu nüfusun da tekstilin her dalında üretilen materyallere kesin ihtiyacı bulunduğuna dikkati çeken Mumcu, “Bu bakımdan dünya var oldukça tekstil var olacak demektir. Tekstil bilhassa pamuklu üreten bir sektörü konuşmak için ilk önce pamuğun tarlaya ekilmesinden son ürün aşaması olan konfeksiyona kadar her safhada ayrı ayrı ekonomiye ve istihdama katkısını düşünmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Mumcu, “Böylesine hayati öneme haiz bir sektör olan tekstil, gelinen noktada nefes almaz ve can çekişir hale gelmiştir. Başka bir ifadeyle, öncelikle memleket insanına istihdam sağlamak, devletimize vergi vermek, ihracat sağlamak amacı ile kurulan Anadolu'daki tekstil ağırlıklı sanayiye, acilen (can suyu) gerekmektedir” dedi.
“YATIRIMLARI TEŞVİK YASASININ SÜRESİ UZATILMALI”
Mumcu, bu tür şirketlerden birisinin de, 1972 yılında Niğde'de kurulmuş bulunan ve ana gayesi, Niğde ve bölgedeki işsizliği önlemek, memleket ekonomisine katkıda bulunmak ve Türkiye'ye döviz sağlamak olan çok ortaklı Birko Şirketler Grubu olduğunu vurguladığı mektubunda şu görüşlere yer verdi:
“Malum olduğu üzere bütün dünya ülkelerinde yaşanan ekonomik krizden şirketimiz de etkilenmiş durumdadır. Ümit ediyoruz ki, etkisi yavaş yavaş azalmakta olan krizden salimen düzlüğe çıkabilmek için devletimizden, hükümetimizden bazı rica ve taleplerimiz bulunmaktadır.
Birincisi, 5084 sayılı yatırımları teşvik yasasının hiç olmazsa bir yıl uzatılması. Malum olduğu üzere Niğde ili teşvik kapsamına Haziran 2005'te alınmıştır. İkinci olarak, kredi garanti fonunun bir an önce devreye sokulması, işlerlik kazandırılması ve zor durumda bulunan sanayicimize kredi imkanı sağlanmasıdır.
Üçüncü olarak da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının uygulamakta olduğu kısa çalışma sisteminin 2010 yılı sonuna kadar uzatılmasıdır.
Kısa vadede bu ve buna benzer önlemler alınmak sureti ile Türk sanayisine bir ivme, bir moral kazandırılmış olacaktır. Orta vadede ise Türk tekstil sektörünün masaya yatırılmak suretiyle eksik ve aksayan yönleri ele alınarak canlandırılması, istihdam ve ekonomiye katkısının hızlandırılması suretiyle memlekete olan faydalarının azami noktalara çıkartılması gerekmektedir.”
Mumcu, halen 8 işletmesi bulunan Birko Şirketler Grubu'nun, kriz dönemine kadar bin 500'den fazla kişiye istihdam sağlayarak, en üst düzeyde vergi ödediğini ve yıllar itibarıyla 20 milyon doların üzerinde ihracat yapan bir kuruluş konumunda olduğunu, krizden Birko'nun da etkilendiğini, bu etkilenmeye rağmen ayakta durmayı başardığını ifade ederek, mektubunu şöyle tamamladı:
“Üretimde bir vardiya düşürmek suretiyle 2 vardiya olarak, ayrıca iki işletmemizde de kısa çalışma sistemi uygulayarak üretimlerimize devam etmekteyiz. Bugün eski gücümüze tekrar kavuşmamız için yukarıda belirtmiş olduğumuz tedbir ve teşviklerin vakit geçirilmeden ve iş işten geçmeden sağlanması gerektiğinin elzem olduğuna olan inancı taşıdığımızı belirtmek istiyoruz. Böyle ekonomik krizin olduğu bir dönemde, teşvik ve tedbir konusunda sağlanacak imkanların şirketimize sağlayacağı yararların ne derece büyük boyutlarda olacağı tartışılmaz.”